Yerel seçim takvimi işlerken, durduk yere yaratılan bir ‘’kriz’’ var.

‘’Çalıştay krizi’’ denilebilir.

Aslında ‘’alınganlık krizi’’ dense daha doğru olur.

Yaratıcıları da Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç…

Ortak bir açıklama yaparak ‘’katılmıyoruz’’ dediler.

Sert ifadelerle ortaya koydukları gerekçeler var.

‘’Haklı’’ oldukları söylenemez…

Sergiledikleri tavır da son derece yanlış…

Olmadık spekülasyonlara zemin hazırladılar.

Öyle ki ‘’DSP’den aday olacakları’’ bile söylenir oldu.

Bu söylentileri çürütecek bir açıklama yapmamaları da oldukça ilginç… Oldukça düşündürücü de…

Suskunluklarının yarattığı da ‘’acaba’’ oldu.

Dedik ya, yaptıkları son derece yanlış…

Yanlış üzerine yanlış yapmalarının nedenini anlamak zor değil…

Bu seçim sürecinde kabullenmekte zorlandıkları bir gerçek var.

Bu seçimlerdeki koşullar, geride kalan seçimlerden çok farklı…

Daha önce de dile getirdik.

Daha önceki seçimlerde, süreç başlarken herkesin kabullenmek zorunda kaldığı bir şey vardı.

O da Yılmaz Büyükerşen’in adaylığının tartışılmaz olduğu…

Adaylığı tartışılmadığı gibi ‘’tek belirleyiciliği’’ bile kabullenildi.

Bu seçimlerde böyle bir şey yok.

Yılmaz Büyükerşen, bu seçimlerde ilk kez adaylık başvurusunda bulundu.

Buna karşın adaylığı ‘’tartışılmaz’’ olmadı.

İlk kez adaylığı tartışıldı.

Nedeni de malum…

Yaşı ve belediye başkanlığında geride bıraktığı 25 yıllık süre…

Adaylığı kamuoyunda tartışıldığı gibi CHP genel merkezinde de tartışılıyor.

Söylenilenlere bakılırsa kendisi de adaylık konusunda çok ısrarlı değil…

Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı için Ayşe Ünlüce’yi öneriyor.

Önerisinin tartışmasız kabul edilmesi düşünülemez…

Aday olmak isteyen başka isimler de var.

Garip Yıldırım başvuru bile yaptı.

En doğal hakkı…

Çalışma yürütüp yürütmediğini bilemiyoruz… Ancak çalışma yürütmesi son derece doğaldır.

Aday olmak isteyen yalnızca o mu?

Elbette ki, değil…

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmak istemiyor mu?

Elbette ki, istiyor.

Hem de yıllardır.

Tepebaşı Belediye Başkanı adaylığı için başvuruda bulundu.

Ancak bu başvuru, Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı isteğini ortadan kaldırmış değil…

Hala istiyor.

İstemekle de kalmayıp çalışma da yürütüyor.

Dahası olacağına da inanıyor.

Peki bunlar ‘’suç’’ mu?

Elbette ki değil…

Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmayı istemesi de adaylık için çalışma yürütmesi de son derece doğal…

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmak ister mi?

Neden istemesin ki, elbette ki ister.

Ahmet Ataç’ın aksine isteğini hiç dillendirmedi.

Soranlara ‘’Hocam aday olduğu sürece ben onun önünden geçmem’’ dedi.

Yılmaz Büyükerşen’in adaylığı tartılmaya başlayınca da sorulara ‘’partimin vereceği her göreve hazırım’’ dedi.

Peki, Kazım Kurt’un Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmak istemesi, Yılmaz Büyükerşen dışında isimler gündeme gelince aday olmak için çaba harcaması doğal değil mi?

Ahmet Ataç ya da Ayşe Ünlüce için ‘’onlar varken ben adaylık düşünmem’’ diyecek değil ya…

Büyükşehir Belediye Başkanı adayı tartışma konusu olmuşken aday olmayı istemesi de aday olmak için çalışma yürütmesi de son derece doğal…

Ancak bazı çevreler tarafından Ahmet Ataç yaptığın da ‘’doğal’’ karşılanan işler, Kazım Kurt tarafından yapılınca ‘’suç’’ sayılıyor.

Beraberinde ‘’Kazım Kurt’u mahkum etme’’ çalışmaları başlatılıyor.

Durduk yere bir ‘’alınganlık krizi’’ yaratılmasının nedeni de budur.

Yapılanlar son derece yanlış…

Duyguların akla ağır bastığı çok net olarak belli…

Anlaşılan bazılarında ‘’bana yar olmayan başkasına da yar olmasın’’ anlayışı hakim olmuş durumda… Yapılanlara bakınca başka bir tespitte bulunmak olanaksız…