Covid-19 ve Bazı Gelecek Öngörüleri

Dünya tarihinde kırılmalar her zaman önemli oldu. Her şeyin olağan ve düzgün bir şekilde ilerlediği ezberi geçerli olduğunda çoğunlukla öngörülememiş bir kırılma tarihin akışını değiştirdi. Covid-19 salgını da geçmiştekilere benzer bir tarihi kırılma yaratabilir. Salgının devam ettiği şu günlerde genel bir karmaşa hali hâkim olsa da, sürecin daha az etkili hale gelmesiyle birlikte yeni yaşam ve çalışma biçimleri ortaya çıkacak.


Virüsün salgınının devamında ortaya çıkabilecek etkiler ve sonuçlar konusunda farkında ve dikkatli olmak zorundayız. Bu çerçevede dünya deneyimini yakından izlemek ve dünya ölçeğinde yaratılan kolektif deneyim zenginliğini ekonominin, toplumun ve insanın iyiliği için kurgulamak son derece değerli…


Küreselleşme tüm dünyayı akışkan ve geçirgen hale getirdi. Bundan kaynaklanarak salgın da bir ülkede ortaya çıkan sorun veya krizlerin domino etkisiyle tüm ekonomik ve sosyal yaşam üzerinde etki yaratabileceğini kanıtladı. Küresel ölçekte sorun ve kriz geçirgenliğinin önünü alıp daha verimli işbirliği, birlikte çalışma, yönetişim ve iş yönetimi modelleri arayışı salgının sonuçlarından biri olabilir. Bu bağlamda kapitalizmin kendini rehabilite etme ve yeniden yapılandırma çabaları olacaktır.


2000’li yıllarla birlikte dijital dönüşüm bir hayli yol aldı. Bu eğilim ilerlerken, Covid-19 salgını bir anlamda dijital dönüşümün bir tercih olarak doğrulanmasına destek verdi. Covid-19 salgının etkileri; şirketleri teknolojik gelişmeleri benimsemek ve kurumsal kültürü, organizasyon yapılarını ve operasyon mimarilerini dönüştürmek için radikal adımlar atmaya zorlayacak. Bu dönüşümde, hiç kuşkusuz uzaktan çalışma ve dağıtık organizasyon biçimleri etkili olacak. Tüm fonksiyonların aynı fiziksel mekânda olmadığı veya merkez ofis olgusunun ortadan kalktığı örnekler görebiliriz. Sonuç olarak; birçok şirket için dijital dönüşüm yolculuğunu hızlandırmak, iş sürekliliğin sağlamak, verimliliği artırmak ve rekabet açısından sürdürülebilir olmak için yeni iş modelleri oluşturmak önemli öncelik haline gelecek. 


Covid-19 salgınının yol açtığı gelişmelerden biri, “talep-üzerine” iş modelinin çok yönlü yayılması olacak. İnternet üzerinden anlık ihtiyacımızı sipariş vermemiz ve bunun kapımızda teslim edilmesi bu iş modelinin bilinen örneklerinden biridir. Covid-19’un ekonomik etkileriyle şirketler ve kişiler teknolojinin etkinleştirdiği talebe (ve isteğe) bağı iş gücü modellerini ve platformlarını daha fazla benimseyecek. Bu çerçevede çalışanın hukukunu koruyacak yeni düzenlemelere, şirketler ölçeğinde yeni insan kaynağı edinme, yönetme ve geliştirme modellerine ihtiyaç duyulacaktır.


Covid-19 salgınının –daha şimdiden– en önemli sonuçlarından biri, dünyanın en gelişmiş ekonomileri de dâhil olmak üzere sağlık sistemlerinde büyük eksiklik ve zafiyet olduğunun ortaya çıkışıydı. Her gelişmişlik seviyesindeki ülke için sağlık sistemleri iyileştirmesi zorunlu bir gereklilik olarak duruyor. Salgın, sağlık hizmetleri sektörünün dönüştürülmeye ve daha adil bir bakım hizmetleri bağlamı yaratılmasına gerek duyulduğunu ortaya koydu.


Sağlık hizmetleri sadece sorunlu bedenin iyileştirilmesinden ibaret değil. Uzaktan veya dağıtık çalışma, sosyal izolasyon ve uzaklaşma uygulamaları daha yaygın hale geldikçe duygusal bağlantı ihtiyacı artacak. Dolayısıyla şirketler sınırlanmış kişisel insan temasının yarattığı olumsuzlukları önlemek için çalışanın ruh ve zihin sağlığı konularında daha fazla önlem almak durumunda olabilirler. Bu konuda yeni teknolojilerin nasıl yardımcı olabilecekleri ise geliştirilmeye aday alanlar arasında yer alabilir.


(Devamı var)


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi