DİNDE FARKLI GRUPLAR-MEZHEPLER-5

 


Son 4 haftadır açıklamaya çalıştığım Mezhepler konusuna, kaldığım Anadolu Aleviliği ile ilgili uygulama örneklerine devam edeyim.


Genellikle Ramazan ayında ayın dolunay 3 günü ve Muharrem orucunu tutarlar. Bu ayrıntıyı açıklamadıkları için de sanki oruç tutmuyorlarmış gibi algılanırlar. çok eşlilik değil, tek eşlilik söz konusudur ve boşanma toplumda hoş karşılanmaz. İkinci bir kadın almak bile “yol düşkünü” olmak sonucunu doğuruyor. “Yol düşkünü”, işlediği herhangi bir suçtan dolayı toplum dışına itilmek anlamını taşıyor.


Kur'an'daki müteşabih /değişken hükümleri değil, toplumda ve Devlette geçerli kanunları kabul ederler. Zekâtı 1/40 oranında değil, daha fazlası ve kişinin kişi ve gönlünden gelenine göre dinamik uygularlar.


Yine Alevilikte Allah'a kulluğu ifade etme (ibad etme), Al-i İmran-191 nci ayette belirtildiği üzere, bilinç açık olduğu sürece her an ve halde Allah'ı anarak yapılır (Al-i İmran-191. çünkü Evreni araştıran bu insanlar, ayaktayken /kıyam halindeyken, otururken veya yanları üzerine uzanmışken, sürekli olarak göklerin ve yeryüzünün yaratılışı, özellikleri ve iç yapıları hakkında düşünür ve araştırıcı bir gözle yaklaşarak Allah'ı her an ve halde anarlar ve "Ey Rabbimiz! İnanıyoruz ki Sen bunları boşuna yaratmadın, Sen yücesin, Senin ve kurmuş olduğun düzen hakkında bizi yanlış yapmaktan ve ateş azabına düşmekten koru”.


Anadolu Alevi inancında şu inançlar da bulunmaktadır:


üçler inancında Allah, Muhammed ve Ali olarak yer alır. Yediler için iki farklı liste vardır: 3 + Hatice-Hasan-Hüseyin-Fatma veya Nesimi, Fuzuli, Hatayi, Pir Sultan Abdal, Virani, Yemini ve Kul himmet.


Kırklar meclisi inancına göre Mürşit ve dede Hz. Muhammed ve Rehber Ali'dir.  İlk Semah ve ilk Cem'in bu mecliste yapıldığı kabul edilir ve Cem töreni ile Semah uygulaması da buna dayandırılmaktadır.


4 Kapı olarak Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat aşamalarına inanılır ve her kapının 10 ardan toplam 40 aşaması olduğu kabul edilir.


       Kurtarıcı olarak Mehdi beklentisi var.


       Her ne kadar Anadolu Aleviliği, Türk toplumuna özgü başlamışsa da zamanla başka toplumlar tarafından da benimsenmiştir. örneğin Arnavutlarda, Boşnaklarda ve diğer bazı Balkan ülkeleri Türklerinde.


 


2) Arapça konuşan Aleviler


Yediyüzlü yıllardan başlayarak Hatay-Adana ve Mersin bölgesine gelen Arap istilası ile başlamak üzere Arapça konuşmak zorunda kalan ve kökenleri Eti Türklerine dayanan Oğuz Horasan Türkleri olduğu belirtilmektedir.


       Arapça konuşan Aleviler de yine gizlice Türbelerde veya her seferinde farklı evlerde şekilsel ibad /kulluk etme ve salât /sosyal yardımlaşma ve dayanışma toplantılarını gerçekleştirmişler ve halen aynı şekilde devam ettirmektedirler. Bu toplumda, Allah'a ibad /kulluk etmenin ifadelerinden biri olan toplanmaları sırasındaki ritüeller ve salât /sosyal yardımlaşma ve dayanışma aktiviteleri, Anadolu Aleviliğinden farklı olarak Horasan ve Türkistan-özbekistan Türklerinin gelenekleri ile değil, Kur'an'a uygunluk yanında, Yahudi ve Hıristiyanlıktan alınmış bazı uygulamalarla harmanlaştırılmış olarak uygulanmış ve uygulanmaktadır. örneğin, katliamlarda Hıristiyanlar tarafından korundukları ve onlara sığındıkları için, ortak gelenekler oluşmuş ve Hıristiyanların da bayramlarını birlikte kutlar aşamaya gelmişlerdir. Bu nedenle de kutlanan dinî bayramların sayısı fazladır.


Bu toplumun Alevi inancının 900'lü yıllarda Lazkiye'de yaşamış Muhammed b Nusayri'nin etkileyip şekillendirmiş olduğu ileri sürülüp "Nusayri Aleviler" diye isimlendirilirlerse de, uygun olanın "Arapça konuşan Aleviler" diye tanımlanmalarının daha uygun olacağını düşünüyorum.


       Bu Aleviler, Kur'an yanında ayrıca Nehc-ül Belağa isimli ve Halife Ali'nin hutbelerinin bulunduğu kitaba da önem verirler. Hz. Muhammed'i Kur'an'ın canlı uygulayıcısı olması nedeniyle, Hadis diye tanımlanan sözlerinin sadece Kur'an'a uygun olanlarını kabul ederler. Bazı yerlerde hem cami, hem de belirlenen evlerde toplanıp saf namazı uygulamaları da vardır. Bu toplu namazlara kadınlar katılmaz, sadece sonrasında verilen yemeği hazırlarlar. Babadan oğula devam ettirilen ve 12 imamın devamlılığı olarak şeyhlik şeklinde dinî liderlik vardır. Kurtarıcı olarak Mehdi beklentisi vardır. Orucu bütün Ramazan ayı boyunca tutarlar, hem Cami, hem ev toplantılarındaki ibad /kulluk aktiviteleri ve toplu namazlarını kılanları vardır. Bireysel namazlarını 5 vakit kılarlar.


       Anadolu Alevileri gibi bir yönü ile Allah'ın insanda bulunduğunu, böylece de insanın Allah'ın bir yansıması olduğunu benimserler. Pir Sultan Abdal bu durumu 1600'lü yıllarda yanlış anlaşılacak bir şekilde "Enel Hak" diye ifade etmiş ve bu ifadesi o zaman "Ben Allah'ım" şeklinde hatalı olarak algılanmış ve derisi yüzülerek öldürülmüştür.


 


       3) Gerek Şii olan İran Aleviliği ve gerekse Türkiye'de bulunan ve Caferi denilen Alevilik, Ehl-i Beyt'e ayrıcalıklı önem verme var, fakat hem Anadolu, hem de Arapça konuşan Alevilikten farklılık göstermektedir. örneğin Şiilik-Caferilikte, Kur'an'dan başka Cafer-i Sadık'a ait olduğu söylenen Buyruk isimli kitaba da önem verirler. Sünnilikte olduğu gibi Mekke ve Kâbe kıble olarak kabul edilir, Kur’an’daki muhkem /değişmez de olsa ve müteşabih /değişken de olsa bütün hükümler değişmezdir. Buna göre de örneğin miras paylaşımı Kur'an'daki hükümlere göre yapılır ve zamanın devlet yaslarına uyulmaz.  üçler, 7'ler ve 40'lar inancı yok, çok eşlilik var, ibad /kulluk etme sırasında harem-selamlık var veya sadece erkekler bulunur, Muta nikâhı uygulaması var, toplu namaz kılmayı Cami'de kılarlar, fakat diğer iki Alevilikler gibi salât şeklinde uygulama yoktur. Namaz 5 veya 3 vakitli olarak farklı uygulanır. İran'daki Şiiler'de din adamları olarak 12 imamın devamı şeklinde "İmamlık" uygulaması var ve bunlar hem Din adamı, hem de Siyasî yetkinliklidirler.


       Oruç, Ramazan’da bir aydır, Müsahiplik-amcalık yolu ile dini öğrenme yoktur, kısmen katı bir kadın tesettürü olup, farklı olarak tamamen örtünme veya kara çarşaf yanında, İran'da başın arka yarısının örtünesi ve kısa bir mantomsu giysi ile kalçanın örtülmesi şeklinde kıyafet zorunluluğu söz konusudur. Kurtarıcı olarak Mehdi beklentisi var. Kur'an ve ibad /kulluk ile dua dilleri Arapça'dır, sadece Oruç’tan kurtulma yaklaşımlı Ramazan bayramı var. Her şeyin yoktan var edilmiş olduğunu benimserler.


       Görüldüğü gibi Şii-Caferilikte hem Sünnilik, hem de diğer 2 Alevilikle ayrışan ve bağdaşan yönler bulunmaktadır.


       Haftaya inşallah, mezheplere yönelik genel konular ile konuya devam edeceğim.


NOT-1: Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. Almanızla bize destek olursanız, öğrenci sayımız artacaktır: "DİN VE BEYİN", "TüRKçE KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA".


NOT-2. 29 Kasım 2017 çarşamba günü saat 17.30-19.00 arasında özdilek Sanat Merkezinde inşallah halka açık "KUR'AN SOHBETİ" nde olacağım.


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi