YOK BÖYLE BİR GÜN!

Bugün çok kötü bir güne uyanıyorum.

Uyandığımda sırtım ağrıyor.

İki büklüm bir şekilde yataktan kalkıyorum.

Mutfağa gidip su alacağım ki bacağımı duvara bir çarpmışım yok böyle acı…

Sonra bir yandan bacağımı tutuyorum bir yandan bardak elim düşüyor.

Çok sinirleniyorum.

Bir tekme atıyorum bardağa…

Bacağımı tutarak banyoda yüzümü yıkayıp odaya geçiyorum.

Yüzüm sinirden kıpkırmızı…

Büyük ihtimal çarptığım yerde moraracak.

Hemen bir şeyler giyip saçımı tarayıp evden çıkıyorum.

Bu halde birde süsleneyim mi?

Ayakkabılarımı giyip evden fırlıyorum.

Birde yolda kimi göreyim?

Lanet olası, hiç sevmediğim o insanla aynı kaldırımda karşı karşıya geliyoruz.

Şansa bak be!

Selam veriyorum, almıyor birde üstüne!

Şimdi ağzımı bozacağım, olmayacak!

Almazsan alma be, sen kimsin diye içimden söylenerek gidiyorum.

Bacağım hala sızlıyor.

Cebimden telefonu çıkarıyorum.

Telefona bir göz gezdirirken ayağıma taş takılıyor, ben yerde…

Çığlık çığlığa yerden kalkıyorum!

El insaf be!

Bir kişi de mi yardım etmez?

Söylerlerdi ama hep, düşeni kaldıran olmaz diye…

Yine kendin kalkacaksın!

Kalkıyorum, bir yandan üzerimi çırparken…

Bir yandan da sağa sola bakıyorum, canım bir kenara dursun, rezil olmak var üstüne, gören oldu mu acaba?

Ben sinirlerim tavan yürürken telefonum çalıyor.

O öfkeyle kim ararsa arasın nasipleneceği kesin!

Açıyorum:

“Ne var?”

O da bana diyor:

“Ne var?”

Ben ona atar, o bana atar…

Birbirimize giriyoruz.

En son yüzüne kapıyorum.

Ayy, devam edemeyeceğim…

Günün nasıl başlarsa, öyle giderin hikayesini yazacaktım, en kötü senaryoyu bulayım dedim, içime daraltılar geldi.

Siz siz olun, güne güzel başlayın, güzel geçsin!

Kıssadan hisse hikaye bunu anlatıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi