“Sağlık hizmetleri eşit ve ücretsiz olmalı”

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eskişehir Şubesi, 2025 yılı Sağlık Bakanlığı bütçe teklifine tepki gösterdi. SES Şube Genel Sekreteri Engin Yıldız, sağlık emekçileri ve halkın bütçede yer almadığını belirterek, bütçenin ekonomik ve siyasi bir belgenin ötesinde, toplumsal eşitsizlikleri daha da derinleştiren bir araç haline geldiğini söyledi. Yıldız, bütçe görüşmelerinin kapalı kapılar ardında yapıldığına dikkat çekerken, sağlık emekçilerine ve halk sağlığına yönelik ciddi bir bütçe eksikliği olduğunu ifade etti. Sağlık hizmetlerinin giderek ticarileştiğini ve metalaştığını belirten Yıldız, "Bütçe görüşmeleri kapalı kapılar ardında yapılmaktadır. 2019 yılından bu yana bütçenin açık vermediği dönem yok. Yıl ortalarında yapılan ek bütçelerle pansuman çözümler üreten iktidar, pandemi ve depremlerin ardından bütçe açığı sorumluluğunu ‘’Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’’ ile emekçilere, işçilere, emeklilere yıkarken yönünü de sermayeye çevirmiştir. Sağlık emekçilerini ve halkı görmeyen Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe teklifi geçen yılları aratmayacak şekilde neoliberal sağlık politikalarına dayalıdır. Sağlıkta dönüşüm programının başlangıcından itibaren sağlığın ticarileşmesinin, metalaşmasının yolunun açılacağını, halkın ve sağlık emekçilerinin yararına olmayan bu programının halk sağlığı için büyük riskler barındırdığını belirtmiştik" diye ifade etti.
“EZİYET YÖNETMELİĞİ SIKINTILARI ARTIYOR”
2025 yılı bütçe teklifinde sağlığa ayrılan payın yüzde 6,9 olduğuna dikkat çeken Yıldız, bu oranın yetersiz bulunduğunu belirterek, “Koruyucu sağlık hizmetleri, sadece hastalıkla mücadele değil, hastalığa neden olan risk etkenlerinin erkenden tespit edilmesine, halk sağlığını doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen toplumsal etkenlerin saptanmasına, kısaca sağlığın yalnızca bireysel değil toplumsal düzeyde de korunmasına ve geliştirilmesine odaklanır. Aile Sağlık Merkezleri’nde aşıya erişim sorunları devam ederken, aşı karşıtlığı yükselirken Eziyet yönetmeliği ile Aile hekimliği sistemindeki sıkıntılar daha da derinleşecektir. İş ve gelir güvencesini ortadan kaldıran, karmaşık hesaplamalar ile ulaşılması mümkün olmayan, halk sağlığı açısından faydasız performans kriterleri içeren Yönetmelik, Bakanlığın hâlihazırda yetersiz kaynak tahsis etmesiyle birinci basamağın yapısını daha da bozmaktadır” denildi. Şehir hastanelerine ayrılan bütçenin yine yüksek olduğunu belirten Yıldız, bu hastanelerin kamuya maliyetinin sürekli arttığını ve devlet hastanelerinin kapanmasına yol açtığını ifade ederek, 2025 yılı bütçesinde, şehir hastanelerine yapılan kira ödemelerinin ve hizmet alımlarının büyük bir paya sahip olduğu vurgulandı.
TÜİK’in “Sağlık Harcamaları İstatistikleri”ne göre konuşan Yıldız, “Genel devlet sağlık harcaması bir önceki yıla göre yüzde 65.4 artış gösterirken, özel sektör sağlık harcaması ise yüzde 94.4 ‘le yüzde yüze yakın olmuştur. Özel sektörün sağlıktaki hacmini büyütmek amacıyla kamudan özele daha yoğun kaynak aktarımı yapılmaktadır. Sağlık hizmetleri, sermaye gruplarının çıkarlarına teslim edilmeksizin, kamu yararı, kamu hukuku ve kamu maliyesi gözetilerek üretilmesi gereken faaliyetlerdir. Tüm bunlara karşın genel talebimiz sağlık hizmetlerinin nitelikli, eşit, ücretsiz, anadilde ve erişilebilir olmasıdır” diye ekledi.
Sağlık harcamalarının merkezi bütçeden daha büyük bir pay alması gerektiğini savunan Yıldız, bütçeden yapılması gereken talepleri sıralayarak, “Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direkt ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır. Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır. Sağlık Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payı yüzde 10’un üzerine çıkarılmalıdır. SGK prim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hanehalkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır. İstihdam rejimindeki karmaşa ve adaletsizlik giderilmelidir. Sağlık emekçilerine ek ödeme, teşvik vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde temel ücret ödenmesine başlanmalıdır. Hiçbir şekilde ek ödeme oranları temel ücretin yüzde 10’unu geçmemelidir. Sağlık emekçileri uygulanan döner sermaye uygulamaları nedeniyle kamuda çalışan emsallerine göre daha erken vergi dilimine girmektedir. Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir” ifadelerini kullandı. SES Eskişehir Şubesi olarak, sağlık hizmetlerinin daha eşit, ücretsiz ve erişilebilir olması gerektiğini belirterek, hükümetten sağlık bütçesinin artırılmasını ve sağlık emekçilerine daha adil bir çalışma ortamı sunulmasını talep etti.
Kaynak: Haber Merkezi