1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Umarız bu konuda verilen en son söz olur!

Cumhurbaşkanı Eskişehir’e geldi “Tülomsaş hızlı Tren üretecek” dedi…

Zamanın Başbakanları geldi “Hızlı Tren’i Tülomsaş üretecek” dedi…

Bakanlar her geldiğinde Tülomsaş’ı ziyaret etti. “Hızlı Tren’i burada üreteceğiz” dedi.

Milletvekilleri zaten her ağızlarını açtıklarında söylemeden geçmediler Tülomsaş’ın Hızlı Tren üreteceğini…

AK partinin görev yapmış ne kadar il ve ilçe başkanı varsa “Tülomsaş Hızlı Tren üretecek” açıklaması yaptı…
Ama gelin görün ki, Tülomsaş yıllardır bir türlü o Hızlı Treni üretemedi. üretmesinin yolu açılmadı.

 Oda Başkanları, mesleki örgütler, STK’lar ve sendikalar çıkıp “Tülomsaş Hızlı Tren üretmeli” derken, bu talebin muhatabı olan iktidar mensupları, sanki ellerini kollarını tutan varmış gibi çıkıp “Valla doğru… Bizce de üretmeli” dedi iyi mi?

Halbuki Cumhurbaşkanından ilçe başkanına kadar “Tülomsaş Hızlı Tren üretmeli” diyenlerin hepsi aslında karar vericiydi.
Her neyse…
Tülomsaş Hızlı Treni üretemeden hükmi şahsiyeti sona erdi.
Ankara’da yeni bir şirket kuruldu, Tülomsaş da o şirketin bölge Müdürlüğü yapıldı.

***

önceki gün Ulaştırma bakanı geldi Eskişehir’e…
Artık TüRASAŞ’ın bölge müdürlüğü olan eski Tülomsaş’a gidip, inceleme yaptıktan sonra
“Gelişen, büyüyen, güçlenen demiryollarımızın bütün ihtiyaçları Eskişehir TüLOMSAŞ’ın da içinde bulunduğu TüRASAŞ tarafından karşılanacaktır. Dolayısıyla Eskişehir Bölge Müdürlüğü’müzde de kapasite artacak, üretim artacak” dedi.
Umarız bu söz, bu konuda verilen son söz olur…
Umarız bu söz bari yerine getirilir de, biz de ileriki günlerde “Ne oldu verdiğiniz söze? Hani üretim de Kapasite de artacaktı?” diye yazmak durumunda kalmayız…


.....


Dönerse senindir!


Başlığa bakıp da “Aşk yazısı” yazacağımızı düşünmemişsinizdir herhalde?
Ya da...
- “Dönerse senindir. Ben lahmacun söyledim” gibi iğrenç espri falan yapma niyetimizin de olmadığını tahmin edersiniz.
Bahsetmek istediğimiz konu “Geri Dönüşüm”
Yani...
Dönüşümü olan maddelerin yeniden ekonomiye kazandırılması.
Böylelikle hem çevre kirliliğinin önüne geçilmesi, hem ekonomik değer yaratılması hem de önemli bir tasarrufun ortaya çıkartilması.
Nereden bakarsanız bakın önemli ve ihmal etmememiz gereken bir konu.
Tabi kuralına göre  toplayabilir ve en iyi şekilde dönüştürebilirsen!
***
Ne yazık ki üklemizde geri dönüşüm ile ilgili yeterli bilince sahip olduğumuz söylenemez.
Dönüşüm ile ilgili çabaların ise çabadan öteye geçmediği bir gerçek.
Bu durum, değer verdiğimiz ve her türlü toplumsal mesele ile ilgili taşıdığı duyarlılığına inandığımız bir dostumuzun da dikkatini çekmiş.
Maalesef geri dönüşüm konusuna Türkiye'de ve doğal olarak Eskhir'de yeterli önem verilmediğini, oysa bu konunun yurtdışında çok önemsenen bir konu olduğunu söylüyor.
Ardından, örneği Eskişehir'den verip, ikamet ettiği Orhangazi Mahallesinde belediyenin  geri dönüşüm hizmetinin olmadığını, halbuki yurtdışında otomatlar ile geri dönüşecek malzemeleri daha toplama aşamasında ayıran  bir sistemin olduğunu hatırlatıyor.
Bu sistem sayesinde otomatlara atılan pet, metal ve cam şişeler karşılığında otomatların bir kupon verdiğini, bu kuponlarla, üzerinde yazdığı miktar kadar markette indirim alındığını, otomat internet bağlantılı ise kupon yerine vatandaşın cep telefonuna kredi yüklendini ve bu kredilerle anlaşmalı işyerleride para olarak kullanıldığını söylüyor.
***
Sonuç olarak;
Ekonominin de, çevrenin de, toplayanların da kazandığı bir sistem anlayacağınız.
Ve bu sistem, bizdeki “Kervan Yolda Düzülğür” mantığından öte,  o ülkelerde tıkır tıkır işliyor.
Adamlar tüettiğinden yeniden  üretiyor...
Biz, önce kafamızı dönüştüremediğimiz için iki kere tüketiyoruz.


.....


Salgına bir sağlıkçı kurban daha verdik.


Eskişehirlilerin yakından tanıdığı bir hekimdi Erçin özüntürk.
Dermatoloji uzmanı olarak uzun yıllar Eskişehir'de hekimlik yaptı.
Cilt sorunu ile karşılaşan her Eskişehirlinin ilk aklına gelen isimdi adeta.
Beyefendi bir kişiliğe sahipti.
Yaptığı işe saygısı vardı.
Eskişehir'den ayrılıp İstanbul'a yerleşti.
İstanbul'da da isim yaptı ve çok sevildi.
Muayenehanesi ünlü isimlerin uğrak yeriydi.
Covid virüsü onu da yakaladı.
önceki gün vefat ettiğini öğrendik.
üzüldük tabi...
Salgın bir hekimi, üstelik Eskişehirlilerin yakından tanıdığı bir ismi daha aramızdan alıp götürdü...


.....


Sadece fıkra hoşumuza gitti


Hollywood'dan gelen bir film ekibi, Nevada çölünün kızgın güneşi altında kovboy filmi çekiyormuş. çeşitli dekorlarla kovboy kasabasına benzeyen film setine elindeki cep radyosuyla dolaşan ihtiyar bir Kızılderili gelmiş ve demiş ki:
- Yarın yağmur yağmak.
Sonra çekip gitmiş. Film yönetmeni bir gün sonra yağan yağmuru hayretle izlemiş. Bu sırada ihtiyar Kızılderili yine gelip şöyle demiş:
- Yarın fırtına olmak.
Sonra gitmiş. Gerçekten de bir gün sonra müthiş bir fırtına çıkmış ve çölü birbirine katmış. Kızılderilinin bilgeliğine hayran olan film yönetmeni talimat vermiş:
- çabuk bana o Kızılderili’yi getirin, istediği parayı da verin, o olmazsa biz bu filmi bitiremeyiz!..
Adamlar, Kızılderili’yi bulmuşlar, ama yaşlı Apaçiyi bir türlü razı edememişler. Yaşlı Kızılderili en sonunda teklif edilen bir milyon doları kabul ederek, adamlarla birlikte kampa gelmiş.
Bir ay boyunca, ihtiyar Kızılderili’nin söylediği her şey tutmuş; yağmur dese, yağmur, çöl fırtınası dese, çöl fırtınası, kavurucu sıcak dese, kavurucu sıcak. Yönetmen gayet memnun mesut durumda filmi çekmeye devam etmiş.
Bir gün yaşlı Kızılderili susmuş ve hava durumu hakkında hiçbir şey söylemez olmuş. Yönetmen, "Nasıl olsa geçer." diye düşünerek beklemiş. Bir gün, iki gün, bir hafta, bir ay derken, yönetmenin sabrı taşmış ve Kızılderili’yi bir kenara çekerek öfkeyle bağırmış:
- Bana bak, bu iş için sana dünyanın parasını ödedim. Bir an önce yarınki hava durumunu söylemezsen, seni buradan atacağım!..
Kızılderili umursamaz bir tavırla omuzlarını silkerek cevap vermiş:
−    Hava durumunu nasıl söylemek? Radyo bozulmak!.
Not- Fıkranın; Meteoroloji tarafından tüm yurtta yağış tahmininde bulunduğu gün, Diyanetin de tüm camilerde  “Yağmur Duası” yapılması kararı alması ile hiçbir alakası yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi