CHP'li Yalaz'dan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne sert eleştiri
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, 2024-2025 eğitim-öğretim yılı başlangıcında eğitim sisteminde yaşanan sorunlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Yalaz, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ni ve AKP’nin eğitim politikalarını eleştirerek “İhtiyaç analizi ve pilot çalışması yapılmamış, hazırlanma ve onaylanma süreci katılımcı ve şeffaf yürütülmemiş, kaynakçası, bilimsel dayanakları ve yazarları belli olmayan, tüm uzmanların karşı çıkmasına rağmen onaylanan bu modele karşı Cumhuriyet Halk Partisi olarak idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştayda dava açtık. Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin vakti ve emeği AKP’nin siyasi hırsları nedeniyle daha fazla ziyan edilmeden bir an önce eski programlara dönülmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
Öğretmenlerin diplomalarını çalıyorlar
Yalaz, açıklamasında öğretmen hakları konusunda da önemli eleştirilerde bulundu. Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifinin öğretmenlerin haklarını korumak yerine, atama bekleyen öğretmenleri elemeyi amaçladığını söyledi. “Teklif öğretmenlik mesleğini düzenleyecek nitelikte değildir; yalnızca atama bekleyen öğretmenleri elemek için hazırlanmıştır. Öğretmenlerin hakları tanımlanmamış, diğer eğitim çalışanlarıyla ilgili bir düzenleme yapılmamış, özel sektörde çalışan öğretmenlere yer verilmemiş, basamaklandırma sistemine çözüm sunulmamıştır. Amaç öğretmenlik mesleğinin itibarını yükseltmek, öğretmenlerimizin ve eğitim bileşenlerinin haklarını tanımlamak değil; öğretmenlerin diplomasını çalmaktır” diye açıklamalarda bulundu.
“Bir öğün yemek bile verilmiyor”
Okullarda bir öğün yemek verecek bütçeyi dahi ayırmadılar diyen Yalaz, ”Ülke genelinde okul yemeği tüm öğrenciler için temel bir hak ve talep iken, okul öncesi eğitimdeki okul yemeği uygulaması yalnızca bir dönem uygulandıktan sonra kaldırılmıştır. Okul yemeği programlarının eğitime eşit erişim sağlaması, özellikle dezavantajlı çocukların okula devamlılığını artırması, çocukların sağlığını güçlendirmesi, ailelerin üzerindeki maddi yükü azaltması gibi bu kadar çok faydası varken, her kademede çocuklarımıza en az bir öğün yemek verilmesinin önemi ortadayken, Bakanlık sadece okul öncesiyle sınırlı olan programı bile iptal etti. Çocuklarımıza bir öğün yemek verilemediği gibi, çocukların saatlerini geçirdiği okullarda bir bardak temiz içme suyuna dahi erişimi yoktur. Çocuklarımız sularını evden getirmekte, bittiği takdirde ise kantinden parayla su almak durumunda kalmaktadır. Parası olmayan çocuklarımız ise ya susuz kalmakta ya da musluktan akan suları içmek durumunda kalmaktadır” diye konuştu.
Okullarda temizlik ve güvenlik krizi büyüyor
Okullarda temizlik ve güvenlik personeli eksikliğine de dikkat çeken Yalaz, “Okulların kadrolu bir güvenlik görevlisi yoktur. Devlet okullarında 613.785 derslik bulunmaktadır. 10 dersliğe bir temizlik görevlisi ataması yapılması gerektiği göz önüne alındığında yaklaşık 65 bin temizlik görevlisine ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır. Son düzenlemelerden anlaşıldığı kadarıyla bu ihtiyaçların İşgücü Uyum Programı kapsamında giderilmesi planlanmaktadır. Haftada üç gün çalışma süresi ile okullarımızın temizlenmesi veya güvenliğinin sağlanması mümkün değildir. MEB tarafından sadece liselere bütçe gönderilmekte, ilk ve ortaokulların ise sadece elektrik, su ve ısınma giderleri karşılanmaktadır. Bin öğrencisi olan okulların en az 5-6 temizlik görevlisi ihtiyacı olduğu ve sadece temizlik personeli için aylık yaklaşık 150 bin lira ödeme yapması gerektiği düşünüldüğünde merkezi bütçeden aktarılan kaynak ile değil öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması, okulların yeterli personel istihdam edebilmesi ve temizlenebilmesi dahi mümkün değildir. Okul yöneticileri bütçe olmadığı için velilerden bağış talep etmektedir. Okullarda yeterli bütçe olamadığı için küçük tadilat ve temizlik işlerini yaptırabilmek için yöneticiler zorunlu bağış almaktadır. Milli Eğitim Bakanı “okul yöneticilerinin böyle bir hakkı yok” demek yerine okul bütçelerini oluşturmalıdır” diye ifade etti.
Öğretmenler yoksullukla mücadele ediyor
Yalaz, öğretmenlerin maddi açıdan zor durumda olduğunu ve yoksulluk sınırının altında maaş aldıklarını belirterek, “Tüm eğitimciler yoksulluk sınırının altında ücretlerle çalışmaktadır. 2002 yılında yeni göreve başlayan öğretmen 540 lira olan maaşı ile 17 çeyrek altın alabilirken, 2024 yılında göreve başlayan öğretmen 41 bin lira olan maşı ile 9 çeyrek altın alabilmektedir. Ayrıca 2002 yılında öğretmenler maaşlarının yüzde 32,4’ü kadar eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneği alırken, 2024 yılında maaşlarının yüzde 9,9’u kadar eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneği almaktadırlar. Öğretmenler bu ödenekle hangi ihtiyaçlarını karşılayabilir? Öğretmenin ihtiyaçlarını karşılamayan bir iktidar nitelikli eğitime nasıl erişebilir? Üstelik eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere ödenmektedir. Oysa bu ödenek tüm eğitim çalışanlarına verilmelidir” şeklinde konuştu.
Köy okulları kapatıldı
CHP İl Başkanı Yalaz, “Okullar arasındaki nitelik farkının artması gibi sebeplerden dolayı milyonlarca öğrencimiz okula ulaşmak için her gün saatlerini yollarda geçirmek zorunda kalmıştır. 2014-15 eğitim öğretim yılında 15.397 okul taşınırken 2022-2023 eğitim öğretim yılında 18.291 okul taşınır olmuştur. Her gün 1,2 milyon öğrencimiz taşımalı eğitim kapsamındaki okullara gitmek zorunda bırakılmıştır. Son yapılan düzenlemeyle birlikte 30 km üzerindeki mesafelerde taşımalı eğitim sonlandırılmış, öğrenciler yatılı okullara yönlendirilmiştir. Köy okullarını açmak, öğrencilerin yaşadığı yerde okula gitmesini sağlamak yerine, taşınan öğrenci sayısını düşürmek için böyle bir düzenlemeye başvurulmuştur. AKP iktidarları boyunca 18.432 köy okulu kapatılmıştır” diye vurguladı.
Fahiş kiralar öğrencilerin ve ailelerinin belini büküyor
Son olarak Yalaz ”Eskişehir’imiz özelinde, eğitim konusundaki yerel sorunların başında bir üniversite şehri olan kentimizde sorunların en başında barınma problemli gelmektedir. Fahiş ev, apart, yurt kiraları öğrencilerimizin ve ailelerinin belini bükmektedir. Buna somut bir örnek verirsek; çok değil daha 2019-2020 yıllarında Eskişehir’i kazanıp gelen bir öğrenci için stüdyo daire veya 1+1 ev kiraları bu kadar uçuk değildi. Yeni gelen bir öğrenci kendi başına eve çıkabilecek bir duruma sahip olabiliyordu. Bugün bu imkânsız bir hal aldı. Barınmanın yanı sıra; yemek, içmek gibi en temel ihtiyaçlar bile ciddi problem. Öğrenciler yemeklerini üniversitelerde yemezse o gün öğününü nasıl geçireceğini kara kara düşünür bir vaziyette. AKP iktidarı, öğrencileri, gençlerimizi en temel ihtiyaçlarında dahi müşkül bir duruma hapsetti” diye belirtti. Belediyelerin bu sorunları hafifletmek için çalıştığını, ancak merkezi hükümetin gerekli adımları atmadığını dile getirdi.
Talat Yalaz, açıklamasını, "Öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve eğitim çalışanlarımızın hakları için mücadelemiz sürecek" sözleriyle sonlandırdı.
Kaynak: Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.