4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ

Hastanelerde, insan yaşamı açısından hayati birimler var. Bu birimlerden biri de "YOGUN BAKIM ÜNİTELERİ" dir. Bu üniteler, bir, ya da birden fazla organın geçici olarak yetersizliği nedeni ile vücudun aksamış olan fonksiyonlarının, esas neden ortadan kalkıncaya kadar desteklenmesi ve bu süreç içerisinde, hastanın hayatta kalmasının sağlanmasını sağlar.
Trafik kazaları, bıçaklanma veya ateşli silah yaralanması gibi travma hastaları, kanamalı büyük ameliyatlar, yanıklar, suda boğulma, kalp veya büyük damar cerrahisi uygulanan hastalar, çok organ yetmezliği olanlar, sepsis ve şok hastaları bu gruba verilebilecek rahatsızlıklardır. Yine bu ünitelerde, hastalık veya travma sonucu yaşam fonksiyonları ileri derecede bozulmuş olan veya her an beyin kanamaları, bozulma riski taşıyanlar kritik hasta olarak tanımlanır. Kalp krizi, ritm bozuklukları, zehirlenmeler, ciddi solunum yetmezlikleri, Ağır travmalar. Ayrıca büyük ameliyatlar sonrası derlenme döneminde yakın gözlem gerektiren durumlarda, hastalar yoğun bakımda takip edilir.
Türkiye genelinde yaklaşık, 150 yoğun bakım sorumlu uzmanı var. Ancak bu sayı ihtiyacın çok altındadır. Kaliteli bir sağlık hizmeti sunabilmek için, yoğun bakım uzman sayısının daha artırılması gerekmektedir. Türkiye'de aktif çalışan yoğun bakım yatağının 4 bin 183 adet olduğu, bu sayının 7 binin üstünde olması gerektiği de söyleniyor
Yoğun Bakım Ünitelerinde çalışan Doktor, hemşire, fizyoterapist, diyetisyen ve diğer yardımcı sağlık personelin işi kolay değildir. Çünkü Yoğun bakım üniteleri, çok hareketli bir ortamdır. Hastaların etrafında çok sayıda kablo, plastik tüpler, serumlar, tıbbi cihazlar vardır. Hastanın kalp atımı, kan basıncı, oksijen saturasyonu, solunum sayısı, vücut ısısı gibi yaşamsal bulguları sürekli gösteren monitörler, gerekli durumlarda yapay solunum desteği vermek için ventilatörler, sıvı ve ilaç vermek için perfüzörler tıbbi cihazları sürekli takip ister.
Yoğun Bakım Ünitelerinde çalışan doktor, hemşire, fizyoterapist, diyetisyen ve diğer yardımcı sağlık personeli, birer İSİMSİZ KAHRAMANDIR. Çünkü maruz kalınan yoğun ve uzun süreli strese, ruhsal ve fiziksel değişikliklere rağmen, gece gündüz ve tatil demeden, büyük fedakârlıklar yaparlar. Görevlerinde, en ufak hata yapmak gibi bir lüksleri olmadığını bilirler. Çünkü onlar için, söz konusu olan insan hayatıdır.
Yoğun Bakım Üniteleri'nde çalışanlar, sahip oldukları kişisel yeteneklerini ve bilgilerini, takım hedefleri doğrultusunda kullanarak, hastanın, tanı, teşhis ve tedavisinde, işleri tesadüfe bırakmazlar. Hastanın, tanı, teşhis ve tedavisinin, her aşamasını sorgularlar. Genel durumunu sürekli gözetim altında tutarlar ve değerlendirirler. Her müdahale de, bir" TAKIM RUHU" içinde gerçekleştirilir.
Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Yoğun Bakım Ünitelerinde çalışan personelin, çalışma şartları ve özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde çalışanların, aldıkları ücretler ve çalışma şartları düşünüldüğünde, burada çalışan doktor, hemşire, fizyoterapist, diyetisyen ve diğer yardımcı sağlık personelin, ne büyük fedakarlık yaptıkları daha iyi anlaşılıyor. O nedenle de Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde, yoğun bakım çalışanlarının, ücret, çalışma saati, mesai ve izin gereksinmeleri, özellikle de "ÜCRETLERİ", özel hastanelerin yoğun bakımda çalışanların seviyesine getirilmelidir.
Şu bir gerçek ki her türlü zorluğa rağmen, mütevekkil insanlara yaraşan, o dost canlısı yüzlerinde, kutsal bir görevi yapmanın huzuru içindedirler. Çalışma azimlerinden ve iradelerinden, hiçbir şey kaybetmezler. Çünkü sorumluluk, çalışkanlık ve fedakârlık, onların vazgeçilmez ilkeleridir. Ayrıca yoğun Bakım Ünitelerinde çalışmanın, diğer birimlerden, hem maddi, hem manevi açıdan özendirici bir fark mutlaka olmalıdır. Hatta yoğun bakım ünitelerinde çalışanlara, diğer bazı mesleklerde olduğu gibi, yıpranma tazminatı ve daha erken emekli olmak hakkı da verilmelidir.
Elbette hastanelerin, her biriminde ve yoğun bakım ünitelerinde çalışan personelin, moralinin yüksek tutulmasında, halkımıza ve hasta yakınlarına da ciddi görevler düşmektedir. Birimlerin işleyişini olumsuz yönde etkileyebilecek, tavır ve davranışlardan da kaçınılmalıdır. Onların, daha iyi şartlarda hizmet verebilmesi için, her türlü yardım, özellikle de maddi durumu iyi olan hasta yakınları, hastaneye tıbbi cihaz yardımı yapmalıdır. Çünkü " SAĞLIK EN BÜYÜK ZENGİNLİKTİR."
Hülasa Yoğun Bakım Ünitelerinde çalışan doktor, hemşire, fizyoterapist, diyetisyen ve diğer yardımcı sağlık personeli, insanları, tekrar hayata döndürmenin, hazzını yaşarlar, hasta ve yakınlarına da yaşatırlar. En önemlisi de hastaların tekrar sağlığına kavuşmasını sağlayarak, hastalara ve yakınlarına, "DÜNYANIN EN BÜYÜK ÖDÜLÜNÜ VERİRLER".

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi