1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Umudumuz kırılmadı değil hani...

Yeni yasa ile birlikte Eskişehir'in tamamı Büyükşehir Belediye sınırları haline geldi.
Yani...
Büyükşehir Belediyesi yeni yasa ile birlikte Eskişehir'in 12 İlçesine de hizmet götürecek.
Seçim s onucunda, Büyükşehir belediyesi CHP'li, İlçeler de AK Partili olunca yüzler ister istemez düştü.
Üstelik...
Büyükşehir belediye Meclisinde AK Parti çoğunluğu ele geçirince, endişeler daha da arttı.
Başından beri bunun bir fırsat olduğunu, olumsuz gibi görünen tablonun, Eskişehir'in avantajına çevrilebileceğini söylemiş ve şu yorumu yapmıştık:
"Aslına bakarsanız, yeni yasa ile birlikte bu durum Eskişehir açısından önemli bir fırsat.
Şöyle ki:
Eskişehir'in Odunpazarı ve Tepebaşı dışında kalan 12 ilçesi, nüfus yoğunluğu bakımından da Ekonomik bakımdan da kuvvetli ilçeler değil.
Öyle ahım şahım cazibeleri de yok.
Bu ilçelerin güçlenmesi ve hem kendine hem de Eskişehir merkezine çeşitli alanlarda katkı sağlaması yeni yasayla mümkün.
Ancak...
Bunun olabilmesi için öncelikle siyasetin ortadan kalkması gerekiyor.
Büyükşehir Belediye yönetimi ve AK partili meclis çoğunluğu olaylara siyasi olarak bakmayıp, İlçelerin güçlenmesi penceresinden bakmaları halinde bu iş çözülür.
Böylece...
Hem Büyükşehir yatırımları ile İlçeler kalkınıp daha güçlü hale gelebilir, hem de güçlenen İlçelerin Eskişehir merkezine büyük katkısı başlamış olur.
Ama yukarıda da dediğimiz gibi...
Hem büyükşehir başkan ve yönetimi, hem de İlçelerden gelen AK Partili meclis çoğunluğunun birbirlerine muhalefet etme yerine, yatırımlarda uzlaşması gerekiyor..."
Biz bu düşünceleri taşırken Büyükşehir Belediye Meclisinin ilk iki oturumunda yaşanan olaylar, bizim bu yöndeki umudumuzu kırdı.
Ama yine de önümüzde 5 yıllık bir süreç var.
Yaşanan ilk olumsuzluklara rağmen bu süreç, taşıdığımız umutlar çerçevesinde yeşerirse Eskişehir'i kimse tutamaz.
Tabi bunun için başından beri söylediğimiz önemli bir noktanın yerine getirilmesi, Yani...
Büyükşehir Meclisinde siyasetin bir tarafa bırakılması gerekiyor...
Bu da çok zor bir şey değil...
AK Parti Meclis çoğunluğu, CHP'nin seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanına saygı duyacak, Büyükşehir belediye Başkanı da, aynı saygıyı AK parti meclis çoğunluğu için taşıyacak.
Bunlar karşılıklı olurken olmayacak tek şey ise, siyaset olacak.
İşte o kadar.
---------------------------------------------
Nasip işi bu siyaset!
Tepebaşı Belediye Başkanlığı için aday adayı oluyor.
Ciddi de bir kampanya yürütüyor süreç içinde.
Hem paradan hem de zamandan kısmadan çalışıyor.
Sonunda Belediye Başkan adayı olamıyor.
-"Nasip böyleymiş. Sağlık olsun" diyor.
Adaylarını belirleyen parti, meclis listelerini yapmaya başlıyor.
Tepebaşı Belediye Meclis listesinin 1 nci sıra kontenjan adaylığı boş.
Teklif ediyorlar kendisine.
Aynı zamanda, partisinin bir başka Başkan aday adayı da talipli aynı yere.
-"O olsun. Ben feragat ediyorum" diye çekiliyor kenara.
Tam da seçim defterini kapattığı sırada, hiç de akla gelmeyen bir olay cereyan ediyor.
Partinin tepebaşı Belediye Meclis listesinin başına konulan isim eski bir bürokrat.
Ancak...
Aday adaylığı başvurusu yaptığı tarihte istifa etmediği anlaşılıyor.
Daha doğrusu kendi partilileri tarafından bu durum ihbar ediliyor.
Seçim kurulu, listenin birinci sırasında bulunan bu eski bürokratın adaylığını düşürüyor.
Boşalan birinci sıra çok kıymetli bir yer.
Seçilmesi garanti.
Üstelik, seçilen hem Tepebaşı hem de otomatikman Büyükşehir meclisine giriyor.
Boşalan bu birinci sıraya o "Ben feragat ediyorum" denilen ismi getirip koyuyorlar.
Böylece...
Hem Tepebaşı hem de Büyükşehir Belediye Meclis üyesi oluyor o isim.
Hem de...
Her iki mecliste partisinin mecliste en önemli görevi olan Grup sözcülüğü görevini üstleniyor.
O isim Mustafa Birsen.
Ve Mustafa Birsen'in "Her şey bitti" derken geldiği konum, siyasette nasibin ne demek olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
HHH
Genç yaşta Belediye'ye giriyor.
Kısa sürede Belediye Başkanı Selami Vardar'ın gönlünü kazanıyor.
Aynı zamanda sıkı da bir partici.
Partinin Gençlik kolları Başkanlığını üstleniyor.
Belediye'de çalışmadığı birim kalmıyor.
Her Belediye Başkanı döneminde yükseldikçe yükseliyor.
Önce Müdürlükler, sonra Daire Başkanlığı, ardından Teftiş kurulu Başkanlığı, Genel Sekreter yardımcılığı ve en son, belediye bürokratlarının gelebileceği en üst görev olan Genel Sekreterlik görevine getiriliyor.
Hayali, Odunpazarı Belediye Başkanı olmak.
Aylar, hatta yıllar öncesinden ismi Odunpazarı Belediye adaylığı için konuşulmaya başlanıyor.
Önünde, aday yapılmaması için hiçbir engel yok.
Ancak...
Seçimlere bir yıl kala ömrü vefa etmiyor ve aramızdan ayrılıyor.
O isim Mustafa Mansız.
Ve merhum Mustafa Mansız'ın da durumu, siyasette nasibin ne demek olduğunu bir kez daha ortaya koymuş oluyor.
Sonuç olarak...
Eskişehirlilerin yakından tanıdığı, isimleri de aynı olan iki kişinin siyasette yaşadıklarını yazdık.
Bu iki örnek, daha öncesinde de yaşanan birçok benzeri örnek gibi, siyaset yapanların nasibe ve şansa inanmaları gerektiğini ortaya koyuyor.
Siyasette siz bir hedef belirlersiniz ve bu hedefe ulaşmak için elinizden gelen ne varsa ortaya koyarsınız.
Eğer nasibinizde varsa ve şansınız da yaver giderse, ortam sizin aleyhinize bile olsa hedefe ulaşırsınız.
Nasipte yoksa ve şans da sizden yana değilse, hiçbir engel olmamasına rağmen hedefi tutturamayabilirsiniz.
Kısacası...
"Siyaset şans ve nasip işi" diyenlere inanmak lazım...
-------------------------------------------------
Kabahat adaylardaysa eğer...
AK Parti Milletvekili Salih Koca, Eskişehir merkezindeki seçim yenilgisinin nedenini anlatırken "Hepimizin kusuru var ama en büyük sorumluluk adayların" dedi.
Bir anlamda, mahalli seçimlerin, adayların ön planda olduğu bir seçim olduğunu ifade ederek "Seçim kaybedildiyse bunun sorumlusu da haliyle adaylar olmalıdır" demek istedi.
Salih Koca'nın söyledikleri parti çevresinde taraftar da topladı, tepki de.
Koca'nın söylemiş olduğu sözün doğruluğu ya da yanlışlığı üzerinde durmayacağız elbette.
Burada, seçim yenilgisinin sorumlularının bulunması konusunda söylenebilecek tek şey var. O da Başbakan ve Parti Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim yenilgisi sorumluluğunu kimin omuzlarına yükleyeceği?
Erdoğan, belediyecilikten gelme bir isim.
Üstelik...
Aday olarak girdiği iki mahalli seçimin birini kaybedip, ikincisini de kazanmış bir isim.
Haliyle, kaybedildiğinde sorumluların kim olacağını da çok iyi biliyor, kazanıldığında başarının kimlere ait olacağını da.
O yüzden...
Yakında fatura kime çıkarsa, Erdoğan'ın gözünde seçim yenilgisinin sorumlusu ya da sorumluları zaten ortaya çıkmış olacak.
---------------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Romantik davranışları, dillere düşmüş aşklarıyla geçmişte ilişkilerinden epey söz ettirmiş nine ile dede, bir gün oturup eski günlerini yad eder. Sohbetin sonralarında iyice coşan nine, sırf nostalji olsun diye:
- Hadi yine o eski günlerde olduğu gibi sinemanın önünde buluşup, felekten bir gün çalalım! Var mısın efendi?!!
Öneriden etkilenen dede:
- Tamam hanım!!! der ve ertesi gün anlaştıkları gibi dede önceden sinemanın önüne gider ve başlar beklemeye... Ancak nine gözükmez. Beklemekten bir süre sonra sıkılan dede, sinirli bir şekilde söylenerek eve gelir. Bakar, hanım evde oturmuş ağlıyor.
- Ya hanım!! Seni o kadar bekledim, niye gelmedin!
İki gözü iki çeşme nine, hıçkıra hıçkıra:
- Annem izin vermediiiii!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi