Yerelde yeni yönetim anlayışı

Yaşadığımız Küresel Çağ’da kentlerin öne çıkışıyla birlikte gündeme gelen sorunlardan biri, artan yerel yönetim maliyetleri oldu. Giderek yerel projeler, bir kent yönetiminin ödeyebileceği boyutların çok üstüne çıktı

Proje ölçeğinin ve kentsel hizmet boyutlarının finansal boyutlarının çok büyümesi ile merkezî hükümetin yerele destekleri kaçınılmaz hale geldi. Aynı zamanda yerel yönetimler küresel finans kaynaklarına başvurmaya başladılar. Özetle; yerel yönetimlerin dış kaynaklardan borçlanması yeni bir eğilim olarak ortaya çıktı. Artan yerel finans ihtiyacı, bir yandan merkezden kaynak aktarımını yükseltirken, diğer yandan yerel yönetimlerin kendi kaynaklarını üretebilmeleri için yetki ve sorumluluk göçerilmesine dönüştü.

Yeni kamu yönetimi anlayışının önemli özelliklerinden biri, denetim sistemine verilen önem olarak görünüyor. Bu anlayış, eski bürokratik denetim mekanizmalarından hayli farklı. Eskiye oranla daha ziyade kaynak kullanımındaki performansın ölçülmesi ve sonuçları değerlendiren bir anlayış üzerine kurulmuş. Denetim sisteminin farklı bir öz ve biçimle karşımıza gelmesinin nedenleri, finansal büyüklüklerdeki artış ve yurttaşların kamu harcamaları konusunda artan denetim talepleri.

20’nci yüzyılın son çeyreğinden başlayarak işletmeler, müşterilerinin ihtiyaç, talep ve beklentilerine daha fazla kulak verir oldular. Bu durum, müşterilerin tasarım süreçlerine dâhil edilmesi sonucunu getirdi. Basit anlamda katılımcı demokrasinin belirtileri olarak görebileceğimiz bu yaklaşım, kamu yönetiminde hizmetler üretilirken vatandaşların görüşlerine daha fazla önem verilmesini sağladı.

Küçük ölçek projelerinde veya dar kapsamlı hizmetlerin üretilmesinde pratik yol ve yöntemler kullanabilirsiniz. Ama büyük bir şehir gibi ölçeğe çıktığınızda daha sistemli ve programlı olmanız gerekir. Yüksek kaynak kullanımını gerektiren bir çalışma programında stratejik planlama ve bütçeleme yaklaşımlarının kullanılması zorunlu hale gelir. Bugün kent ölçeğinde de bu kavramların sıkça kullanılmaya başlaması, kentsel büyümenin getirdiği yeni bir noktadır.

Günümüzde kentler, sadece imar planları ile yetinmek yerine bir gelişim planına sahip olmak zorundalar. Kısa ve orta vadeli gelişim ve değişim programlarına ek olarak en az 10 yıl ötesini –olabilirse daha fazlasını– görmeye çalışan stratejik planlara ihtiyaç olmaktadır. Bir stratejik plan dediğimizde ise temel ve türev stratejilerden, hedeflerden ve faaliyet programlarından söz ediyoruz. Kapsamı ne olursa olsun; imar planları bu büyük çerçevenin sadece unsurlarından biridir.

Yönetimde değişmenin bir boyutu iş yapma modelinde oluşturulan değişikliktir. Genelde iş süreçlerinin bir ifadesi olan bu durumun, örgütsel değişim ile beslenmesi veya birlikte kurgulanması gerekir. Bugün yerel yönetimlerde dikkatimizi çeken değişim unsurlarından biri, bu kuruluşların yeni örgütsel şemalara sahip olmaya başlamalarıdır.

Yerel yönetim –adı üstünde– yerelde uygulanan bir yönetim tarzıdır. Ama yerel olduğu kadar yerindelik özelliği de hızla gelişmektedir. Ulusal ve küresel ölçeğe uzanabilecek başarılı sonuçlar elde edilebilmesi için bilinçli ve yenilikçi girişimlere gerek vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi