
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TÜRKİYE VE BOR MADENİ
ESOGÜ, Bor Araştırma ve Uygulama Merkezi nin düzenlediği, "Ülkemiz Bor Potansiyeli ve Mevcut Durum" konulu bilgilendirme toplantısında, yapıldı. Toplantıda, BORAM Müdürü, Sayın Prof. Dr. Haldun Kurama," ...ülkelerin kalkınmışlık düzeyinin belirlenmesinde, göz önüne alınan kriterlerden birinin de doğal kaynakların varlığı ve bu kaynakların etkin kullanılıp kullanılmadığı olduğunu belirtirken, doğal kaynakları değerli ürüne dönüştürerek, satmanın önemine vurgu yaptı.
Türkiye`den, bor alan ülkeler, katma değeri yüksek bor ürünleri üretmekte ve bu ürünleri ileri teknolojik ürünlerin, üretilmesinde kullanarak, ürettikleri katma değeri yüksek teknolojik ürünlerini, Türkiye`nin de dâhil olduğu, pazarlara satmaktadır.
Çünkü ülkemizde, Bor'la ilgili, mevcut çalışmalar yeterli değildir. Çünkü Bor'la ilgili olarak, aşılması gereken çok büyük engeller var. Ülkemiz, bu alandaki engelleri aşabilmesi için, devlet, özelliklede üniversiteler, bu alandaki çalışmalarını, yerel, ulusal ve global alanda, sürekli ve kalıcı bir şekilde sürdürmek zorundadır.
Ayrıca Türkiye, Bor'u, ürüne dönüştüremiyor. Nedendir bilinmez ama şahsıma geçmiş yıllarda, gönderilen bir e-mail de. "Danıştay 1.dairesi 1.Mayıs 2000 tarihinde 2000-50 200-67 kararı ile " Eti Holding A.Ş tarafından, ham olarak işletilebildiği ölçüde, rafine bor olarak yurt dışına ihraç edilerek satılan bor tuzlarının, aynı biçimde, ham bor ve rafine bor olarak, yurt içinde, Türk vatandaşı kişi ve firmalara da satılabileceğine karar vermişti.
Ancak Danıştay Dava Daireler Kurulu da, " Bor madeni, Yunanistan'a satılabilir ama Türkiye'de, Türk sanayicisine, bor satılmaz" diyen rekabet kurulu kararını onayladı." ifadeleri yer almıştı.
Türkiye' nin, Bor' u, ürüne dönüştürmemesinde, mahkeme kararının etkisi var mı veya böyle bir mahkeme kararı mevcut mu bilinmez ama ürüne yönelik, Bor'la ilgili pek çok çalışma, sonuçsuz kaldı. Çünkü rezervler bakımından, dünyada ilk sırada olduğumuz, bor madenini, katma değeri daha yüksek ürünlere dönüştüremiyoruz.
Osmangazi Üniversitesi, Plazma Fiziği ve Teknolojileri Araştırma Laboratuarında yapılan çalışmalarda, 15 yıl sonra neredeyse, tüm enerji depolama sistemlerinde kullanılacağı düşünülen, 'bor' madeni içeren pil tasarlanıyor.
Ancak geçmiş yıllarda, Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Sayın Ömer Yüngül, Türkiye'nin, bor ve hidrojen kaynaklarını değerlendirmek amacıyla, bir dizi Ar-Ge çalışması yürüttüklerini, bu kapsamda, 1.5 yıl önce kamuoyuna verdikleri sözü yerine getirerek, bir yakıt pili ürettiklerini belirterek, " ...yakıt pilini hazırladık. Şubat ya da Mart ayında piyasaya tanıtacağız." Demişti ama çalışmalarla ilgili, kamuoyunda gelişme olmadı.
Elbette Bor madeninde, büyük rezervlere sahip olmak, kendi başına bir anlam ifade etmemektedir. Asıl olan Bor' dan sağlanacak faydanın, en üst seviyeye çıkartılabilmesinin şartlarını oluşturmaktır. Bunun içinde, katma değerleri, daha yüksek ürünlere yönelmek ve Ülkemizde, borlu sanayileri kurmak, büyük önem taşımaktadır
Gelişen teknolojiler, bor kullanımını ve bor minerallerine olan bağımlılığı artırmaktadır. Hammadde, yarı mamul ve mamul madde olarak; cam, porselen, seramik, fiber glass, metalurji, elektronik, tıp, enerji, tarım, havacılık, savunma gibi çok farklı sektörlerde kullanılan bor mineralleri, sanayinin vazgeçilmez hammaddelerindendir. Özellikle uçak ve uzay sanayilerinde, yapı elemanı ve yakıt olarak kullanımları söz konusudur.
Bor aynı zamanda, Stratejik madenedir. Bor ve borlu yakıtlar, 1950'li yılların başında, ABD Savunma Programında, geleceğin yakıtı olarak adlandırılmış ve. önemli stratejik malzeme olarak nitelendirilmiştir. Ayrıca ABD ve NATO tarafından, Bor, stratejik bir maden olarak ilan edilmiş, pazarlaması kontrol altına alınmış ve COCOM olarak nitelendirilen tedbirler kapsamında, Varşova Paktı ülkelerine, ihracı yasaklanmıştır.
Türkiye'nin, bor madenlerinin rezerv ömrü 412 yıl iken, dünyanın ikinci büyük rezerv ülkesi, ABD'nin bor rezervleri 76 yıllık ömre sahiptir. Dünya rezervleri ve bu rezervlerin, tüketim artış hızları göz önünde bulundurulduğunda, 50-80 yıl sonra ülkemiz, bor yataklarının, dünyadaki tek bor kaynağı olma ihtimali yüksektir.
Petrol bittiği gün, dünya, enerjide, "BOR ve "TORYUM" madenine muhtaçtır. Hatta NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri A.Ş Genel Müdürü Sayın Mehmet Can ARVAS' a göre, 3. Dünya Savaşı, bor yüzünden olacaktır. Türkiye'nin, dünyanın, 2 bin yıllık enerji ve yakıtını karşılayacak kadar bor rezervine, sahip olduğunu belirttikten sonra,, "Bir dönem petrol için yapılan savaşlar, artık bor için yapılacak." diyerek kamuoyunu uyardı.
Dünyanın, en stratejik madeni olan ve diğer ülkelerde, çok az bulunan Bor Madeni üretiminde, Türkiye, mevcut kapasite ile gelen talepler karşılanmayacaktır. Hatta yok satacaktır. Bor rezervleri, hoyratla harcamak veya üretim ve satış kapasitesi artırmak, Bor' u, özelleştirmek, çocuk ve torunlarımıza, yapılacak en büyük yanlışlık olacaktır.