Biz Olarak Arkadaşlık

    Duygusal ve düşünsel dalgalanmaları yaşamımızın olağan unsurları arasında kabul edebiliriz. İç dünyamızda fırtınaların estiği zamanlar var. Buna bazen yaşadığımız bir olay, kimi zaman da yaşantımızda yer alan bir özne neden oluyor. Sert rüzgârda bir tutam başak gibi sarsılırken, yaşamımızın bir bölümü gözlerimizin önünden bir film gibi akıveriyor. Bir insan olarak serüvenimizi gözden geçirme ihtiyacımızın nedeni, kafamızda bazı soru işaretlerinin oluşması olabiliyor. Eğer neden ve nasıl gibi soruların sayısı dikkati çekecek kadar arttıysa; bu durum, bir kırılma noktasına geldiğimize dair iyi bir ipucudur. Hiç kuşkusuz; bu, bir soru sorma ya da sorgulama zamanıdır.

    Sorgulama, –bazıları zor olsa da– ilişkilerimiz için de geçerlidir. Aile yakınlarımız, akrabalarımız ve arkadaşlarımız… İlişkilerimiz arasında akrabalık gibi bizim seçemediklerimiz var. Arkadaşlıklar ise biraz farklı…

    Arkadaş edinirken, genelde kendiliğinden oluşmasının bir yana; ciddi ölçekler kullanmadığımız için karşımızdaki insanın özelliklerine ve ilişkinin sürdürülebilirliğine fazlaca dikkat etmeyiz. Hele ki; o insanda bizi cezbeden ilginç bir yan varsa; duygusal ve düşünsel bakışımız, keskinliğini ve tutarlılığını yitirebilir. Karşımızdaki insanın beğendiğimiz yönü, bizde duygusal (hatta pek çok durumda zihinsel) bir körlük yaratır ve olumsuz olabilecek bazı diğer niteliklerini görmez ve bir bütün olarak kavrayamaz hale geliriz. Kafamızda soru işaretleri oluştuğunda, bir arkadaşlığı sorgulamanın arkasındaki temel mantık budur.

    Bir ilişki, öncelikle doğruluk üzerine kurulmalıdır. İki arkadaşın, aralarındaki ilişkinin derinliğine göre muhtemelen birbirlerine aktarmadıkları bazı özel konular olabilir ama karşılıklı paylaştıklarının ‘doğru’ olması gerekir. Yalan ve sahtecilik üzerine kurulu bir arkadaşlığın sürekliliği kuşkuludur. Bir arkadaşlık, öncelikle doğruluk temelinde güven oluşturmalıdır.

    Doğruluk kavramı, içinde saydamlık ve içtenliği de barındırır. Eğer iki arkadaş arasındaki bazı konular, bir sis içinde kalıyorsa bu, riskli bir durum oluşturur. Boz bulanık bir ortamda kişiler, olayları kendi bilgi ve deneyimlerine göre kavrarlar. Bu da ilişkinin taraflarının aynı konu üzerinde farklı algılar edinmeleri tehlikesini içinde taşır. Aynı biçimde düşündüklerini sanan ama gerçekte farklı algı dayanakları olan iki insanın yolları, geleceğe doğru büyüyen bir açı oluşturur; gelecekte bir gün nasıl olupta bu denli ayrı düştüklerini kavramakta zorluk çeker, şaşkınlık yaşarlar.

    Gerçek anlamda doğruluk, saydamlık ve içtenlik, bir ilişkiyi kolaylaştırır. İnsanlar, sürekli olarak birbirlerine yalan söylemek, gizlemek veya olayları değiştirmek için çaba sarf etmek zorunda kalmazlar. Genel anlamda doğruluğun önündeki engellerden biri, karşı tarafın bir gerçeği nasıl karşılayacağı konusunda emin olunamamasıdır. Bazı insanlar, çabuk sinirlenir; bazıları kolayca kırılır. Bunu fark eden bir arkadaş, bir kırgınlık yaratmamak için susmayı veya gerçek dışı davranmayı tercih edebilir.

    İyi bir arkadaşlık için öncelikle iki tarafın da ‘iyi’ nitelikleri olması gerekir. Bazı durumlarda iletişim ve karşılıklı anlaşmaya ilişkin sorunlar, birlikte bir ortak dil yaratılması çabası ile çözülebilir. Her gerçeği, kendi farklı bilgi ve görgü ve deneyimleri ile anlayan insanların ortak payda oluşturması hiç kolay değildir.

    Yaşamı tesadüfler olmadan düşünmek mümkün değil. Bir insanın yaşamını bir bütün olarak planlaması mümkün olmuyor. Bir arkadaşlığın oluşup gelişmesinin de, tabii ki tesadüfi yönleri var. Her şeyin bir akıl ve plan sürecine bağlı olması gereğini iddia edemeyiz. Ama iyi bir ilişkinin temelinde karşılıklı emeğin var olması gerektiği konusunda kuşkum yok.

    Bir saygı iklimi oluşturmak ve buna uyumlu kalmak adeta bir zorunluluk... Gene bu çerçevede iyi niyetli olmak, son derece önemli ve değerlidir. Bir ilişkinin sürdürülebilirliği konusunda en önemli ipucu, o ilişkide ‘ben ve sen’ sözcüklerinin ne yoğunlukta ve sıklıkta yer aldığı... Bir ilişki, kişilerin birey özellikleri ile var olabildikleri bir ‘biz ilişkisi’ olabilmeyi başarmalı. İşin sırrı burada…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi