Demokrasi, kent ve ‘en az kötü’ yönetim

Demokrasi, sivil toplum gibi kavramların tarihsel ve sosyal süreçler içinde biteviye değişime uğradığından sıklıkla söz ediyorum. Sosyal yaşamın öznesi olan demos –bir başka deyişle halk ve toplum dönüştükçe, ilgili kavramlarda da yaşanan çağa uygun değişim ve dönüşümler gerçekleşiyor. Bu nedenle sosyal ve siyasal alanlardaki bilim dallarında da bu gelişmelere bağlı farklılaşma süreçleri gözleniyor.

Örneğin sürdürülebilirlik kavramı, 20’nci yüzyılın son çeyreğinde sosyal, siyasal ve kültürel çevrelerin gündemine girdi. Bugün kalkınma ve ekonomik gelişmeden söz eden konuşmalar, sürdürülebilir gelişme veya sürdürülebilir kalkınma kavramlarından kendini uzak tutamıyor. Ekonomik ve sosyal yaşamda sürdürülebilirlik kavramının içeriğinde ise sağlıklı çevre –örneğin sağlıklı kent, ekonomik ilerleme ve sosyal adalet gibi kavramlara vurgu yapılıyor. Özellikle başıboş veya güdümlü liberal politikaların olumsuz sonuçları gözlendikçe, bu kavramların içi gelir güvencesi, istihdam, adaletli gelir dağılımı, herkese sağlık hakkı gibi tezlerle doldurulmaya başladı.

20’inci yüzyılın sonları ile birlikte insan hakları konusunda da yeni açılımlar olduğunu gözlemeye başladık. Çevreden bilgilenmeye, gelirden bütçe yapmaya kadar –daha önce dikkate alınmayan yeni haklardan söz edilir oldu. İnsan hakları bağlamında özellikle bireysel güvenlik, kültürel kimlik ve sosyal bütünleşme gibi kavramları öne çıkarıyoruz. İnsanların aileleri ile birlikte bireysel bağlamda kendi güvenlik koşullarını sağlanmasına, kişisel kültürel kimliklerini özgürce geliştirebilmelerini ve bunu ifade edebilmelerini ekliyoruz.

Diğer yandan sosyal yaşam büyüyüp genişledikçe bazı kesimlerin sistemi dışında kalması tehlikesi doğuyor. Kimi zaman buna toplumun farklı kesimlerinin uyguladığı ayrımcı politikalar neden oluyor. Dolayısıyla insan hakları bağlamında bireyin sosyal (örneğin kentsel) yaşama entegrasyonuna özel olarak vurgu yapıyoruz.

Ne yazık ki; ‘en iyi’ yönetim anlayışından uzak olduğumuz bu dönemde bile hâlâ ‘en az kötü’ model olan demokrasi ile ‘idare etmeye’ devam ediyoruz. Bu nedenle sosyal, siyasal ve kültürel bilimlerin en önemli unsurlarından biri demokrasinin geliştirilmesi olmaya devam ediyor. Temsili demokrasinin bir krizde olduğundan ve bireylerle toplumların ihtiyaçlarını tam olarak karşılanmadığından eminiz. Ama temsili demokrasiyi ikame edecek bir modeli henüz bulamadık.

Demokrasinin sorunlarını bazı iyileştirmelerle aşmaya çalışıyoruz. Demokrasiyi çoğulcu, katılımcı ve çok kültürlü yapmaya çalışarak temsili modelin geliştirilmesine yönelik çalışmalarımız var. Bu sürecin bizi daha yetkin bir yönetim modeline ulaştıracağına inanıyoruz.

Demokrasi dediğimizde; geçmişteki tartışmalarımızdan farklı olarak bugün ilk vurguyu, bir etkileşimli yönetim yaklaşımı olan yönetişime yapıyoruz. Türkiye’deki gibi bireylerin ve halkın yönetim ve karar süreçlerinin hayli dışında olduğu toplumlarda yönetişimin özel bir değeri var.

Diğer yandan toplumları yüksek ateş veya yüksek tansiyon gibi yakıp bitiren hastalıklardan birinin rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük ve kayırma gibi siyaset temelli sıkıntılar olduğunu biliyoruz. Bu nedenle bugünün demokrasi anlayışı, kaçınılmaz biçimde saydamlık anlayışını içermek zorunda…

Sivil toplumun daha doğru anlaşılmaya başlanması ile birlikte demokrasi yeni bir açılım ufku kazandı. Bu da; doğrudan demokrasi olasılığını zenginleştirecek olan doğrudan katılım mekanizmalarıdır. Bu nedenle çağın demokrasi anlayışı açısından katılımı ve birlikte ortak payda oluşturmayı özel önemle vurgulamamız gerekiyor.

Kavramların düşünsel anlamda üretilmesi yeterli değil. Bunların halk tarafından benimsenmesi ve uygulayıcılar tarafından somut yaşamın parçaları haline getirilmesi gerekli. Bunu yapabildiğimiz ölçüde pek çok problemimizin de kendiliğinden çözüldüğünü göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi