Eskişehir, Sanayi ve Gelecek

Eskişehir’in ekonomik başarısı için hem küresel hem de ulusal düzeyde rekabet edecek olan öncelikli yapılar sınai ve ticari işletmelerdir. İyileştirme ve geliştirme için tespit edilecek stratejilerin; bölgesel ve yerel sınai şirketlerin organizasyon, iş modeli, teknoloji, kurumsal kültür ve pazara erişimlerinde gerekli değişim, dönüşüm ve açılımı sağlaması gerekir.


 


Bu durumda karşımızda şöyle bir soru var demektir: Eskişehir sanayisinin geleceğinin yaratılmasına ilişkin stratejiler nelerdir? Birincisi; kurumsal iyileştirme ve geliştirmeler için işletmelere yön göstermeli; onların vizyonlarının oluşmasına katkı konmalıdır. İkincisi; işletmelerin uzak – yakın çevre şartlarını iyileştirerek onlar için uygun büyüme iklimi hazırlanmalıdır. Eskişehir sanayisinin geleceğinin oluşması için belirlenecek stratejiler; mevcut avantajları geliştirici, eksiklikleri tamamlayıcı, zafiyetleri giderici, tespit ve tatmin edilmemiş ‘müşteri’ ihtiyaçlarının belirlenip niş pazarların oluşmasına yönelik, firma bazında kalıcılığı, katma değeri artışını ve büyümeyi sürdürülebilir kılan nitelikte olmalıdır. En önemlisi; stratejilerin belirlenmesi ve plan haline getirilmesi yetmez, bunların fiilen uygulanabilmesi gerekir. Stratejiler ve planlar; hem kamuda hem de özel sektörde –tabii ki STK’larda da– çoğu zaman kâğıt üzerindeki ‘iyi dilekler’ olarak kalmaktadır.


 


Bölgesel ekonominin ve sanayinin gelecek tasarımına ilişkin bazı çerçeve stratejiler şunlar olabilir: 1- Ortadoğu, Kuzey ve Doğu Afrika ülkeleri, Rusya ve Türkî Cumhuriyetler ile komşu ülkeler için markalı son ürün tedarikçisi olmak; 2- Avrupa Birliği ülkeleri için ‘tam zamanında teslim (JIT)’ esaslı, uluslararası sertifikasyonlara sahip üretim merkezi (outsourcing bölgesi) olmak; 3- Küresel şirketlerin (ya da sanayileşmiş ülke şirketlerinin) tasarım, ar-ge ve ürge’de işbirliğine dayalı, maliyet avantajı yanında yenilik üretebilen, değer zincirinin katma değerli aşamalarını gerçekleştiren (stratejik outsourcing) tedarikçisi olmak; 4- Küresel şirketlerin (ya da gelişmiş sanayi ülkelerinin şirketlerinin) üretim, tasarım ve ar-ge hizmetlerini gerçekleştirecekleri relokasyon bölgesi (offshoring bölgesi) olmak.


 


Eskişehir bölgesindeki sanayiye biraz daha yaklaşarak bakalım. Böylece temel problemin; katma değerin ne şekilde ve hangi verimlilikte elde edildiği, belirleyici bir noktaya ulaşıyoruz. Eskişehir sanayisinin ağırlıklı bölümü KOBİ’lerden oluşur. Bunların çok önemli bir bölümü birkaç büyük sanayi kuruluşunun tedarik zinciri içinde yer alır. Kısaca KOBİ olarak isimlendirilen küçük ve orta ölçekli işletmeler konusunda övgü dolu sözler söylemek ve yazmak, iş kültürü literatürünün vazgeçilmezi halindedir. Bu işletmelerin esnekliği, çevikliği ve çalışma hızı altı çizilerek yaratılır. İnovasyon, tasarım ve ürün geliştirme gibi çalışma alanları dikkate alındığında bu tür işletmelerin çağın gerekliğine uygunluğu tartışılmaz. Ama mevcut KOBİ’lerin gerçek durumuna bakıldığında bunların pek çoğunun çok dar bir tematik alanda katma değersiz ve asla esnek olmayan yan (fasoncu) sanayi olarak iş gördüğünü izleriz. Bir başka deyişle; KOBİ’ler, sıklıkla övgüye konu olduğu inovasyon, ür-ge veya tasarım temalarında esnek, çevik ve hızlı çalışmak yerine işgücü ve makine saati karşılığında –kimi zaman yüksek– ciro ama düşük kârlılık sağlıyor. Sadece işgücü ve makine zamanı satmaya odaklı yan sanayi çalışması, söylenilenlerin aksine küçük işletmenin inovasyon, ür-ge ve tasarım becerilerini geliştirmesinin önünü kesiyor. Yan (fason) sanayi olmanın zor gerçeğini görerek, kendi katma değerli ürün ve hizmetini geliştirip sürdürülebilir büyüyebilen KOBİ örneğine sıklıkla rastlamıyoruz.


 


KOBİ yaşamı, sorunlar ve zayıflıklar açısından bir yumurta-tavuk ikilemine benzer. Ekonominin, iş dünyasının, sanayinin, eğitim-öğretim kurumlarının ve benzerlerinin bulunduğu ekosistemi mi KOBİ’yi verimsiz ve katma değersiz hale getiriyor? Yoksa KOBİ’nin içsel ataleti mi yukarıda özetlediğim olumsuzlukları toplam sonuç olarak ortaya çıkarıyor? İkilimin gereği olarak ikisi de doğru görünüyor. Muhtemelen KOBİ’lerin bu güçsüz, katma değersiz ve yönetilebilir durumundan memnun olanlar var. Sonuç olarak KOBİ’yi geliştirme ve iyileştirme görevi sadece KOBİ’nin kendisinden oluşmuyor. çok daha karmaşık ve katılımlı bir değişim sürecine ihtiyaç var.


 


Eskişehir ekonomisinin ve sanayisinin daha büyük ölçekli ve finansal yönden daha verimli işletmelere ihtiyacı var. Bunun yolu ise firmaların kendi katma değerli ürünlerine sahip olmasından geçiyor. Bu misyonun gerçekleştirilmesinde bölgenin aktörlerinin tümüne görev ve sorumluluk düşüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi