Uzmanı açıkladı: 50 yaş üstü tehlike altında
Prof. Dr. Bülent Görenek; kalp krizini tetikleyici nedenlere, kalp krizinin nasıl oluştuğuna değinerek kalp krizinin ne anlama geldiğini aktardı. Görenek, kalp hastalığını besleyen koroner damarların zaman içerisinde normalinden fazla olarak yüzde 100 darlaşarak damar tıkanıklığı oluşturduğunu söyledi. Koroner damarların bu durumda hiç akım geçirmeme olasılığı üzerine konuşan Görenek, damarların beslediği kas dokusunun ölümüne “kalp krizi” dendiğini açıkladı.
SİGARA CİDDİ BİR TEHDİT
Bülent Görenek, kalp krizinin en sık ölüm şekli olduğunun altını çizerek kimlerin kalp krizi riski taşıdığını anlattı. Görenek “Bunlardan bir tanesi yaş. Elli yaşın üzerindekiler risk altında. Onun dışında erkek cinsiyeti risk altında. Ama kadınlarda da menopozdan sonra erkeklerle eşitleniyorlar hatta daha bile artabiliyor. Yanı sıra şeker hastalığında da korner damarlarda darlıklar yaygın oluyor. Öte yandan Türkiye'de de sigara içiciliği ciddi bir seviyede. Gençlerde gördüğümüz özellikle tek damara bağlı kalp krizi en önemli nedenlerinin başında sigara içiciliği geliyor. Yaşlılarda ise anjiyolarını yapıyoruz. Damarlarda yaygın bir hastalık varsa mutlaka altından sigara çıkıyor.”
HAREKETSİZLİK BİR RİSK FAKTÖRÜ
Görenek konuşmasına şöyle devam etti: “Onun dışında kan yağı yüksekliği ya da kolesterol yüksekliği. LDL kolesterol özellikle kötü huylu kolesterol yüksekliği çok önemli. Hareketsizlik çok önemli. Günde 10 bin adım atılmasını öneriyoruz. Aile analizi çok önemli. Ailenizde eğer elli yaşın altında kalp krizi varsa ya da elli yaşın altında ani ölüm varsa bu size ilave bir risk getiriyor. Tansiyonun birlikteliği önemli. Tansiyonunuz yüksekse kontrol altına alınamıyorsa bunlar kalp krizi için büyük bir risk faktörü.”
GENETİKSE KALP KRİZİNDEN KAÇINMAK ÇOK ZOR
Görenek kalp krizinde risk faktörlerini gruplandırarak “Risk faktörlerinden bazıları değiştirilemeyen risk faktörleridir. Örneğin genetikle ilgili bir şey yapamıyoruz. Bir değiştirilemeyen risk faktörü de şeker hastalığı. Bu konuda çok bir şey yapamıyoruz. Her ne kadar şekeri kontrol altına alsak da kalp krizi riskini maalesef çok da düşüremiyoruz. Ama değiştirebildiğimiz risk faktörleri de var. Bunların başında sigara geliyor, hareketli yaşam tarzı geliyor. Kolesterolü de düşürebiliriz. Tansiyonumuzu kontrol altına da alabiliriz. Bunlar da değiştirilebilinen ya da kısmen değiştirilebilen risk faktörleridir” şeklinde konuştu.
TEREYAĞINDAN UZAK DURULMALI
Kalp krizini önlemek adına nasıl beslenilmesi gerektiğine ilişkin de açıklamalarda bulunan Görenek, “Beslenme alışkanlıklarımız maalesef kötü. Belli bir yaşın üzerinde yemeklerimizde kullanacağımız yağın sıvı yağlar olması gerekiyor. Katı yağlardan tereyağı da dahil uzak kalmalıyız. Zeytinyağı tüketilebilir eğer imkân varsa çok pahalı tabii ki ama fındık yağı da kullanılabilir. Haftada en az bir ya da iki gün balık yenmesi gerekir. Ülkemizdeki en büyük eksikliklerden bir tanesi bu. Balık yemeyi pek sevmiyoruz. Üç tarafımız denizlerle çevrili olduğu halde. Onun yanı sıra kuru baklagiller, son derece önemli. Bu noktada yeşil mercimek çok faydalı, haftada bir ya da iki gün mutlaka yenilmeli. Sebze ağırlıklı beslenilmeli, kırmızı etten mümkün olduğunca uzak kalınmalı ama etsiz de olmaz. Ortadan protein ihtiyacımızı karşılayacağız. Haftada iki gün kadar dana eti tüketilebilir. Dahası tatlı ihtiyacımızı orantılı olarak meyvelerden almalıyız” ifadelerini kullandı.