“Mutlu mahalleler, mutlu kentler, mutlu bir ülke demek"

RÖPORTAJ

Kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Yeşim Aycan Yüksel. Anne tarafım Eskişehir Günyüzü, baba tarafım Denizli Çal’dan. Aydın Nazilli doğumluyum ama tüm hayatım Eskişehir çevresinde ve Eskişehir’de geçti.

Eğitimci bir ailenin kızıyım. Ben de üniversite sınavında Matematik bölümünü kazandım. Matematik öğretmeni olmak için, ancak son an da tercihimi Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesinden yana yapıp Eğitim İletişimi ve Planlaması okudum. Ardından aynı bölümde yüksek lisansımı tamamladım.

Üniversite öğrencisi iken bir yandan da yeni kurulmuş olan Kanal 26 TV’de haber spikerliği, eğitim, eğlence, sabah programları, yarışma programı yapımcılığı ve sunuculuğu yaptım: İlkokullar Arası Bilgi Yarışması, Aileler Yarışıyor, Üniversiteye Çeyrek Kala, Gün Başlıyor, Yeşim’in Bohçası programlarını yaptım. Bir yandan da Es FM’de program yapıyordum. Stajımı TRT İzmir Radyosunda yapmıştım.

Daha sonra 1.H.İ.B. Merkezi’nde kısa dönem Basın Halkla İlişkiler uzmanı olarak çalıştım. Aile şirketimizde yönetim kurulu üyesiyim. İki genç evladım var. Onlar büyüyünce ben de mesleğim olan Eğitim ve İletişim alanlarında bir şeyler yapmak istedim. Kısa bir süre Odunpazarı Halk Eğitimi Merkezinde, daha sonra Üniversiteli Kadınlar Derneği’nde bursiyer kızlarımıza eğitimler veriyorum. 29 Ekim Kadınları Derneği yönetim kurulundayım. Dernek olarak Eskişehir Kadın Bando Takımını kurduk ve bandonun majörüyüm.

Neden aday oldunuz?

Muhtar olmak istememdeki en büyük etken, sivil toplum örgütlerinde gönüllü yaptığım hizmetleri, 19 yıldır oturduğum mahallemin özellikle kadınları, çocukları gençleri ve engellileri için de yapmak. Onların eğitimi, refahı, mutluluğu ülkemizin geleceğini şekillendirecek ve ileriye taşıyacak çünkü. Mutlu mahalleler, mutlu kentler, mutlu bir ülke demek. Toplumun en küçük birimi olan aileden başlar güçlü bir ülkenin refah zincirinin ilk halkası.

Bir kadın aday olarak, kadınların yerel yönetimlerde daha aktif rol alması gerektiğini ya da daha verimli olacağını düşünüyor musunuz?

Kesinlikle düşünüyorum; çünkü kadınlar doğaları gereği daha anaç, daha ayrıntıcı, daha programlayıcıdır. Düzen sağlama ve koruma, çok yönlü düşünme ve değerlendirme becerileri olan; aynı anda pek çok sorumluluk alabilen ve yürütebilen yapıdadır. Bu da verimlilik getirir.

Ben Köy Enstitüsü mezunu bir dedenin torunuyum. Çok yönlü olmak, yaşayarak öğrenmek nedir çok iyi biliyorum. Kadınlarımızın ufkunu açmak, kabuklarından çıkıp mutlu olacakları işlere yönlendirmek; el attıkları her işten verim almalarını sağlamak istiyorum. Bu bağlamda mahallemdeki kadınların neye ilgisi ve gereksinimi varsa o alanda eğitimler düzenlemek, aile bütçesine evlerinden katkı sağlamalarına yardımcı olmak, kendileri için bir şeyler yapmalarına olanak sağlamak istiyorum.

Bize mahallenizi anlatır mısınız?

Sümer Mahallesi adını, kapsadığı Sümerbank Dokuma Fabrikasından alan; yeşil doğası, parkları, içinden geçen nehrin eşsiz manzarası ve çok katlı binaların az olması sebebiyle hem şehir merkezine yakın hem de uzak, sakin bir yer olmasıyla nezih bir mahalledir. Bir yanında Osmangazi Mahallesi, Vişnelik, Akarbaşı, diğer yanında Büyükdere, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sazova yer alır.

Mahallenizin başında gelen sorunlar nelerdir?

Mahallemizin en büyük sorunlarının başında, Sağlık Ocağının ve eczanelerin olmayışı; Halk Eğitimi Merkezinin, halk pazarımızın olmayışı geliyor. Sağlık Ocağını Osmangazi ile paylaşıyoruz; ancak yeni imar alanı olan, “Kızıl Yer” olarak bilinen Tıp Fakültesi karşısındaki bölgeye çok uzak kalıyor. Aynı şekilde pazar gereksinimimizi de Kırmızıtoprak ve Akarbaşı mahalle pazarlarından karşılamaya çalışıyoruz. Halk Eğitimi Merkezi de kadınlarımızın, gençlerimizin, çocuklarımızın eğitimi, sosyalleşmeleri için çok önemli. Aynı şekilde emeklilerimizin de keyifli vakit geçirebilmeleri açısından önemsiyorum.

Mahallenizde görüntü kirliliği yaratan, halk sağlığını olumsuz etkileyebilecek yerler var mı?

Nehrimizin etrafı özellikle bahar ve yaz dönemlerinde oldukça fazla tercih ediliyor. Eskişehir’in dört bir yanından insanlarımız, özellikle gençlerimiz masasını, şezlongunu kapıp geliyor ve güvenle vakit geçirebiliyor. Bu dinginliğin sürdürülmesi, çevre ve gürültü kirliliğinin önlenmesi gerekiyor.

Tabi ki nehrimizin temizliği çok önemli. DSİ ile koordineli bir şekilde nehrimizi temiz tutmak, etrafındaki sazlıkları, kuru otları temizlemek, çürüyen iskeleleri, köprüleri güçlendirmek, minik kara sineklerle mahallenin sağlığının ve huzurunun bozulmasına izin vermemek gerekiyor. Aynı şekilde parklarımızın temizliği ve bakımı da çok önemli.

Mahallenizde bir park eksikliği var mı?

Şu an Dede Korkut ve Sümer parkımız, mahallemizin, hatta kentimizin ihtiyacını karşılıyor. Yeni yerleşim alanında çocuk parkı gereksinimi olacaktır.

Muhtar adayı olarak neler yapmak istiyorsunuz?

Ben öncelikle bir Eğitim İletişimci olarak, mahallemdeki çocukları, gençleri ve kadınları mutlu etmek istiyorum. İhtiyaçları neyse, eğitim mi, üretim mi, sosyallik mi, para kazanmak mı, kendi mahallelerinde karşılamalarını sağlamak ve yollarını açmak istiyorum. İlgi duydukları her konuda eğitim alabilmeli, danışabilmeli, ürettiklerini değerlendirebilmeli, sosyalleşmeliler. Başları sıkıştığında, kendilerini aşan bir sorunla karşılaştıklarında bir anne gibi, abla gibi, kardeş gibi görecekleri muhtarları olsun istiyorum.

Engelli vatandaşlarımızın gereksinimlerini karşılamak, ihtiyaç sahibi herkese el uzatmak, destek olmak istiyorum.

Anneler çocuklarını gönül rahatlığıyla birkaç saatliğine oyun evlerine bırakabilmeli, gençler ve çocuklar kütüphane gereksinimini mahallelerinde karşılamalı, spor yapmak için mahalle dışına çıkmaya gerek duymamalılar.

Spor demişken, mahallemizin çok köklü bir futbol takımı var: Sümer Spor. Bu gençlerimizi desteklemek; çeşitli dallarda spor müsabakalarının da yer alacağı gençlik festivalleri düzenlemek istiyorum.

Azalarımdan biri 22 yaşında ve gençlerin fikirleri, talepleri, mutluluğu benim için çok önemli. Mahalle korosu, mahalle bandosu belki!

Ekibinizde yer alan aza adayları kimler?

Farklı mesleklerden azalarım var. Mühendis, emekli bankacı, yönetici-yatırım uzmanı, sporcu, esnaf, ev hanımı, emekli öğretmen, emekli biyolog… Hepsi alanlarında uzman, yenilikçi, proje üreten, donanımlı kişiler. Mahalle meclisimizle ortak alınan kararlarla, iş birliği içinde çok güzel projeler üretip gerçekleştireceğimize inanıyorum.