Tartışmalı ön seçim nihayet yapıldı.

Şaibe, haksızlık, adaletsizlik diye bağırırken yapıldı.

Hep de yapılır.

Adaletsizlikler yapılır ama adalet terazisini hiçe sayanlar yine yapacağını yapar.

Siyasetin içerisinde olmamamıza rağmen, “durdurun şu adaletsizliği” diye bağırmamıza rağmen…

Adaletsizliğe uğrayanlar sessiz kaldı da biz ter döktük.

Adaletsizliğe uğrayanlar yapılanları sineye çekti de bize zor geldi?

Adaletsizliğe uğrayanlar bir iki cılız ses karşısında haksızlığa karşı örgütlenemedi de kalemimiz döndüğünce biz yazdık.

Ön seçim sonrasında Tepebaşı Belediyesi bürokratlarından Seyit Yıldızhan ve Özcan Erkaya tarafından dağıtılan anahtar liste galip geldi.

Vural Yörük, Atilay Dalgıç, Nazan Erşahin ilk üçü paylaştı.

Aslında bu ön seçimde iki eski ilçe başkanlarının savaşına şahit olduk.

Tepebaşı eski İlçe Başkanı Atilay Dalgıç ile Vural Yörük birinciliğe oynadı.

Tepebaşı Belediyesi bürokratlarının ve ilçe başkanlığındaki “bazı” ekip arkadaşlarının amacı ise Dalgıç’ı birinci yapmaktı.

Yani hazırladıkları anahtar liste içerisinde bile anahtar yapabiliyorlar ya!

Pes dedik!

Onların anahtarı altın kaplamalı kardeşim!

Bir kişiye teslim ediyorlar!

Sonra da her kapıyı açıyor.

Eeee öyle, meclise girmek yetmiyor bazen, girdin mi birinci olarak gireceksin?

Karşınızda kim var sanıyorsunuz siz?

Ceketinizi ilikleyin oturun, alla alla!

Sonra bir oyla Vural Yörük, diğer ilçe başkanına fark atınca bazıları ağlayacak gibi olmuş.

Eeee hesaplarında yokmuş.

Bazıları Dalgıç birinci çıkamayınca çok üzülmüş…

Hüzünlenmiş…

Ağlayacak gibi olmuş.

Hatta kendi kendisine türkü mırıldanmış.

Belki de ağıt yakmış.

Bilemiyorum.

Kim mi o?

Tepebaşı İlçe Yönetiminde bulunan Tuncay Delli…

Keşke mendil getirseydim, sil şu gözyaşlarını kanka, olur bazen böyle şeyler deseydim.

Bir oy için ağlanmaz, sonuçta o da girdi meclise, az ter dökmediniz, bu da başarıdır deseydim.

O beni gördüğüne sevinmezdi ama…

Gölgesini ben sanar, kaçardı.

“Git buradan ne olur, selam verme bana” diyerek koşmasından ve bir daha kent sokaklarına uğramamasından korkuyordum bir gün…

Selamı sabahı zaten kesti, telefonları açmaz oldu.

Şimdi ise…

Beni gördüğünde dut yemiş bülbüle dönüyor.

Olsun, varsın kanka!

Biz anlarız dostun halinden!

Fırça yemişsin belli ama sen yine de çok dost kaybetme!

Ne demiş ünlü üstat Hacı Bektaşi Veli:

“İdareci ancak adaleti ile başarılı olur."