İslam, ilahi bir hayat nizamıdır. Bu nizamın temel esaslarından birisi de adalettir. Adalet, herşeyin ve herkesin hakkını vermek, haksızlıktan sakınıp orta yolu tutmak, doğru hüküm vermek, insaf ve eşitlik demektir.
Adalet; Allah'ın sevdiği ve övdüğü yüce bir vasıftır. Adalet hak ölçüsüdür. Adalet; kültür, bilgi, mevkii,cinsiyet, ırk, dil ve din farkı gözetmeden hak sahibine hakkını tam vermektir. Adalet, kişinin kendisine, ailesine, diğer insanlara ve tüm mahlukata karşı görevini en iyi şekilde yerine getirmesidir. Adalet herşeyi layık olduğu yer koymak, zulmedene karşılık verirken insaflı olmaktır.
Adaletin zıddı; zulüm, haksızlık, adam kayırmak, kısaca hak edene hakkını vermekten imtina (kaçmak) etmektir.
Yüce Rabbimiz (c.c) adaletin önemi hakkında kutsal kitabımızda şöyle buyuruyor; "Ey insanlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahitler olur. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin; adilolun, bu Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır.
Allah'tan sakının, doğrusu Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Muhakkak ki Hz.Allah (c.c) adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. (Nahl Suresi Ayet 90, saife 276)
Asr-ı Saadette (Peygamberimizin devrinde) soylu bir kadın hırsızlık yapmış ve cezaya mahkum olmuştu. Bu kadının affedilmesi için yakınları Hz.Peygamberimizin (a.s) çok sevdği bir kişi olan Zeydin oğlu Üsameyi aracı kıldılar. Hz.Usame (r.a) Hz.peygambere durumu arz edince Efendimiz çok üzüldü. Mübarek yüzü renkten renge girmeye başladı şöyle dedi;
" Ey Üsame! Seni Allah'ın koymuş olduğu herhangi bir cezanın uygulanmaması için aracılık yaparken görmeyeyim. Şüphesiz, sizden önceki milletlerin mahvolmasının başlıca sebeplerinden biriside içlerinden soylu bir kişi suç işlediğinde onu affetmeleri, zayıf bir kişi suç işlediğnde ise ona ceza uygulamalarıdır. Allah'a yemin olsun ki eğer hırsızlık yapan kızım Fatıma dahi olsa onuda cezalandırırdım" buyurdular (Buhari, Hudud:11)
Adaleti tatbik eden, haklıya hakkını veren, suçluyu cezalandıran adil kimseleri, Hz.peygamberimiz (a.s) cennette nurdan makamlarla müjdelemiş. (Sahih Müslim İmaret,5, (1827) cilt:2, sh:1458)
Adaletin yöneticileri, ahiretin hesap gününde her kes kan revan içinde sıkıntı çekerken, Arş-ı Ala'nın gölgesinde ferahlayacak yedi sınıf insan arasında zikretmiştir. (Buhari ezan, 36; Müslim Zekat 91)
Sevgili Okurlarım!
Hz.Ömer'in (r.a) "Dicle kenarında bir kurt yese kuzuyu, Adl-i ilahi gelir Ömer'den sorar onu, "Sözünü rehber edinen ecdadımız, adil yönetimler ile asırlarca, farklı kültür ve ırklara mensup milyonlarca insanın kardeşçe huzur içinde birarada yaşamalarını sağlamış, memleketlerinin kılıçla alındığını, fakat adaletle muhafaza edildiğini 600 senelik saltanatıyla ispatlamıştır.
Devletin temeli, mülkün esası olan adelet üzere kurulduğu için devlet asırlarca ayakta kalabilmiştir. Ne zaman ki hak ve adaletten uzaklaşmaya başlanmış işte o zaman zulüm ve haksızlıklar, bölünüp parçalanmalar meydana gelmiştir.
Rabbimiz bizleri hak ve adaletten ayırmasın. Mutlak adaletin tecelli edeceği ilahi hesap gününde utandırmasın.
Hoşçakalınız.