4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YERLİ MALI ALMAK İŞ VE AŞ DEMEKTİR

12 Aralığı kapsayan hafta "Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası" olarak kutlanmaktadır. Okullarımızda 12 – 18 Aralık tarihleri arasında kutlanan bu haftada tutum, yatırım ve Türk malları hakkında bilgi verilir. Şiirler okunur, konuşmalar yapılır, skeçler ve oyunlar oynanır. Yerli mallarımız tanıtılmaya çalışılır.
Hatırlıyorum da 1960' lı yıllarda, okullarda yerli malı haftası yapılır. Yerli malı kullanmanın ülkemize sağladığı faydalar, hafta boyunca öğrencilere aktarılırdı. O yıllarda dilde dile dolaşan bir de sloganda vardı.
"Yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı."
Maalesef bugün, bu slogan geçmişte kaldı. Bugün ise, tam tersi bir strateji hakim. Artık yerli malın rağbet görmüyor. Kalitesiz de olsa yabancı menşeli mallar kapışılıyor. Hatta Türkiye'de üretilen mallara bile, yabancı isimler verilerek pazarlanıyor.
Son yıllarda ise, Türkiye ve Eskişehir'de, yabancı süper marketler modası başladı.
Kentte, bu yatırımlar için iki görüş hakim.
İlki, Eskişehir'de işletmeler ve tüccar zarar etse de, yatırım engellenmemelidir.
Diğeri ise, her iki yatırımda, Türkiye ve Eskişehir'de yatırımları engeller, mevcut fabrikaların ve işyerlerinin kapanmasına da neden olur. İnsanımız işsiz, aç ve açık kalır. Onun içinde, "Eskişehirliyim" diyen herkes, öncelikle Eskişehir'de üretilen malları tercih etmelidir.
Aslında insanımız aklıselim düşünse, doğruyu bulacak. Ancak nedir bilmez, kentteki gelişmeleri ve yapılacak yatırımları sorgulamadan ve ülke ve kent açısından ne getirip götüreceğini de, hesap etmeden, karar veriliyor. Hal böyle oluca da, dün ve bugün olduğu gibi gerçekler gözardı ediliyor.
Eskişehir' de üretilen ve satılan her mal, kentte istihdam olanaklarını ve refahı artıracaktır. Hatta ihraç edilen her malda kente iş ve aş olarak dönecektir. İsteriz ki tüm Eskişehirliler, her yerde öncelikle Eskişehir'de üretilen malları tercih etsin ve kent ekonomisine de katkıda bulunsun.
Elbette yabancı yatırımlar, Eskişehir'e gelmelidir. Ancak her gelen yabancı yatırımdan kent insanının, haklı olarak bir veya birkaç beklentisi var.
-Ekonomik büyüklükte, global pazarlara dönük fabrika kurmak için para, teknoloji, yönetim becerisi getirsin, istihdam imkanı yaratsın, ülke kaynaklarını değerlendirsin
-Pazarlama gücü ve deneyimi ile iç üretimin, dünya pazarına ulaşmasına öncülük etsin.
Peki Eskişehir'e gelen ve geleceği müjdelenen, Süpermarketlerin bu gelişmelere neden olacak bir niyeti ve hedefi var mı?
Eskişehir' de satılacak her yabancı mal, yabancılar istihdam ve refah sağlayacaktır. Türk insanı ise daha da yoksullaşacak, işsizlikte artacaktır.
Yabancı meşeli süper marketler, Türk insanına yabancı patentli mallar satacaktır. Bu durum Türkiye' de ve Eskişehir'de aynı malı üreten fabrikaları kapanmasına neden olacak, bu gelişme ile de aynı sektördeki yabancı firmalar, iç pazarı ele geçirecek, Türk insanının da global pazarlarda rakip olmasını önleyecektir. Böylece de yabancılar, bir taşla iki kuş vurmuş olacak, sonuçta da insanımız işsiz aç ve açık kalacaktır.
Türkiye ve Eskişehir,"ÜRETEN " değil "TÜKETEN" bir toplum haline dönüşecektir.
Yabancıların istediği de, bu değil midir?
Hangi Türk insanı, Türkiye'de fabrikaların kapanmasını, insanının işsiz, aç ve açık kalmasını, global pazarlarda yok olmasını ister?
Bilinmelidir ki, bugünün savaşları cephede değil. Ülke sathındadır. İktisadi istiklalini kaybeden toplumlar, Siyasi istiklalini mihnet yükü gibi taşır gider. Türk İnsanını, bu tabloya layık görmeye de kimsenin hakkı yoktur.
Nitekim Atatürk" ...Bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla, yükselişiyle, çöküşüyle ilişkili ve ilgili olan, milletin ekonomisidir" demiştir.
Bu gerçekleri inkâr, insanımıza ve torunlarımıza ihanet değil de nedir?
Ayrıca tasarruf yapmak, milli kaynakların işletilmesi, yerli fabrikalar kurulması, paranın dış ülkelere gitmesini önlemek, temel tüketim maddelerini öz kaynaklardan karşılamak, ekonomimizi geliştirmek, her Türk insanı için bir görev ve ödev olduğu kadar bir haktır da. Ayrıca da insanımız için iş ve aş demektir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi