(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(...) KOYARAK GERÇEK TARAFTARA BIRAKIYORUM

Koca kulübü bu hallere düşürmek gerçekten maharet isterdi!


Birileri Eskişehirspor’u sadece 13 harften oluşmuş bir kelime zannetti!


Zamanında diğerlerine olduğu gibi Osman Taş’a da önce gözü gibi bakanlar, şimdi payına düşeni alacak kurduğumuz cümlelerden!


Eskişehirspor camiasının fena çarpılmasında en büyük sorumlu onlar çünkü…


***


 


Kulübü çıkar kapısı ve geçim kaynağı haline getirenler bugünlerin temellerini daha yıllar önce atmışlardı aslında.  Ancak koca şehrin yapamadığını acı gerçekler yaptı. Goygoyculara resmen tokadı patlattı.


Sanal alem de tuşlarla vurulmak.


Ya da Taş ile vurulmak gibi...


***


 


Yıkılan sadece hayaller değil, koca kulüp olacak.


Eskişehirspor üzerinden büyüklük edebiyatı patlatmalarına rağmen kulübü bu hale getirenler her geçen gün küçülüyor gözümüzde. Kendilerine uygun bu düzeni yaratanlar ve bundan çıkar sağlayanların tümü bu cümleye dahildir!


***


 


Hepsi için söylemiyorum ama marangozluk yapsa malzemeden çalacak adamların başkanlık ve yöneticilik yaptığı bir kulübün hazin sonundur bu...


Baş tacı yapılan küçük adamların büyük bedeller ödetmesine yıllardır alıştık zaten…


önce birilerine efsane dediler… Sonra yaşanan değersizliklere ‘önce güven’ sloganıyla değer katmaya çalıştılar… Bazı başkanlar ise birilerime piyon yapıldı en kritik dönemde… Hemde geçmiş alacakları ödeştirme hayaliyle…


Zaten haksızlıkların itibar gördüğü bir futbol düzeni değil midir Eskişehirspor’u bu hale getiren?


Zamanında yapılmayan sorgulamalar, inandırıcılığı kalmadığı için bugün hükümsüz değil midir?


Tam da bu noktada Eskişehirspor tarihini yok etme noktasına getirenleri alkışlayanlar utansın!


***


 


Görüyoruz ki sadece Eskişehirspor değil, kulübün değerleri de itinayla katlediliyor!


Bu infaz törenini düzenlemek de Osman Taş gibi bir başkana kalmış.


Kendisi dahi başkanlığın bir kere ağırlığını hissetti mi acaba?


Sayın başkan Eskişehirspor’da işleri yola sokmakla koca camiayı yoldan çıkarmak arasına ki ince çizgiyi anlayamıyor hala...


Merak ediyorum, hiç mi sızlamıyor acaba vicdanı…


Ya da yastığa koyarken başını şu soruyu sormuyor mu kendine “Acaba ben ne yapıyorum” diye…


***


 


Onca sıkıntılara başkaldırının ardından kulüp kendi ekmeğini kendi yapacak diye beklerken.


Buğday saplarıyla uğraşılır hale geldi.


Ama gel gelelim, son genel kurulda Taş’ın iki tane sıkıntıyı söylemesi bile birçok adımın geri atmasına yetti.


Bir de baktık ki; kendi sorun olan ve çözümsüzlüğe batmış bir adam karşısında dahi sorunları çözebilecek ufacık bir düşünceyi ortaya koyacak bir camia kalmamış...


Bu her şeyden daha acı ve vahimdi.


Bizim gibiler şunu çok iyi biliyor ki; Osman Taş değil, Eskişehirspor’a bu sonu hazırlayan çıkara dayalı kendi içinde inandırıcılığı kalmamış düzendir. 


***


 


Sayın Taş  Eskişehirspor’u yönetmenin kolay iş olduğu yanılgısına düştü.


Neymiş, gazeteci dostu yokmuş o yüzden bu kadar çok eleştiriliyormuş!


Kusura bakmasın ama Eskişehirspor’u düşünen gerçek gazeteciler Osman Taş’ın dostu zaten olamaz! Nedeni mi?


En kolay çıkış yolu olarak görülen hayal satmak da bitti.


İnandırıcı olmamanız koca kulüpte sorunların ana sebebi…


Eskişehirspor kulübü tarihinde hiç bu kadar aciz hale düşürülmemişti.


Sizin sayenizde Eskişehirspor’u gerçekten seven bazı kişilerde yöneticiliği denedi ve gördü…


Orada başkan ya da yönetici olmanın da artık bir ağırlığının olmadığının da farkına vardı…


Gidin hani istifalarını kabul etmediğinizi söylediğiniz ancak noterden istifaya hazırlanan gerçek sevdalı yöneticilerinize ‘Ne yapalım’ diye sorun.


Alacağınız cevabı ben söyleyeyim…


“Bırak başkan”


Bırakmıyorsanız da…


Yöneticilerinizin içinde biraz Eskişehirspor sevdası varsa otomatikman bırakmanıza vesile olmalıdır.


Ancak bunca yaşanana sadece siz değil, kulübü bu hale düşürenler utanmalıdır!


***


 


Geçmişten bugüne bakarsak her şey birbirini tamamlıyor aslında...


Elmaya kurt gireli çok oldu da çürümenin bir noktadan sonra yiyecek sağlam bir yer bırakmayacağını sanırım bazıları hesap edemedi.


Neymiş; bazıları için konu Eskişehirspor olunca gerisi teferruatmış!


Hayır!


O konuda ki bütün mesele; işaret parmağıyla başparmağın bir kağıt üzerinde oynaşmasıdır.


Bunun adına da para denir.


***


 


Balık hafızalı değiliz çok şükür…


Geçmiş zamanlarda yaşananlar, bir film şeridi gibi aklımızda. Kabuğuna alışmış yaraların soyuldukça keyfi çoğalır. Eskişehirspor’un yaşadığı durumda tam bununla ilintilidir. O yüzden eskiden her şey olan şimdi hiçbir şeydir!


çıkarcı ve menfaatçilerin kazandığı bu düzen Eskişehirspor’un sorunu değil! Düzeni bozan paranın sorunudur…


Ama ne acıdır ki, kaybettiklerimizi aramıyoruz artık.


***


 


Son olarak;


Şu sıralar tarafsız ilkeli gazetecilik maskesiyle itibar peşinde koşanlar…


Şöylesine bir dönemde bağımsız gazeteciliğin el üstünde tutulacağını zaten hesaplar…


Ama bana şimdi değil, 10 yıl önce lazımdınız.


Şimdi kimse hikaye anlatmasın.


Spor gazeteciliğinin bağımsızlığı Halil ünal-Mesut Hoşcan seçim süreçlerinde paralandı.


Teknik direktörlerin yatak odalarını sorgulayan gazeteci modelleriyle, Eskişehir gazetecilikte çağ atlatıldı!


özellikle Hoşcan döneminde sporla alakası olmayan yazı işleri müdürleri yapılacak basın açıklamalarının dizaynını yaptı.


O yüzden içki masaları ve yöneticilerle iç içe münasebetler alın terinin önüne geçti. Doğrular dahi menfaate göre işlendi. Parayı götürme sanatıyla, Eskişehirspor nasıl sevilir, bu meslekte bazılarında vücut buldu!


Ama ruhlar paraya satıldı.


Anlayacağınız tetikçi gazetecilik aldı başını gitti.


Kimlerin tetikçi olduğunu öğrenmek için, gazete sayfalarını karıştırmak yeterlidir.


Zaman tünelinde tasmalar da duruyor.


İnternette yazılan köşeler ve haberlerde…


***


 


Eskişehirspor sevdasının kör ettiği gerçek taraftarın gözlerini açabilecek kadar etkili olabilseydik keşke.


Ama olamadık.


Bu şehirde hasıraltı edilen gerçekler, yaşayan hayallerden daha az değer gördüğü için bilançomuz da ortada!


Yıllar önce Eskişehirspor’da başkanlık yapan biri için yazmıştım.


"İnsan giderken bile büyük olmalı." O kalıp küçüldü ve şimdi arkasından söylenenleri yazmaya bizim yüzümüz kızarıyor.


Sayın Osman Taş istifa etmekten korkmayın. Bazı şartları kabullenerek, Eskişehirspor menfaatleri için bırakmakta erdemliktir. Hiç olmazsa bunu yapın! Giderken büyük kalın…


Ve eleştirilmekten korktuğunuz için bilet fiyatlarında ki artışta olduğu gibi hiç telaşa kapılmayın.


Genel kurulda bu kez Eskişehirspor’u sahiplenen mutlaka birileri çıkacaktır. çünkü artık bu işin sizle gitmeyeceği çok açıktır.


 


***


Eskişehirspor’un buradan çıkmasını mucize olmasını bağlamalarını anlayabiliyorum.


Ama gerçek mucize nedir biliyor musunuz?


Asgari ücretle ev kirasını ödeyip, çocuk okutup, onurla ayakta kalabilmektir.


Hatta bunun üzerine o stada cebinden vererek koşabilmektir.


Eskişehirspor’un ayağa kalkması değil.


Hala biraz olsun şansımız varken, artık şehrin önde gelenleri bıraksın şirketleşme edebiyatlarını…


Bunca yıl kimlerin kulüp içinde at koşturmasına göz yumduğunuzu bizler gördük.


Şimdi siyasi çıkar için değil…


Şimdi kendi adamınız orada bulunduğu için değil…


Şimdi herhangi bir beklenti için değil…


Sadece Eskişehirspor için sahip çıkmalısınız…


Yok yapmıyorsanız…


Yazının son kısmına (… ) koyarak, bende tamamlamayı gerçek taraftara bırakıyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi