Eskişehir’in ‘’sahipsiz bir kent’’ oluşunun açtığı yeni bela

Kaymaz’da altın işletmeleri var.

Kaymaz’ın da Eskişehir’in de başına bela…

Bu belayı yaratan kişi Türkiye’de değil… FETÖ terör örgütü üyesi olarak kaçıp gitti. Kim bilir nerede zevki sefa sürüyor.

O zevki sefa sürerken yarattığı bela büyüdükçe büyüyor.

Büyüten de kamu kurumu… Bir başka deyişle de devlet…

İşletmenin siyanürlü atıkları için 2 deposu var.

‘’Zehir depoları’’ olarak nitelendirmek yanlış olmaz…

Verdikleri zarar çok büyük…

Kaymaz’da yaşayan insanlar anlatıyor.

“Kuşlar, hayvanlar ölüyor. Kuzularımız, buzağılarımız öldü. Senede 70 kişi adam ölüyor. Her gün mezardayız’’…

"Ölenler kanserden ölüyor. Kanser ölümleri çok oldu. Dışardan gelen madenleri asla kabul etmiyoruz. Siyanür çöplüğü olmak istemiyoruz. Bizim su hakkımızdan alıyorlar. Tarla sularken suyumuzu alıyorlar. Tarla sularken bizim suyu çekiyorlar. Bizim parayla aldığımız suyu madene basıyorlar. Hastalık çoğaldı. Siyanür demek zehir demek"…

" Devleti de arkalarına alıyorlar her şeyi yapıyorlar. Vatandaşı düşünen yok. Sağlığımızı düşünen yok. Yüzde 80-90 akciğer kanseri buranın halkı. Bahçemiz, ağaçlarımız var. Zarar görüyor. Meyve bahçeleri zarar görüyor. Doğru düzgün ceviz alamıyoruz ağaçtan, meyve alamıyoruz. Her türlü zararı var’’…

Anlattıkları böyle…

Fazlası yok, eksiği çok…

‘’Zehir havuzları’’ çevresindeki canlıları yok ediyor.

Kaldırılmaları gerek…

Ne yazık ki, yapılan tam tersi…

Siyanürlü atıklar için 3’ncü depolama tesisi yapmak istiyorlar.

Yapmak istedikleri ‘’zehir havuzu’’ daha öncekilerden kat be kat daha büyük…

5,5 Milyon metreküp zehir depolanacak…

İşletmelerde işlenecek cevher Çanakkale’den getirilecek…

‘’Neden’’ mi?

Mahkeme, cevherin Çanakkale’de işlenmesine izin vermedi.

Çanakkale’den kamyonlarla cevher getirilecek…

Cevherler, Kaymaz’da siyanürle, zehirle yıkanıp işlenecek… Zehirli atıkları da yeni yapılacak olan devasa havuzda depolanacak…

Beraberinde işletmenin verdiği zarar kat be kat daha büyüyecek.

Büyük darbe yiyen tarımcılık ve hayvancılık tamamen bitecek… Canlılar yok olacaklar… İnsanlar hastalanıp yaşamlarını yitirecekler.

Olacaklar bilinmiyor mu?

Elbette ki çok iyi biliniyor.

Para hırsıyla bile bile yapılıyor.

Buna seyirci kalmak olanaksız… Karşı çıkmak, engellemek için top yekun mücadele etmek gerek…

Ne yazık ki, gereken yapılmıyor.

Mücadele eden bir avuç insan var.

En ön saflarda mücadele etmesi gerekenler piyasa da yoklar.

Eskişehir’in sahipsizliği bir kez daha kendisini gösteriyor.

Çanakkale’de işlenmesine izin verilmeyen cevher, kamyonlarla Eskişehir’e taşınacak… Siyanürle işlenip zehirli atıkları Eskişehir’deki yaşamı tehlikeye atacak…

Eskişehir ‘’sahibi olan bir kent’’ olsa bunu yapabilirler mi?

Elbette ki, yapamazlar.

‘’Eskişehir sahipsiz bir kent’’ dediğimizde kızanlar oluyor.

Hiç boşuna kızmasınlar…

Eskişehir’e ve Eskişehir’de yaşayan insanlara karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirsinler… Getirsinler de Çanakkale’de izin verilmeyenin Eskişehir’de yapılmasına engel olsunlar…

Kısacası kızmak yerine ‘’Eskişehir’in sahipsiz bir kent’’ olmadığını göstersinler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vedat Alp Arşivi