1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Yapılanlar bir yana...

 İktidar partisinin Eskişehir ile ilgili şöyle bir söylemi var…


“biz” diyorlar… “Eskişehir’e Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını gerçekleştirdik”


Bu söyledikleri doğrudur-yanlıştır o konuya hiç girmeyeceğiz.


Ancak…


Şu bir gerçek ki; İktidarın Eskişehir’e yaptığının belki de 2-3 katı oranında söz verip de yapmadığı yatırımlar var…


Bakın şimdi;


Yıl 2011…
Dönemin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz gelmiş Eskişehir’e…


 “İlk yerli otomobil gibi ilk yerli uçağı Eskişehir’de üreteceğiz” sözü vermiş…


***
Yıl 2013…
Odunpazarı Belediyesi’nden alınan Şehri Derya parkının açılışına katılmak için gelmiş dönemin Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu “Bu park bundan böyle daha çok Eskişehirliye hizmet verecek” sözünü vermiş. (park o günden bu yana kapalı)


***


Yıl 2017…
Dönemin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan gelmiş Eskişehir’e. “Eskişehir’i Bolu’ya bağlayacağız” sözünü vermiş


***


Yıl 2015…
Dönemin Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık gelmiş bu kez.  “Eskişehir yerli Otomobil üretiminde üs görevi alacak” sözünü vermiş


***


Yıl 2017…
Dönemin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan gelmiş Eskişehir’e. Ayağının tozu ile gittiği Tülomsaş’ta  “Tülomsaş Yüksek Hızlı Tren yapacak” sözünü vermiş.


***


Yıl 2017…
Dönemin bilim sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk özlü gelmiş. “Tülomsaş’ın üreteceği yerli lokomotifler tüm dünyaya ihraç edilecek” sözünü vermiş.


***


Daha bunun gibi ismini yazmadığımız pek çok bakan gelmiş Eskişehir’e…


 “Termal şehir olacak”, “Liman bağlantısı yapılacak”, “çevre yolları yapılacak”, “kargo Merkezi olacak” gibi bir dolu söz vermiş.


Hiçbiri gerçek çıkmamış bu sözlerin…


Eskişehir’e verdikleri sözü tutmayan bakanları sıralayınca aklımıza ister istemez Kemal Unakıtan geldi…


Zira yukarıda saydığımız isimlerin tamamını topladığımızda Eskişehir’e bir Unakıtan kadar faydalı olmadığı bir kez daha çıkıyor ortaya.


O en azından “Ben söz vermem. Yaparım” diyordu…



Ne yalan söyleyelim, yapıyordu da…


 



 


 


Tek başına kalıyorsun işte! Kibrin ve Egonla birlikte!


 


Siyasette ne kadar güçlü ve kudretli olursan ol, gün geliyor tek başına kalıveriyorsun.


Bunun en son örneği Amerikan seçimlerinde yaşandı…


Biden’in gerisinde kaldığı için seçimler ile ilgili hukuki mücadele başlatan Trump’a en büyük darbe, kendi partisinden g eldi…


Trupm’ın “Daha bu iş bitmedi” dediği sırada, kendi partisinin önemli isimlerinden Biden’i kutlayan ve başkan seçilmesini onaylayan açıklamaların gelmesi, Trump’a adeta ikinci bir darbe oldu.


Düşünsenize…


Dünyanın en güçlü koltuğunda oturuyorsunuz…


Partinizin o güne kadar aldığı en yüksek oyu almışsınız…


Oy sayımının yeniden yapılmasına ilişkin (Bir umut)diyerek,  bir hukuki mücadele içine girmişsiniz.


Bir de bakıyorsunuz yanınızda kimse kalmamış…


Partiniz bile sizi terk etmiş, yalnız bırakmış…


Dünyanın en güçlü koltuğunda tek başına kala kalmışınız…


Ne kadar güçlü ve kudretli olursan ol…


Gün geliyor…


Haksız olduğunda, yanlış yaptığında, bir başına bırakıyorlar…


Kibrin ve egonu da alıp, gidiyorsun!



 



 


Bu yönetim biçimi bize çok uzak…


 


-Yönetim gücünün yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir.
-Bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır.
-Kayırma yoktur...
-özellikle kamu yönetiminde daha bilgili ve yetenekli kişilerin seçilmesi ve yine hizmet içindeki ilerleme ve yükselmelerinin bilgi, başarı ve yetenek kıstaslarına göre yapılmasını amaçlar.
Yukarıda tanımını yaptığımız yönetim biçimine MERİTOKRASİ deniyormuş.
Muhtemelen yukarıda yazılan kriterler bizim ülkemizde uygulanmadığı için biz de böyle bir yönetim sisteminin varlığından haberdar değiliz.
Yine muhtemelen...
Bu yönetim biçiminin ismini de ilk kez duyuyoruz.
Ne diyelim...
Böyle bir sistemi bilmiyor ve uygulamıyorsak, ayaktakımının yönetmesi meselesine de kızmamamız gerekiyor değil mi?

çünkü...
Suçun bir kısmı da biraz bizim galiba...



 



 


Biraz da gülmek lazım


 


Berber, piyasaya borcundan dolayı son derece umutsuz ve bitkin olan müşterisini traş ederken "Kafana takma" demiş. "Bir adam biliyorum 5 bin dolar borcu vardı, kullandığı aracı dimdik bir uçurumun tam ucuna getirdi, bir saate yakın ayak frende kımıldamadan durdurdu, bu durumun nedenini öğrenip endişeye kapılan vatandaşlar aralarında para topladılar, paraya kavuşup rahatlayan adam taktı geri vitese ve hayata döndü.."
Müşteri
-"İnanılmaz " demiş, "Kimmiş bu iyi insanlar yahu?"
Berber cevaplamış
- "Kullandığı otobüsün içindeki vatandaşlar."


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi