UZAYI VE DÜNYAYI ARAŞTIRMAK BİR İBADETTİR

Kur'an'ın ilk ayeti olan "A'lak-1: Her şeyi yoktan var eden Rab'bin adıyla oku" cümlesinde 2 kesin hüküm bulunmaktadır. Birinci hüküm, olumsuz olmamak şartı ile her işe başlarken Allah'ın adını anarak, yani "BismillahirRahmanirRahim" diyerek başlayın olmaktadır. Böyle demekle, başlanan bir çabaya ilahî bir yardım talep edilmiş, bu işe Allah'ı ortak ve bir nevi de tevekkül de edilmiş olunmaktadır. Çünkü sınırlı bir güç ile yaratılmış olan biz beşerler, her an Allah'ın desteğine muhtaç durumdayız. Ancak hiç kimseye böylesi bir destek ve yardım, durup dururken gelmemekte ve mutlaka dua edilerek talep edilmesi şartı söz konusu olmaktadır. Yani dua ile istek kapısının açılması için, kapıyı çalmamız istenmektedir. Diyebiliriz ki dua edilmesi, bir nevi Allah ile iletişim kanalı açıcı rolü oynamaktadır. Hatta ilahi bir yardım isterken Peygamberlere de Allah'a dua etmeleri şartı söz konusudur. Peygamberlere de Allah'a dua etmeleri şartı olduğu Enbiya-76, Müminun-26 ve 39 ncu ayetler ile açıklanmıştır (Enbiya-76. Daha önce, Nuh da ayetlerimizi toplumuna kabul ettireme¬yince, yardım edelim diye dua etmişti. Biz de çağrısına cevap verip, kendisini ve inanan yakınlarını büyük tufan afetinden kurtar¬mıştık. Müminun-39. Nuh da: "Rabbim, halkın bu kabul etmeyişleri karşısında bana yardım et" diye dua etmişti).
A'lak-1 nci ayetteki 2 nci kesin hüküm ise "Oku" kelimesidir. Bu farz mesaj, oldukça geniş anlamlı bir mesajdır. Hz. Muhammed'den istenen bu emir, basit okuma istemi değil, Bakara-31 nci ayette belirtildiği gibi Adem'in bilinç altı kısmını da oluşturan ve Dünya Öğrencisi olan Ruh'un hafızasına yüklenmiş olan Evren Bilgilerini araştırmak, ilim yapmak veya yapanları desteklemek geniş anlamlı bir emirdir (Bakara-31. Sonra canlı-cansız evrendeki tüm yaratmış olduklarının isimlerini /bilgilerini Âdem'e öğretti /belleğine yükledi...). Evren dediğimiz ve şu anki bilgimizle tam olarak sınırlarını ve gerçek yapısını bilemediğimiz yapılar, Matematik, Geometri, Fizik, Kimya, Biyoloji ve Genetik gibi bilimler temelinde yaratılmışlardır ve her birinde bu yaratılış bilgileri bulunmaktadır. İşte bilim adamlarının yaptıkları, zaten bu yaratılmışlarda gizli olan bu bilgileri bulmak amacıyla araştırmak olmaktadır. Bu kesin hüküm gibi Kur'an'da bulunan ve benim tespit edip "İslâm'ın Şartı Sadece 5 Değil" kitabında topladığım 400 ün üzerinde ve her biri birer ibadet farz olan hükümler bulunmaktadır. Zaten Din dediğimiz kurallar da bunlar olmaktadır.
Kur'an mesajları ilk önce, Cahiliye dönemindeki topluma ve onların bilimsel anlayış kapasitelerine hitap etmektedir. Rahman-33 ncü ayete baktığımızda, Gökyüzüne çıkmaya veya yeryüzünün derinliklerine inmeye güçlerinin yetmeyeceğine dikkat çekilmektedir. (Rahman-33. Ey İnsanlar ve Cinlerden Allah'ı ve buyruklarını yalanlamakta olanlar! Gücünüz yetiyorsa göklerin ve yerin derinliklerine geçin de görelim. Şunu iyi bilin ki, Allah'ın vereceği güç ve bilgi ile ancak bunu başarabilirsiniz). Yine ayetteki bilgiye baktığımızda, bunları başarmanın ancak Allah'ın vereceği güç ve bilgi ile mümkün olabileceğine vurgu yapılmaktadır.
Uzay bilgilerine ulaşmak üzere ilim yapmamız gerektiği ve bulacaklarımızda yararlı dersler ve bilgiler olacağı Nahl-12 nci ayette açıklanmıştır (Nahl-12. Allah geceyi, gündüzü, Güneşi, Ayı ve yıldızları sizin yararlanabile¬ceğiniz bir düzenle yarattı. Hepsi de Allah'ın emri üzere ve belirlenmiş yasalarına göre hareket ederler. Şüpheniz olmasın ki, aklını kullanan ve araştırıp düşünen bir toplum için, elbette bunlardan da ders alınıp yararlanılacak deliller /bilgiler /ayetler vardır). İşte bu bilgi eksiklikleri nedeniyle insanların uzayı ancak gördükleri bulutlarla sınırlı olmak üzere değerlendirebilecekleri ile Tur-44 ncü ayette sanki alay edilmiş olunmaktadır (Tur-44. Gerçekte, öyleleri o kadar cahildirler ki, gökten bir parçanın düştüğünü görseler, "Bulut kümesi¬dir!" derler. Çünkü gök hakkındaki bilgileri sadece görebildikleri bulut ile sınırlıdır). Bu ayetteki küçümseyici yönteme dikkat edip biz insanların uzayı araştırmak üzere hırslanmamız istenmektedir diye düşünüyorum.
Çünkü gerek gökyüzünde ve gerekse yeryüzünde insanların ders alıp faydalanacakları birçok bilginin olduğuna dikkat çekilmektedir (Yunus-6. Gece ile gündüzün sürekli uzayıp kısalarak, birbirini takip etmesinden ve Allah'ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şey¬lerde, takva sahibi bir toplum için deliller ve imanlarını kuvvetlendirecek ibretler bulunmaktadır. Yusuf-105. Göklerde ve yerde ders alınacak o kadar çok ibretler var ki, ama insanlar onlarla hiç ilgilenmezler).
İnsan, özellikle gördüğüne ve dokunduğuna daha çok inanmak ve varsa güçlülüğünü, kudretini kabul etmek eğilimindedir. İşte bu nedenle de Allah'a olacak içten imanın zaman içinde gerçekleşecek Gökyüzü ve yeryüzüne ilişkin bilgiler ile ancak sağlanıp pekişeceğine vurgu En'am-35, 75 ve Fussilet-53-54 ncü ayetlerle yapılmış bulunmaktadır (Fussilet-53. Kur'an'ın gerçek olduğunu ve varlığımızın belirti ve belgelerini, hem kendi nefslerinin /vücutlarının mükemmelliğini anlayınca, hem de uzayı /evreni çözdüklerinde insanlara zaten göstereceğiz. Böylece Rabbin her şeyi kuşatmış olduğunu ve her şeyde bulunduğunu görmeleri /öğrenmeleri, onların iman etmeleri için yeterli değil mi? 54. Aslında insanlar Rab'lerini bulacakları konusunda bir şüphe içindedirler. Hâlbuki Allah, her şeyi bilgisi ve yönetimiyle kuşatmıştır ve dikkat eder, ilim yapıp araştırırsanız O'nun varlığını mutlaka fark edersiniz).
Dolayısıyla, uzayı ve yeryüzünü araştırmak, Allah'ın farkındalığını, muazzamlığını sağlamak yanında, biz insanlara da nice faydalar saylayacak farz bir ibadet olmaktadır.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercüme)" ve "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 8 NİSAN 2015 Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi