"Çiftçilerin tarlaları ipotek altında"

Demokrat Parti Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Özcan, haftalık basın toplantısında çiftçinin içinde bulunduğu sıkıntılara değinerek ipotek altında olan tarım arazilerine ve Türkiye’yi bekleyen risklere dikkat çekti.
Özcan, “Çiftçi kredi faizleri yüzde 9.75’ten yüzde 59’a çıkarılmış. Bugün çiftçi faiz, borç almazsa çiftçinin yaşayabilmesi, üretebilmesi, tarlasını ekip sürebilmesi ve hasat edebilmesi mümkün değil. Geçen yıl kilo başına buğdaya 7,5 lira fiyat verilip 1 lira destekleme dediniz, bu 1 liraları ödemediniz, çiftçinin nadas parası dediği desteklemeleri ödemediniz. Bugün Türkiye’de tarım yapan çiftçinin gidilerini üst üste koyduğunuz zaman bir kilo buğdayın maliyeti 10,88 liradır. Bunun karşılığı nedir? Hiç kimse bilmiyor. Çukurova’da neredeyse hasat başladı fakat çiftçi buğdayını kaç liraya satacağını bilmiyor” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE BUĞDAY YETİŞTİREMEZ HALE GELECEĞİZ”
Özcan, “Çiftçiye eğer 15 liranın altında bir taban fiyat açıklanırsa biz Türkiye’de buğday yetiştiremez hale geleceğiz. Bunun sebeplerinden bir tanesi şudur; çiftçi kredi alabilmek için finans ve banka kurumlarına ciddi manada borçlanmış ve bunun karşılığında tarlasını, arazisini ipotek altına koymuştur. Bugün Manisa’daki tarlaların yüzde 27’si, Aydın’daki tarlaların yüzde 26’sı, Edirne’deki tarlaların yüzde 23.85’i, tahıl ambarı diye baktığımız Konya’da yüzde 24.25’i bankalara ve finans kurumlarına ipotekli. Bu göz göre göre Türkiye’nin topraklarını satmak demektir” ifadeleriyle devam etti.
“DEVLET ÇİFTÇİSİNE DESTEK OLMAYARAK ARAZİLERİNİN ELİNDEN GİTMESİNE SEBEP OLACAK”
Son olarak ipotek altında olan tarlalar dolayısıyla karşı karşıya olduğumuz risk faktörlerini vurgulayan Özcan, şunları söyledi:
“Bugün bankalar binlerce dönüm tarlaları ipotek ettiler. İpotek karşılığında bir borç verdiler. Çiftçiler bu borcu ödeyemezse, bankalar bu tarlalara el koyacaklar. Yarın o banka özelleştiğinde bizim verimli tarlalarımız ya bir Katarlı Arap Şeyhi’nin, Yunanlı Kilise Bankalarının ya da Kazakistanlı bir grubun eline geçecek. Yani biz arazilerimizi çiftçilerimizi sübvanse etmeyerek, desteklemeyerek başkalarına altın tepside yüzde 59 faizle sunuyoruz. Bırakın çiftçiyi hiçbir sanayici, iş adamının bu faizleri ödeme gücü yoktur. Dolayısıyla çiftçinin hiç yoktur. Bir de 15 liranın altında bir fiyat biçerseniz kanla kazanılmış bu ülkenin toprakları başkalarının eline geçecektir. Gündemde; bir özel bankanın satışı söz konusu, anlamsız rakamlara bankalar satılıyor ve satılırken de ne kadar gayrimenkulümüz ne kadar arazimiz satın alan şirketin ya da grubun eline geçecek inanın kimse bilmiyor, banka sahipleri haricinde. Bu Türkiye’nin altına konmuş bir dinamittir. Kanla verilen toprakları faizini ödeyemediğimiz paralarla başkalarına satıyoruz. Türkiye’de kur korumalı mevduatla ilgili 1.1 trilyon lira faiz ödeyebilen bir devlet, çiftçisine destek olmayarak arazilerinin elinden gitmesine sebep olacaktır. Kepeğin ekilebilir bir şey olduğunu sanan Tarım Bakanıyla, bir ineğe senede 10-15 doğum yaptırabileceğini zanneden bürokratlarla Türk tarımı idare edilmeye çalışılıyor. Dolayısıyla bunun altından kalkmak kolay değildir.”