4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TÜRKMENLER'DE MAĞDUR VE MAZLUM

Başbakan Sayın Erdoğan, Filistin' e, sahip çıktıktan sonra."...bizim için, egemen güçlere, şirin görünmek değildir. Ast olan, MAZLUMLARIN ve MAĞDURLARIN yanında, yer almaktır." dedi.
Peki, Irak' ta, IŞİD' in saldırılarına uğrayan, çölde aç susuz kalan TÜRKMENLER, mazlum ve mağdur değil mi?
Sayın Erdoğan, Suriye, Filistin ve Gazze'de yaşananlara, gösterdiği tepki ve yardımı, Suriye ve Irak'ta yaşayan, Türkmenlere göstermiyor.
Oysa Eskişehir' de bile, Iraklı mülteci patlaması yaşanıyor. Her yerde Iraklı mültecilere rastlanıyor. Kentte küçümsenmeyecek sayında, Iraklı mültecinin olduğu söyleniyor. Türkmenler ise çöllerde, yaşam savaşı veriyor. Maalesef Iraklı ve Suriyeli Türkmenler, öz vatanına mülteci olarak bile, kabul edilmiyor.
Bu durumu, yadırgamamak lazımdır. İktidar, Türklüğü yok sayıp, Türk milletinin, her türlü milli değer ve sembole karşı çıkıyor ve Türklerden bahseden herkesi de kafatasçılıkla, suçluyor ama en fazla oyu da Türklerden alıyor.
Irak'taki, IŞİD saldırılarının mağduru Türkmenler, büyük bir trajedi yaşıyor. Örgütün, Telafer' i, ele geçirmesinin ardından, şehri terk eden 10 bin Türkmen, çöl ortasında, sıcaklarla boğuşuyor. Açlık ve susuzluk içinde, yaşamaya çalışan Türkmenlere, hiçbir yerden yardım ulaşmadığı söyleniyor.
Ak Parti iktidarı, Gazze, Suriye, Somali ve benze ülke halkına gösterdiği ilgiyi, Türkmenlere göstermiyor. Kürtler ve Araplar, ülkenin, birçok bölgesindeki akrabalarının, evlerinde kalabiliyor. Ancak Türkmenler, o kadar da şanslı değil. Evlerini ve yurtlarını tamamen terk eden Türkmenlerin, geri dönüşü neredeyse imkânsızdır. Çünkü göç edilen yerlerin, etnik yapıları, Arap ve Kürt yoğunluklu olduğundan, kendilerine sınırlı sayıda kapı açılıyor
Türkiye'den ve sivil yardım kuruluşlarından, gıda yardımı ulaştırılmamış olması da hayal kırıklığına sebep oluyor. Türkiye genelinde ve Eskişehir' de, Suriyelilere ve Gazze'ye, yardım talep edilmiş, tırlar dolusu yardım gönderilirken, Türkmenlere, aynı ölçüde kampanyanın yapılmaması, yardım gönderilmemesi, dikkat çekicidir.
Ak Parti iktidarı, Türkmenlere niçin, arzu edilen boyutta sahip çıkmıyor, yardım göndermiyor, sorunları ile neden ilgilenmiyor, bilinmez ama mezhep ayrılığı, gerekçe olarak gösteriliyor. Çünkü Tela fer'den kaçan Türkmenlerin büyük kısmının, Şii asıllı Türkmenler oluşturuyor. 200 binden fazla nüfuslu Türkmen kenti Tela fer' den, 60 bin Şii Türkmen, evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Şii gerekçesi, ne kadar doğru bilinmez ama Türkiye'nin, kendilerine Şii oldukları için mi yardım göndermediğini soran Türkmen Muhammed Halis, "Bizi, Türkmen olarak, görmüyorsanız, bari insan olarak görün. Burada Sünniler de var. Dinimizi, mezhebimizi, biz seçmedik. Bize kimse yardım etmiyor." ifadeleri yanında Telafer'de, öğretmenlik yapan, Ali Hasan Türkiye'de yardım talep ediyorlar ama Gazze' ye gösterilen ilgi, Türkmen kardeşlerimizden esirgeniyor." sözleri, söylentileri, doğrular niteliktedir.
Dünya, Türkiye, özellikle de Başbakan Sayın ERDOĞAN, Irak, Filistin, Gazze, Suriye, Mısır gibi ülkelerde, meydana gelen olaylara tepki gösterip, yardımda bulunurken, Irak, Suriye'deki Türkmenler ve 35 milyon olan Uygur Türklerinin, haykırışı duymazdan geliniyor.
Bu tabloya duyarlı olan insanlarımız da var. Nitekim Cumhurbaşkanı adayı Sayın İHSANOĞLU, Irak Türkmenlerinin temsilcileri, dernek başkanları ile yaptığı görüşmede, "Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılarla ilgilendiği gibi Iraklı Türkmenlerle de ilgilenmesini gerektiğini söyledikten sonra, "1991 yılında güvenlik konseyi Kürt kardeşlerimiz için, güvenli bölgeler oluşturmuştu. Bu gün Türkiye de, Türkmen kardeşlerimiz için, güvenli bölgeler yaratması lazım. 2011'den bu yana 1 milyon Suriyeliyi, Türkiye misafir etmektedir. Ortadoğu ya huzur döner, Türkmen kardeşlerimiz iade edilir. Türkiye olarak Arap kardeşlerimizle nasıl ilgileniyorsak, Türk kardeşlerimizle ilgilenmemiz lazım." diyerek bir gerçeği, kamuoyu ile paylaştı.
Elbette Türkler, her türlü şartlarda, yaşarlar ama dün olduğu gibi bugünde ve gelecekte de yok edilemezler. Nitekim Napolyon, " İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler." demiştir.
İktidar ve bazı örgüler, Irak, Filistin, Gazze, Suriye, gibi ülkelerde yaşananlara, tepki ve ilgi gösterip, yardımda da bulunuyor. Ancak iktidar ve bu örgütler, Irak, Suriye ve diğer ülkelerde yaşayan, öz be öz soydaşlarımıza, yardımı, esirgeyerek, ölüme, acıya, terk etmesi, dikkat çekici ve düşündürücüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi