1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Vefa..!

Yıl 2011. Kasım ayı…
Kazım Kurt CHP’den Milletvekili seçilmiş…
Milletvekili olmasında Büyükerşen’in büyük dahli olduğu herkes tarafından biliniyor ve konuşuluyor.
Dönemin Anadolu üniversitesi Rektörü Prof Dr Davut Aydın, yanında, Rektör yardımcıları (Aralarında daha sonra Rektör olacak prof Dr Naci Gündoğan da var)  ile birlikte Kazım Kurt’a “hayırlı olsun” ziyareti yapıyorlar.
Ziyaret ettikleri makam, Milletvekili olan Kazım Kurt’un Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki odası…
Kazım kurt’un oturduğu masanın tam karşısındaki duvarda ise Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in fotoğrafı asılı.
üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen bu fotoğrafın ilk ortaya çıkışı sonrasında yaşananlar çok iyi hatırlıyoruz…
Bazıları eleştirmişti Kazım Kurt’u “Meclisteki odasına Büyükerşen’in fotoğrafını asmış” diye…
Bazıları da “Asacak tabii. Büyükerşen beni de milletvekili yapsa, ben de asarım” diye espri ile anlatmıştı düşüncelerini.
Kendisine sorulduğunda ise tek bir şey söylemişti:
-“Bu vefadır!”
Dedik ya üzerinden 9 yıl geçmiş diye…
Bugüne gelindiğinde, özellikle geçtiğimiz hafta yapılan il kongresinin ardından, CHP’de işte bu vefa konuşuluyor, bu vefa sorgulanıyor…
Kimi “Artık karşısında hoca’nın fotoğrafı değil bizzat kendisi olur” diyor…
Kimi ise “Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak” yorumu yapıyor…
Kısacası…
CHP’de, iki ismin arasında adeta,  vefadan kaynaklanan bir yol ayrımı üzerine kurulacak bir siyaset mühendisliği süreci başlıyor sanki…


......


CHP’nin doğruyu
anlatamama çaresizliği!


CHP haklı olduğu konularda haklılığını kanıtlayamıyor…
CHP doğru söylediği konularda doğruluğunu ispat edemiyor…
CHP mantıklı davrandığında o mantığı dahi anlatamıyor…
CHP ağzıyla kuş tutsa, sözünü ettiğimiz o belli kitleye yaranamıyor…
İktidarın her gün değişen doğrusunu alkışlamaktan yorulmayanlar, “Bu CHP’nin doğrusu falan olmaz!” diyor…
İktidarın aynı gün 3 kere değiştirdiği fikrin her birini ayrı ayrı savunanlar, CHP’nin en makul söylemine tepki gösteriyor.
Kısacası…
İktidarın yanlışı içinde “doğru” arayan büyükçe bir kesim, CHP’nin doğruları içinde, özenle “Yanlış” ı arıyor.
İşte bunun altında, CHP’nin yılların ihmali politikaları yatıyor.
Garip-guruba, Fakir-fukara yerine, “tuzu kuruların partisi” olma yolundaki siyasetinin getirdiği bir sonuç bu aslında…
Bugün bu ülkede;
“Eğitimsizliğin, Cahilliğin, varoş kültürünün ete-kemiğe bürünmüş hali yaşanıyor” deniliyorsa…
“Yıllardan beri süre gelen ezeli kinin adeta intikam hissine dönüştü” diye söyleniyorsa…
“Görmezden gelinen, kendilerini itilmiş-kakılmış diye hissedenler “Artık güçlü olan biziz” dedikleri ifade ediliyorsa…
“Kenara itilen o kitle, yıllarca kendinden yüksek gördüğü o kesime adeta had bildirir hale geldi”  iddiası varsa

Kısacası…
Bir kesim artık “Devir bizim devrimiz. Sizi şöyle pistten alalım artık.” Diyerek ortaya çıkıyorsa, bunun kabahati, sözünü ettiğimiz kesimi yıllardır görmek istemeyen CHP’nin ta kendisinden başkası değildir…
CHP biran önce “İktidar yanlışı büyük bir rahatlıkla inandırırken, ben doğruyu bu halka niçin inandıramıyorum?”sorusunun cevabını kendi içinde ve biran önce aramalıdır.
Bunu yaptığı takdirde muhtemelen bulacağı cevap, sözünü ettiğimiz o kesimi, yıllardır izlediği,  ihmal eden, görmezden gelen, hatta istemeden de olsa itip-kakan siyaset tavrı olacaktır…


.....


Biz bir kez daha tekrarlayalım da…


Okurların uzunca bir süredir Eskişehir’de yapılmasını istedikleri şeyler var…
örneğin:
Eskişehir il merkezinde tanıtım mekanı olmayan Yunus Emre'nin ,
anlatılması(tanıtılması)
Mesela…
Eskişehir turizmine katkı verecek olan Yunus Emre Panorama Müzesi kurulması…
Hatta…
çanakkale Tevfikiye'de ki Troya köyü örneğinde olduğu gibi,  Seyitgazi çukurca'da Frigya Köyü oluşturulması
Ve
Yıllardır bekleyen Kızılinler Projesinin hayata geçirilmesi…
Biz de bu istekleri sık sık köşemizde duyuruyoruz.
Bugüne kadar bu isteklerin yapılıp yapılmayacağına dair herhangi bir yetkiliden herhangi bir açıklama duymadık.
Ama yine de, isteklerin peşini bırakmama adına sık sık tekrarlıyoruz.
O yüz den, “yukarıda saydıklarımız gündeme getirilecek mi acaba?” diye bir kez daha tekrarlayalım.


.....


Ne diyelim? Bizde böyle!


Değer verdiğimiz bir dostumuzun Türkiye’de olup biten olaylar ve bu olaylar sonrasına ilişkin söylediği çok önemli bir tespit vardı…
Şöyle demişti:
-“Başımıza bir musibet gelmeden aklımız da başımıza gelmiyor. Gerçi akıllanmak gibi bir derdimiz falan da yok. Yaşanan olaylarla olağanüstü bir gün yaşıyoruz ama 2 gün sonra saçma sapan mevzulara ülke olarak dönüveriyoruz”
O kadar doğru bir tespit ki bu…
Bakın iki gün öncesi 33 şehidimizle, kahroldu, yandı yıkıldı bu ülke…
Bugün gündem değişti…
Mülteciler sınırda nasıl yaşıyor filmi girdi vizyona…
Şehit ailelerinin nasıl yaşadığını, bu birkaç günü nasıl geçirdiklerini unuttu herkes,.
Sosyal medya kendi olağan geyik haline dönüş yaptı…
Yarın daha saçma konular girecek gündeme…
Ne diyelim?
Bizde böyle!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi