CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala Eskişehir’de konuştu

Eskişehir Bilecik Tabip Odası ‘Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün’ ismiyle etkinlik düzenledi.

CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın konuşmacı olarak katıldığı etkinliğe CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Şube Başkanı Sevgi Akmen de katıldı. Etkinlikte açılış konuşmasını Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray yaptı.

Aksaray, “14 Mart Tıp Bayramı. Ama her yıl olduğu gibi biz Tıp Bayramı'na bayram coşkusuyla giremiyoruz maalesef uzun yıllardır. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi ülkemizde sağlık sistemi maalesef çökmüş durumda. 2002'den beri uygulanan özelleştirme politikaları, iktidar, buna sağlıklı dönüşüm projesi diyor. Bu politikanın altında topyekûn sağlık özelleştiriliyor ve halkımızın sağlık hakkı ve sağlık çalışanların da emeği yok sayılıyor. Biz 2002 yılında bu uygulamaya başladığında buna yapmayın büyük bir zarar verecek ülkemize, halkımızın sağlık hakkına, sağlık ortamına demiş olmamıza rağmen, bütün itirazlarımıza rağmen bu yürürlükte devam ediyor biliyorsunuz ve artık günümüzde giderek artan bir şekilde olumsuzluklarını her ortamda sağlık çalışanları da hastalarımızda yaşıyorlar. Biliyorsunuz, pratikten hemen söyleyelim, artık hastalarımızı randevu bulamıyorlar. Güç, bela randevu bulan hastalarımız mevcut sistemin emretmesi nedeniyle ancak 3-5 dakikada muayene olabiliyorlar ki bu gerçekten yeterli bir muayene süresi değildir. Onun dışında ilaçlar bulunamıyor. Bulunursa katkı payları nedeniyle ilaçlarına hastalarımız ulaşamıyorlar. Sağlık çalışanları çok ağır koşullarda çalışıyor. Yani her açıdan gerçekten sağlıksız bir sağlık ortamından bahsetmeliyiz. Dolayısıyla biz buna itiraz ediyoruz” diye konuştu.

“EN SORUNLU İKİ ALANDAN BİRİ SAĞLIK”

Etkinliğin konuşmacısı CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, konuşmalarına sağlık sistemin çöktüğüne vurgu yaparak başladı. Pala, “Türkiye'de en fazla sorun olarak ifade edilen ikinci alan olarak ortaya çıktı. Birincisini tartışmaya gerek yok, ekonomi, diğeri de sağlıktır. Dolayısıyla sistemin sıkıntılı olduğu artık herkes tarafından kabul edilmiş durumda. Aramızdaki fark şu, bazıları bu sıkıntıların biraz pansuman önlemlerle, biraz bazı katkılarla aşılabileceği fikrinde, oysa biz en başından beri, 2002 yılından bu yana aslında sistemin kendisinde bir sorun olduğunu vurgulamaya çalışıyoruz. Şu anda sağlık sisteminin iflas etmesinin en önemli nedeni, bu sürece tamamen bir sermaye birikimi ve kar maksimizasyonu gözüyle bakılıyor olmasıdır” diye konuştu.

“SİSTEM HAK TEMELLİ OLMAKTAN ÇIKTI”

Yazdığı bir yazı üzerinden mevcut sağlık sisteminin sorunlarını anlatan Pala, çürüme, çöküş ve çeteleşme kavramlarına dikkat çekti. Pala, “Çürüme, çöküş ve çeteleşme bunların hiçbirisi birbirinden bağımsız değildir. Çünkü önce sistem çürüdü, sonra çöktü. Ciddi bir çeteleşmenin kucağında olduğumuz bir dönem karşımıza geldi. Örneğin iki tanesini söyleyeyim. Bir tanesi şu, bir tıbbi malzeme kullanılmaması gereken bir cerrahi girişim için sağlık uygulama tebliğinde endikasyon vardır, kullanılmalı diye kodlanmış. Bu kodlanmadan sonra bazı özel hastaneler başta olmak üzere bu malzemeyi sürekli kullanmaya başlamışlar ve bazı doktorlar bazı özel hastanelerde ya bu malzeme burada kullanılmaz diye itiraz etmeye başlayınca SGK'ya itirazlar gitmeye başlamış. Sonrasında SGK bir yasal başvurunun ardından bir soruşturma açmak zorunda kalmış. Dört kişilik bir soruşturma heyeti uzun zaman soruşturma sürdürmüşler. Bütün dosya bütün bilgiler elimde. Sonunda bu malzemenin asla burada kullanılmaması gerektiğine ilişkin bazı bilim insanlarından da aldıkları verilerle dosyayı tamamlamışlar. On yıl içerisinde döviz kurundaki değişikliğiyle bağlı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sırf bu malzemenin kullanılması nedeniyle uğratıldığı hasar on milyar TL'nin üzerindedir. Bazı rakamlara göre 15 milyar TL. Örneğin yeni doğan çetesi kavramı söz konusu olduğunda karşımıza bazı bulgular çıkardılar. Dediler ki İstanbul'da özel hastanelerde o sırada orada olmaması gereken kişiler nöbet tutuyor. Yani kayıtlara baktığınızda Doktor Ahmet olması gerekirken o sırada orada o nöbeti Doktor Mehmet tutuyor. Mesela hekimler içerisinde buna şaşıran herhalde çok az insan vardır. Çünkü bu herkesin bildiği sırdır neredeyse. Neden böyleydi? Çünkü sistemi hak temelli olmaktan çıkartıp tamamen ticari bir metaya dönüştürürseniz sermaye o metayı en fazla sermaye birikimi nasıl elde edilecekse öyle kullanmaya çok hazır bir şekilde karşımıza durur. Yani sermayeden ahlaklı olmasını, insan haklarına saygılı olmasını filan beklemek bu koşullarda doğru değil” şeklinde konuştu.

Kaynak: Spor Servisi