Dillerde Seçim Varsa

Televizyon kanalı ‘gevezelerinin’ dilinde bu sıra türlü seçim odaklı siyaset var. Seçim, karar demek… Karar anları önemlidir. Bir insanı tanıyıp bilmenin kırılma noktası, tek yönlü bir yararın ortaya çıktığı andır. O önemli ana kadar “canım, cicim” ile ilerleyen bir ilişki, taraflardan birisinin çıkarına yönelik bir noktaya eriştiğinde; gerçek anlamda bir soru işareti ile karşılaşır. Bu nedenle; bir ilişkinin sağlık durumunu böyle bir anda sınamak gerekir. Çünkü çıkar söz konusu olmadığında, türü ne olursa olsun bir ilişkiyi sürdürmek daha kolaydır. Ama taraflardan birisinin çıkarı gündeme geldiğinde; istismardan kandırmacaya, kötü niyetten rant amaçlı kullanmaya kadar her yol mubah olmaya başlar. Böyle bir durumda yapılmayanlar yapılıyormuş, yapılanlar ise yapılmıyormuş gibi gösterilme gayreti içine girilir.


Geleneksel siyasetçi, yukarıda özetlediğim sürece en iyi örneklerden birisini oluşturur. Siyasetçi, son seçimden bu yana aklına bile getirmediği kişi ve kesimleri hatırlamaya, kapısını çalmadığı kuruluşların bir ihtiyaçları olup olmadığını sormaya veya göz ardı edilmiş sorunlara çözüm bulmaya gayretli imiş gibi görünmeye başlar. Çünkü ortada bir çıkar söz konusudur; yeniden iktidar için oy isteme zamanı gelmiştir. 


19’uncu yüzyılda yaşamış olan ünlü Rus romancı Dostoyevsky,  “İnsanların birbirlerini tanımaları için en iyi zaman, ayrılmalarına yakın zamandır” diyor. Bir benzetme yaptığımızda; bir geleneksel siyasetçinin konumu bu sözlere gayet uygun düşer. Gerçekten seçim dönemi, geleneksel siyasetçi için iktidardan ve ranttan ayrılma ihtimalinin arttığı bir zamandır ve siyasetçinin bu dönemdeki değişen davranış modeli dikkatle izlenmeye değerdir.


Her seçim sürecinde verilen ama yaşanmış örnekler nedeniyle komik bulduğum sözler var. Proje diye öne sürülüp sonra unutulanları bunlar arasında sayabilirim. Bir diğeri ise adayların, seçildikleri takdirde halkla ve sivil toplum kuruluşları ile iç içe bir yönetim anlayışı içinde olacaklarına dair sözleridir. Her seçim döneminde sivil toplumla birlikte periyodik olarak toplantılar, faaliyetler ve işbirlikleri yapılacağını öngören sözler sarf edilir. Seçim sonrasında ise kazananı bulabilene aşk olsun… Ne halk kalır ne sivil toplum, ne de seçilen. Eski aday (yeni vekil), düdüğü kendi bildiği gibi öttürmeye devam eder.


Aslında konuya halk tarafından baktığımızda da manzara ilginçtir. Çünkü halk için de seçilen, kendine hizmet etmek üzere seçilmiş olan değil; memleketin tüm sorunlarını bir çırpıda çözüverecek olan bir Süpermen’dir. Bu olguyu adaylar da bildikleri için, seçim sürecinde kendilerinin ne yaman bir Süpermen olduğunu kanıtlama çabasına girerler. İşin ilginci, halk olarak Süpermen diye seçtiğimiz, çoğu zaman kendi çıkarları peşinde koşan (kamufle olmuş) kötü adam Luther’den başkası değildir. (Bu süreçte kötü adamın yardımcılarının da melek giysilerine bürünmüş olduklarını hatırlatmaya gerek var mı?)


Siyasetin (ne yazık ki) bir endüstri haline geldiği günümüzde siyasal seçim sürecinin, bir ‘iyi adam’ seçme dönemi olmadığını fark etmek zorundayız. Seçimde ‘gücün simgesi’ Süpermen’i bulmak yerine; dürüstlük, saydamlık, hesap verebilirlik ve vatandaşı birincil derecede önemseme konusunda ipuçları veren ama her şeyden önemlisi denetlenebilir ve yönetişime yakın olanı bulmak; diğer yandan da bunu sağlamaya yatkın yönetim mekanizmalarını geliştirmek zorundayız.


Farklı bir iyilik – kötülük bakışı da geliştirebiliriz. Örneğin Klasik Yunan felsefesinin kurucularından olan Platon, “İnsanları, egemen oldukları zamanlarda denemelidir. Çünkü kötünün kötülüğüyle, iyinin iyiliği o zaman ortaya çıkar” der. İktidarın en önemli özelliklerinden birisinin insanın içindeki açgözlülüğü, doymazlığı ve hırsını ortaya çıkardığı konusunda kuşkum yok. Ama kimi zaman bu kötü nitelikler, bir perdenin arkasına gizlenmiş olabiliyor. Gerçeği görmek için bu perdeyi çekip kaldırmak gerekiyor. Bunu yapmak için uygun anı kaçırmamak ise önümüzde bir görev olarak duruyor.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi