1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Yunus Emre haftamızı bu bilinçle kutlayalım!

-Havaalanı yenilenip, uçak seferlerinin kaldırıldığı başka bir şehir var mıdır?
Kesinlikle yoktur…
-Halkı yıllardır "Termal" diye avutulan bir şehir var mıdır?
Olacağını hiç zannetmiyoruz…
-Yıllardır sıcak ve şifalı suyun aktığı, yönetenlerin ise sadece baktığı başka bir şehir var mıdır?
Yoktur herhalde…
-Kentin ortasında ki Demiryolunun yer altına alınması meselesine 6 yıl tahammül edebilen, üzerine de dünyanın en çirkin düzenlemesinin yapıldığı ve bunun da kabullenildiği başka bir şehir var mıdır?
Kesinlikle söyleyelim, yok…
-Demiryolu ile liman bağlantısının yapılması 30 yıldır konuşulmasına rağmen yapılmayan bir şehir… Yıllardır vaadi verilmesine rağmen bir türlü yapılmayan Güney ve Kuzey çevre yollarının hesabının sorulmadığı bir şehir biliyor musunuz?
Vallahi o da yoktur…
-Yıllarca 3. üniversite sözü verilip, sonrasında var olan üniversiteyi bölerek 3. üniversitenin yapıldığı ve buna gık’ını bile çıkartamayan bir şehir olur mu?
Olmaz ama oluyor işte!
-Seçim zamanı geldiğinde, her defasında liste başlarına tepeden inme adam gelen bir şehir var mı?
Sıkı mı başka şehirlerde bunu yapmak…
-Peki… Tepeden tanzim ile gelen adamı kabullenip yanaşan şehirleri biliyor musunuz?
Nerde? Adamı geldiğine pişman ederler.
-Kent merkezinde ki tıkanan trafiğe bu kadar müsamaha gösterilen şehir var mıdır dersiniz?
Cevabınızı duyar gibiyim…
Sadece bu kadarla da sınırlı değil…
-İnşaatçıların yolu, esnafın kaldırımı kapattığı bir şehir gördünüz mü?
Yoktur herhalde…
-Bademlik’de Badem, Vişnelik’te vişne, Elmalı mevtinde elma ağaçlarının kalmadığı başka bir şehir var mıdır?
Mümkün değil yoktur…
Tüm bu verdiğimiz örnekleri çoğaltmak mümkün…
Bu şehirde yaşayanlar tüm bu olup bitenlere yıllardır sesini bile çıkartmaz.
çünkü Hoşgörü sahibidir…
Hani hep tartışılır ya "Yunus Emre Eskişehirli mi?" diye.
Şuna eminiz ki, Yunus Emre kesinlikle bu şehirde yaşamıştır…
çünkü…
Uğradığı haksızlıklara rağmen b u kadar hoşgörüyü Yunus’un çocuklarının yaşadığı bu şehirden başka hiçbir şehir halkı gösteremez, gösteremez.
O yüzden…
Dün başlayan Yunus Emre haftamızı bu bilinç içinde kutlayalım ne olur!
Bu şehirde yaşayanlar Yunus’un çocuklarıdır!
Hepsi hoşgörü sahibidir!
Vur ensesine al ekmeğini sesi çıkmaz!
Yıllarca vaatlerle kandırılıp, hayallerle avutulur ama bana mısın demez!


.....


Biz iflah olmayız…


-Yaya geçidinden geçtiği sırada kendisine yol vermeyen araç sahibine kızan adam, araca bindiğinde yaya geçidinden geçenlere asla yol vermiyor…
-Zamanından önce çöp çıkartana küfür eden adam, ilk fırsatta zamanından önce çöp çıkartıyor.
-Yere tüküren gördüğünde neredeyse yüzüne tükürecek kadar sinirlenen adam, lama gibi yere tükürüyor.
-Kırmızı ışıkta geçene kızıp, kırmızı ışıkta geçiyor.
-Kendine korna çalana kızıyor ama sürekli olarak gerekli gereksiz herkese korna çalıyor.
-Yasak yere park eden araç sürücülerine demediğini bırakmıyor ama kendisi hiçbir yasağı dinlemiyor.
-Tramvaya paldır küldür binenlere “Oha” diyor ama bir binişi var ki aynı tramvaya, boğa yanında kibar kalır.
-Sıradayken önüne geçene demediğini bırakmıyor ama nerede sıra görse gidip en öne girmeye çalışıyor.
-Yere çöp atana kızıyor, kendisi yere çöp atıyor.
-Eleştirmediği kimse kalmıyor kendi eleştirildiğinde deli oluyor.
-Dedikodu yapanlara tepki gösteriyor ama kendi dedikodunun dibine vuruyor.
-çalana çırpana kızıyor kendi çalıp çırpıyor
-Başkalarının karısı ve kızına demediğini bırakmıyor, kendi karısı ve kızı ile ilgili denilenler karşısında cinayet işler hale geliyor.
-Başkalarına vatan haini diyor kendisi vatan için kılını kıpırdatmıyor.
Kısacası…
Bu ülkede yaşayan büyük bir çoğunluk, başkalarına hak görmediği her şeyi kendisine hak görüyor…
Başkalarına vermediği payeyi kendisine reva görüyor.
Diğerlerinin yapmaması gereken her hareketi kendisine yakıştırıyor…
Aslında…
En az eleştirdiği, yargıladığı, küfür ettiği insanlar kadar kendisinin de defolu olduğunu bilmiyor.
Ya da bilmek istemiyor…
İşine öyle geliyor…


.....


Eskişehir’in
en önemli
noktası oldu


Yeni açılan bir mağazadan mail alıyoruz.
Mağazanın yeri olarak belirtilen adres “Ulus Anıtı’nın yanında”
Sosyal medya üzerinden trekking için sözleşen insanlar buluşma yeri olarak birbirlerine şu adresi veriyor: “Ulus Anıtı önünde buluşuyoruz”
Eskişehir’e turist getiren rehberler, etrafına topladıkları ziyaretçilere şunu söylüyorlar: “ Bu Anıtın ismi Ulus Anıtı. Şimdi bir saat serbestsiniz. Bir saat sonra burada toplanıyoruz. Olur da kaybolursanız Ulus Anıtı’nı sorun, herkes gösterir”
Buluşmalar bu anıt etrafında yapılır, adresler bu anıta göre verilir odu…
Kısacası…
Konulmasının üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen Ulus Anıtı Eskişehir’in en önemli noktası haline geldi.


.....


Biraz da
gülmek lazım


Coca- Cola’nın pazarlama temsilcilerinden biri Ortadoğu’daki görevinden büyük bir hayal kırıklığıyla dönmüş. Niye başarılı olamadığını da arkadaşlarına anlatmış…
— Beni Ortadoğu’ya ilk gönderdiklerinde iki sorun vardı. Ben Arapça bilmiyordum. Halkta da okuma yazma öyle yüksek değildi… Bu yüzden onlara vermek istediğim mesajı yan yana 3 resim halinde düzenledim.
Birinci resimde bir Arap… çölde kumların üstünde sürünüyor, susuzluktan kavrulmuş, ölüyor.. İkinci resimde kumlar arasında bulduğu Coca- Cola’yı içiyor.. üçüncüde adam dipdiri.. Ayakta… Canlı ve neşeli…
— Eeeeee. Harika fikir .. Anlamadılar mı?
— Anladılar tabii. Sorun da bu.. Araplar sağdan sola okuyorlarmış meğer…

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi