Çok Çalışmak ya da Verimli Çalışmak

Hayır, hayır; verimli çalışmanın sırrı, çok çalışmak ve çok yorulmaz değildir! Önemli olan, kurallar ve kaynaklar çerçevesinde koyduğumuz hedefe ulaşacak etkili ve doğru çalışmayı yapabilmektir. Çünkü verim dediğimi kavram doğrudan doğruya elde edeceğimiz çıktı ve sonuçla ilgilidir. Bu nedenle öncelikle verimi olumsuz etkileyen faktörleri ortadan kaldırmaya çalışmamız gerekir. Bu durum bazen doğru mekân ve zamanla, kimi zaman ise planlama ile ilintilidir.

Diğer yandan verimli çalışma için oluşturduğumuz düzenlemelerde her zaman için yetersizlikler olabilir; bunun için üzülmek veya şikâyet etmek yerine iyileştirme imkânlarını arayabiliriz. Aklımızın ve bedenimizin önündeki engeller zayıfladıkça ve ortadan kalktıkça çok daha etkili ve verimli çalışmalar yapabilir, sonuç alabiliriz.

Aramızda elini yazılı kâğıda sürmeyenler olduğu gibi okumayı yaşamının değerli bir faaliyeti haline getirmiş olanlarımız var. Ama okuyor olmak, okumanın sonucunda beklenen ya da olması gereken öğrenme düzeyinin oluştuğunu göstermez. Verimsiz çalışmanın bir gerçek olduğu gibi yaşamın bir diğer faaliyeti de verimsiz ve etkisiz okumadır. Asla çok okuma, çok öğrenme anlamına gelmez. Bu durum ne okuduğumuz kadar neden ve nasıl okuduğumuzla da ilgilidir.

Okuma konusunda yapılmış araştırmaların sağladığı bazı ipuçları var. Örneğin okurken bir sözcüğe veya heceye takılmak, bunun bizi konu dışı hayallere sürüklemesi, okumada sıklıkla geriye dönmek, dudak kıpırtılarıyla veya düşük hızda okumak bu faaliyette belli başlı verimsizlik nedenleridir. Hızlı okuma konusunda guru olmaya gerek olmasa da belli bir sürede belirlenmiş miktar sözcüğü, cümleyi veya sayfayı okumaya çalışma iyi bir egzersizdir.

Doğru tasarlanmış ve yazılmış her cümle veya her paragraf, belli bir düşünceyi ifade etmeyi hedefler. Bu nedenle okurken anlatılmak istenen ana fikri yakalamak önemlidir. Bu bağlamda okuma, ezberlemekten daha çok anlamayı amaçlamalıdır.

Okumada belli bir bölümü bitirdikten sonra orada anlatılanları kendimize tekrar etmeye çalışmak –bir okuma değerlendirmesi olduğu kadar– okuma verimliliğini öğrenmede etkili bir tekniktir. Kendi okumalarımda ilgimi çeken sayfa ve paragraflarla ilgili sağ veya sol cetveline kurşunkalemle kısa notlar alırım. Daha sonra ihtiyaç duyduğumda arayıp bulması kolay oluyor. Ayrıca bu notlar, yaptığım okumanın benim için ne anlama geldiğini ifade ediyor.

Toplantı iyice sıkıcı hale geldiğinde ya uyuklamaya başlarız ya da ayaküstü hayaller zihnimizi işgal eder. Hâlbuki toplantının gündemi önemlidir ve bizim de konuya olan ilgimizi sürdürmemiz gerekir. Bu basit örnekte yaşadığımız sorun bir dikkat yönetimi problemidir.

Herhangi bir çalışma sırasında önemsiz veya ana konuyla ilgili olmayan ‘şeylerin’ zihnimizi işgal etmesi, o sıra yaşadığımız duygusal veya bedensel sıkıntılar ya da başka dış faktörler dikkatimizi dağıtan nedenlerdir. Odaklanmış dikkat yönetimi için öncelikle olumsuz dış etkilerin ortadan kaldırılması gerekir.

Dikkat yönetimi öncelikle fiziksel ortamın rahat çalışmaya uygun olarak düzenlenmesi ile ilgilidir. Çalışmanın amacının ve hedeflerinin bilincinde olmak dikkatli, etkili ve verimli çalışma için kaçınılmazdır. Doğru saptanmış dinlenme molaları dikkat yönetimi için bedensel ve zihinsel tazelemeye katkı vererek çalışma verimliliğini artırır. Eğer bazı kaygılar, endişeler ve korkular çalışmaya engel oluşturuyorsa bunları çalışma dışında ayrıca ele almak daha uygun olur. Bu türden bir odaklanmayı başarabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi