CHP’de anlayış farkı net olarak görülüyor

CHP’de il kongreleri tamamladı.

Sırada kurultay var.

4-5 Kasım 2023 tarihinde yapılacak…

İlk gün genel başkan, ikinci gün de parti meclisi üyeleri seçilecek.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘’bırakma’’ gibi bir düşüncesi yok.

‘’Yeniden seçilmesi garanti’’ imiş gibi partililere gözdağı bile veriyor.

‘’Partiyi kamuoyunda tartışılır hale getirenleri partiden ayıracağım’’ diyor.

İktidarı sürekli olarak ‘’tek adamlık’’ ile suçluyor.

Seçim sürecinde ve sonrasında sergilediği tavırlar ortada…

Türkiye’de ‘’tek adam rejimi’’ var da Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’de nasıl bir yönetim anlayışı var?

Yapılanlara bakıldığında yanıtı bulmak çok zor değil…

Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’de ‘’tek adamlığın daniskası var’’ dense yeridir.

Seçimlerde büyük başarısızlık nedeniyle özeleştiri yapacağı yerde partililere gözdağı veriyor.

Olacak şey değil…

CHP Grup Başkanı ve genel başkan adayı Özgür Özel, Eskişehir’e yaptığı ziyaret sırasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerini de değerlendirdi.

Söyledikleri oldukça dikkat çekici…

‘’Birincisi kurultaydan sonra kimin genel başkan olacağına CHP’nin üyelerinin yetkilendirdiği delegeler karar verecek. Yapılmamış kurultaydan kurultay sonrası kapı önüne koymaları değil, ben baba evinin kapılarını açmayı vadediyorum.

Parti müfettişleri görevlendirme konusunda ise, bugünlerde örgütümüzün tehdit edilmeye değil, yüreklendirmeye, cesaretlendirilmeye, teşvik edilmeye ihtiyacı var.

Seçilir seçilmez tüzük önerilerimizi hayata geçireceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi örgütüyle bir bütündür. Toplumun bütününü sahiplenen sosyal demokrat, eşitlikçi, herkesi kavrayan politikalarla bu partiyi iktidar yapmanın zamanıdır. Genç ve dinamik kadrolarımızla bir kez daha başaracağımıza inanıyoruz.”

Anlayış farkı net olarak belli oluyor.

Anlayış farkını net olarak ortaya koyan bir değerlendirmesi daha var.

‘’Baba ocağının kapılarını açacağım’’ sözleri üzerine kendisine bir soru yöneltildi.

‘’Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan gibi partiden ihraç edilenlere de kapıları açacak mısınız?’’

Soru bu…

Ve Özgür Özel’in yanıtı…

“Tanju benim kardeşim. Bana kalsa, ben kapıları kendisine açarım ama CHP’de kurumları, kurulları ve kuralları aşınmış bir dönemin alışkanlıklarıyla bu soruya cevap veremem.

Çünkü bahsettiğiniz af parti meclisinin yetkisinde. Parti meclisi 5 Aralık günü delegeler tarafından seçilecek. Delegelerin seçeceği parti meclisinin iradesine daha seçilmeden ipotek koyamam.

Ben bir genel başkanın, seçilmiş kurularının yetkilerini doğrudan kullanmasını hiçbir zaman doğru bulmadım. Kendime de bunu doğru bulmam. Seçilmiş kurullar belirleyecek”

Oldukça dikkat çekici bir yanıt…

‘’Yaparım’’, ‘’yapacağım’’ demek yerine yetkili organları işaret ediyor.

Bir üyeyi partiden ihraç etme, Kemal Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle ‘’partiden ayırma’’ yetkisi Disiplin Kurullarında bulunuyor.

Kurulların yetkisinde olan bir yaptırım için ‘’ben yapacağım’’ demek ‘’tek adamlık’’ değil de nedir?

‘’Tek adamlık’’ olmanın yanı sıra kurullara saygısızlıktır da…

İhraç edilen bir partiliyi yeniden partiye kabul etmek de genel başkana kalmış bir iş değil…

‘’Af’’ yetkisi Parti Meclisi’ne ait…

Genel Başkan adayı Özgür Özel de bunu vurguluyor.

Bugün CHP’ye hakim olan anlayış ile yönetime talip olanların anlayışı arasındaki fark büyük…

Bir taraf ‘’ben bilir ben yaparım’’ derken, diğer taraf ‘’tüzük ve yetkili organlar karar verir’’ diyor.

Genel başkan değişikliği ile ‘’tek adamlık’’ anlayışı tarihe karışacak gibi… Öyle de olması gerekiyor.

CHP’de ‘’tepeden tırnağa değişim’’ isteniyor ya, boşuna istenmiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vedat Alp Arşivi