Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu Eskişehir’de konuştu

Zafer Partisi Parti Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu Eskişehir’e geldi. Eskişehir’de söyleşiye katıldı.
Turgut Özakman sahnesinde gerçekleştirilen söyleşide Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanmasından bu yana yaşanan sürece dair değerlendirmelerde bulunan Karamahmutoğlu, yaptığı konuşmanın ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Üç aydır vatandaşa Zafer Partisi'nin Türkiye tahayyülünü anlatamadıklarını belirten Karamahmutoğlu, Tespit ettikleri meseleleri ve bu meselelere getirdikleri çözüm önerilerini anlatamadıkları kaydetti. Karamahmutoğlu, “Bunun yerine uğramış olduğumuz mağduriyeti, haksızlığı, hukuksuzluğu anlatmakla günlerimizi geçiriyoruz. Ana tema neredeyse bu olacak. Bunun üzerine elbette ki ülkenin içinde bulunduğu her bir vatandaşımızın aynı şekilde karşı karşıya kalmış olduğu bir hukuksuzluk sorunu elbette var. Yani halkın iradesinin gasp edilmesi, seçme seçilme özgürlüğüne vurulan darbe, işte 19 Mart'ta yaşamış olduğumuz. Bu da elbette vatandaşın hakkına, hukukuna ilişkin bir mücadeledir. Bu mu olmalıydı? Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını devirdiği zamanlarda yaşamamız gereken bu muydu? Türk demokrasisinin şu anki inmiş olduğu ilk seçimli otoriter rejim. Türk demokrasisinin konduğu yer burasıdır. Çeyrek asra varan bir tek parti iktidarı ile karşı karşıyayız. Bu durum bir parti devleti doğurdu. Türkiye Cumhuriyeti’ni parti devleti haline getirdi. Çözüm çare elbette yine demokrasi geçecek. Yine sandıktan çıkacak çözüm. Çünkü demokratik yolların dışında başka yollara başvurmak tam da otoriter rejimlerin tiranların tam da istediği bir şeydir. Bu sayede zulmünü baskılarını arttırabilsin. Bu sebeple demokratik mücadele yollarının dışına çıkılmayacak. Çıkılmamalıdır” dedi.
“Ortada Bir Pazarlık Var”
Bu ikinci çözüm ihanet sürecinin asla sürdürülmemesi gerektiğini aktaran Karamahmutoğlu,bu sürecin neden olacağı sonuçlar ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Karamahmutoğlu, “PKK terör örgütü artık terör işlemeyi, cinayet işlemeyi bırakacakmış. Silah eğitimi almayacakmış. Güzel. Ancak birkaç adım daha var. Nedir onlar? Buraya kadar tamam, buraya kadar sizinle beraberiz. Silahı bırakıyor, çok güzel. Fakat bir takım şartlar var. İşte tam da burada dananın kuyruğunun koptuğu bir yer var. Nasıl anlaştığınızı toplumdan gizliyorsunuz, çünkü topluma açıklanacak hali yok. İktidar partisi öylesine kamburlar biriktirmiş ki; hukukun önünde vereceği hesabı altından kalkarak veremez. Bu yüzden Adalet ve Kalkınma Partisi iktidardan düşmemek zorunda. Cumhur İttifakı’ndaki diğer müttefiki, Milliyetçi Hareket Partisi ise iktidar olmak gibi bir derdi taşımıyor. Kendisine ittifak ortağı olarak bakanlıklar teklif edildiği söyleniyor, fakat partinin genel başkanı bunları reddediyor. Birkaç bakanlık almak gibi bir hedefi yok. Dolayısıyla Devlet Bahçeli, siyaseti rahat yürütüyor. Taban kaybediyor, yıllardır biriktirdiği seçmenini kaybediyor ama umursamıyor. Çünkü iktidarda olma kaygısı yok. Kendisi için böyle. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi için durum farklı. Bu yüzden onlar hiçbir şey açıklamıyorlar, ifade etmiyorlar. Biz ise maskeleri ve makyajları döktük. Olan biteni anlatmaya başladık. Toplantılarla gerçeği anlattık. Yetmedi, açıklama mitingleri düzenledik. Herhalde birkaçını yaptıktan sonraydı, bu işler başımıza geldi. Yaptığımız mitinglerde ana sloganımız “Mehmetçik katillerine af yok” idi. Mitinglerin konusu buydu. Fakat genel başkanın tutuklanmasından sonra yaptığımız etkinliklere bir ikinci slogan daha eklemek zorunda kaldık. “Ümit Özdağ’a Özgürlük.” Oysa Zafer Partisi, Ümit Özdağ’a özgürlük sağlamak için kurulmuş bir parti değildi. Ümit Özdağ zaten başka bir partide genel başkan yardımcılığı yapmış, milletvekilliği yapmış bir siyasetçiydi. Önceki partisi olan İyi Parti’de de aynı görevleri üstlenmişti. Ancak gördüğü sorunları ifade edemeyince, kabul ettiremeyince sorumluluk alarak ayrıldı. Bugün ise bu meselelerle uğraştırılıyoruz. Biz “Af yok” diyerek narkoterör örgütü PKK’yla kurulan pazarlık masasını deşifre etmeye çalışıyoruz. Neler yapılacak? Nelerin topluma mal olacağı? Çünkü ortada bir pazarlık var. Yasal düzenlemeler, anayasal değişiklikler planlanıyor. İdam cezası yemiş olan terörist başı Abdullah Öcalan’ın cezası, idam cezası kaldırıldığı için ömür boyu hapse çevrilmişti. Şimdi İmralı’dan çıkarılıp orası bir “çalışma ofisi” mi yapılacak? Görüşmelerde, İmralı’da kalmak istediğini, dışarıda güvenliğinin sağlanamayacağını söylediği basına yansıdı. Bunu, “bundan sonra terör olmasın” diye sineye çekmeyi düşünenler olabilir. Ancak 50 bin şehidin ardından, bir savaş kaybetmişiz gibi af vermek milletin gururuna ağır gelir. Kötü bir örnek teşkil eder. Bu, ileride Türk devletine ve Türk milletine karşı yeni kalkışmalar için zemin hazırlar. Bu yüzden şunu söylemek lazım: Eğer PKK terör örgütü, “Artık terör yoluyla hedefimize ulaştık” diyorsa ve yoluna siyasetle devam etmek istiyorsa, terör örgütünü kendiliğinden fesheder. Dağılır, silah bırakır. Ancak geldiğimiz noktada, “pazarlık yok” diyenler, şimdi neredeyse partiler yasasına dayanarak bir siyasi parti kurulacakmış gibi pazarlık yapıyorlar” diye konuştu.
“Çocuklar Okullarına Aç Gidiyor”
Türkiye’deki ekonomik sıkıntılara da dikkat çeken Karamahmutoğlu, “Sadece ilkokul öğrenciler değil üniversitede okuyanlar da okullarına aç gidiyorlar. Anneler çocuklarını gece yatağa aç gönderiyor. Açlığını bastırmak içi su içiriyor. Sabahleyin çantasına bir şey koyamıyor. Tost sandviç olarak hiçbir şey koyamıyor. Okullar açılırken 1 öğün de olsa çocuklara verilsin dedik. Vermediler 13 milyon sığınmacıya bakıyoruz. 13 milyona bakıyorsun, kendi ilköğretimdeki çocuklarına bir öğün bedava yemeği vermekten bütçe adına kaçınan hükümet. 11 Haziran’daki duruşmada Genel Başkanımız Ümit Özdağ özgürlüğüne kavuşur biz de ülkenin gerçek sorunlarını konuşuruz” diye konuştu.
Kaynak: Haber Merkezi