Eskişehir'de AK Parti hükümetine tepkiler yükseldi

Eskişehir'de AK Parti hükümetine tepkiler yükseldi
İlk olarak 10 Mart’ta Türkiye çapında organize olan aktivistler topluluğu Gazze’de gerçekleştirilen soykırımı protesto etmek amacıyla Eskişehir'de 2'nci eylemlerini gerçekleştirdi.

Yaklaşık 30 farklı şehirde gerçekleştirilen eylemlerin Eskişehir’deki adresi yine Kanatlı İş Merkezi önü oldu. Filistin bayrakları ve çeşitli pankartlarla bir araya gelen Eskişehir Filistin ile Dayanışma Platformu aktivistleri Katil İsrail Filistin'den Defol, İsraille Ticaret İnsanlığa İhanet!, İşbirlikçi Sermaye Hesap Verecek!, Kürecik Radarı, İsrail’in Kalkanı!, İsrail’le Siyaset, Filistin'e İhanet! şeklinde sloganlar atarak basın açıklaması yaptı.

Eskişehir Filistin ile Dayanışma Platformu üyesi Basri Özgür tarafından okunan basın açıklamasında, 173 gündür İsrail saldırısına maruz kalan Gazze’de Ramazan başlamadan ateşkese ulaşma ümidi gerçekleşmediği üzerinde durularak; “100 yıla yakın zamandır kendi topraklarında uğradıkları zulmü dünyaya duyurmak için çaba sarf eden Gazze halkı, Müslüman kardeşleri tarafından tarif edilmez bir yalnızlığa mahkûm edilmiş durumda. Ramazan ayında havalarda uçuşan kardeşlik ve dayanışma edebiyatının Gazze’nin sınır kapılarına takılması utanç vesikası olarak sokaklarımızı esir alacaktır. Onbinlere ulaşmış ölümlerin üstüne, açlıkla boğuşan çocukların kaybettiği tebessüm İsrail’le ticareti ve siyaseti kesmeyen sermaye ve iktidar sahiplerine ve tepkisiz kalan halkların kalplerine bir vicdan oku gibi saplanmalıdır. Gazze içimizdeki yara değildir! Gazze insanlığa dair belki de son umut ve son kaledir!” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamanın devamında AK Parti Hükümeti’nin işgal rejimine hayat veren ticari ilişkileri sürdürmesinden dolayı yurttaşlar olarak utanç duydukları ifade edildi. Ayrıca Gazze halkı açlıkla mücadele ederken, işgalci İsrail’in sebze ve meyve ihtiyacının yüzde 55’inin Türkiye’den karşılanması, Gazze’de kuvözdeki bebekler elektrik yokluğundan hayatını kaybederken, Zorlu Holding’in İsrail’de enerji yatırımlarının olması, İçdaş’ın İsrail’in ihtiyaç duyduğu çeliği tedarik etmesi ve Gazze işgalciler tarafından yerle bir edilirken, Limak ve Akçansa’nın İsrail’in çimento ihtiyacını karşılaması sert bir şekilde eleştirildi.

İsrail’in petrol ihtiyacının Bakü-Ceyhan-Tiflis boru hattı aracılığıyla ve SOCAR tarafından nakledilmesi üzerinde de durulan açıklamada şu noktalara değinildi:

“Demir çelikten gıdaya, dikenli tellerden petrole kadar her türlü sektörü kapsayan bu kanlı, bu lânetli ticaret; işgale, insansızlaştırmaya, katliama ve soykırıma ortak olmaktır! İyi, doğru ve güzel tüm değerlere ihanettir! Affedilmez bir cinayet ortaklığıdır.”

Hiçbir siyasi ve ekonomik kazanım insanların yaşam hakkından, özgürlüğünden daha değerli olamaz. Siyasi ve ekonomik kazanımları öne sürerek mevcut İsrail rejimiyle iş tutanlar ve bu işbirliğinin savunucuları, Filistin halkının; Gazzeli çocukların başına gelenler kendi başlarına gelecek olsa hangi reel-politik izahı kabul ederlerdi. İsrail’le ticaretin kesilmesi sembolik bir tavır alıştan ibaret değildir. Yalnızca işgal devletine petrol sevkiyatının durdurulması dahî İsrail’i ateşkese zorlayacak en güçlü faktörlerden biri olacaktır.

Bugün eğer Türkiye’den İsrail’le ticaret devam ediyorsa bunun sorumlusu Türkiye’deki mevcut iktidardır.

Siyasi iktidar, en azından Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği ara kararı gerekçe göstererek, İsrail’le Türkiye arasındaki ticareti bir an önce bitirmek zorundadır.

Bugüne kadar “Biz kazanırsak, Gazze sevinecek!” diye oy toplayanların, bugün “Ne yapalım, gücümüz yetmiyor!” diye sızlanmalarını kabul etmiyoruz! Siyasi iktidarın en azından İsrail’e yardım etmemeye gücünün yeteceği konusunda hiçbir şüphemiz yok.

Ticareti bile kesmeyenlerin, yerel seçimlerde propaganda yaparken Gazze’yi dillerine dolamalarının utanç verici bir ahlaksızlık olduğunu vurguluyoruz.”

Bizler 10 Mart’ta 30 ayrı şehirde bu çağrımızı dile getirmiştik. Bugün de meydanlardayız. Her gün daha da kalabalıklaşarak, daha fazla şehirde mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz! ... Bu vesileyle buradan Amerika ve Avrupa’nın çeşitli başkentlerinde ve hatta Siyonist baskı altındaki Tel Aviv’de sokakları inleten vicdanın sesine selam gönderiyor ve haykırıyoruz.

Dostluğu ve kardeşliği borçlu olduğumuz halklar katledilirken ölümden ve kandan yana olmak tarihe, doğaya, kentlere, inşa edilmiş mabetlere, mayıs ayında açan çiçeklere, tertemiz akan nehirlere ihanettir. İsrail’le Ticaret Filistin’e değil sadece kendi tarihsel tecrübemize ve insanlığın değerlerine de ihanettir.

Yükselen bir dua ya da nedeni belli bir sevinç gibi 10 Mart’ta sokaklara, medyanlara, çay ocaklarına, banka kuyruklarına, Bakanların yüzüne, AVM önlerinde sermaye sahiplerine seslendiğimiz gibi bugün de onlarca yerde yine haykırıyoruz:

  • İsrail’le ticarete kesinlikle son verilmelidir. İsrail her açıdan bir boykot duvarıyla çepeçevre sarılmalıdır. Sorun, İsrail adlı terör devleti ve destekçileridir…
  • Gazze’nin her yerine kesintisiz ve yeterli insani yardım ulaştırılması sağlanmalıdır. Gazze halkı göz göre göre açlıktan ölmeye terk edilmemelidir.
  • Kürecik Radar Üssü kapatılmalıdır. İncirlik Üssü’ndeki ABD askerleri ülkelerine gönderilmelidir. Bu ülkede, bu kadim topraklarda soykırım destekçilerinin askeri ve siyasi güçlerine yer yoktur.

Tüm dünyanın İsrail’e karşı boykot, tecrit ve yaptırımlara iştiraki için kapsamlı ve istikrarlı bir diplomatik çalışma yürütülmelidir.

Sabrımız tükendi! Durmaya takatimiz yok! Ertelemenin, örtmenin, tevil etmenin, izaha yeltenmenin vakti artık bitti!

Kınamalar yeterli değil! Gazze’ye yönelik soykırım hakkında saydığımız somut, fiili, etkili ve gerçek adımlar atılmak zorundadır.

Bizler bu taleplerimizin takipçisi olacağız. Bu taleplerimiz hayata geçirilmedikçe, dalga dalga büyüyecek, artacak ve iki elimizi siyasi iktidarın ve kanlı, işbirlikçi sermayedarların yakasından ayırmayacağız.

Bugün İsrail’e, dolayısıyla emperyalizme karşı direnmek, ahlâki, vicdani ve insani açıdan en temel ödevlerden biridir.

Gazze’nin direnen halkı başta olmak üzere, İsrail’e ve destekçilerine karşı direnen herkesi saygıyla selamlıyoruz.

Nehirden Denize Özgür Filistin için tüm halkımızı vicdani, insani, ahlaki görevini yapmak için bulundukları yerde meydanlara, sokaklara davet ediyoruz.”

Okunan basın açıklamasının ardından İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık ve Ortadoğu Uzmanı Levent Baştürk de bir konuşma yaptı. Eylemciler basın açıklamasının ardından sloganlar eşliğinde dağıldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum