6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

GÜVEN, GÜVENİLİR OLMAK

Doğru dürüst ve güvenilir olmak her insan için sahip olunması gereken bir vasıftır. Nitekim konuştuğunda yalan söylemek, aldatmak hile yapmak, tuzak kurmak, sözünde durmamak gibi kötü nitelikler her insann yüzünü kızartacak suçlardır. Bu yüzden bir Müslümanda bu tür yanlışlıkların bulunması asla kabul edilemez.
Hz.Peygamberimiz (a.s) toplum tarafından meziyet olarak kabul edilen ve insana onur veren birçok özelliğe sahipti. Onun bu özelliklerinin en önemlilerinden birisi ise güvenilirliğidir. Öte yandan günümüz insanının da en çok ihtiyaç duyduğu, aradığı şey güvendir. İşimizin, eşimizin, oturduğumuz evin bindiğimiz kullandığımız arabanın gittiğimiz yolun, birlikte olduğumuz arkadaşların-dostlarımızın, satın aldığımız eşyanın alış-veriş yaptığımız kimselerin... güvenli olmasını, dolayısı ile güvende olmayı istiyoruz. Eşyaların güvenli olmasının yolu insanın güvenilir olmasından geçer.
İnsanın kendisini güvende hissetme ihtiyacını anlamak hiç de zor değil. Hayatımızın güvende olmasını istemek kadar tabii ne olabilir ki? İnsanımızı huzurlu kılabilmek için güvenilir, kendisiyle barışık fertlerden müteşekkil huzurlu, güvenilir bir toplum meydana getirmek gerekiyor. Çünkü herşeye ve herkese kuşku ile bakan tedirgin bir insanını huzurlu olmasını bekleyemeyiz.
Her alanda olduğu gibi bu konuda da "El Emin" (Sözü özü doğru,asla yalan söylemeyen güvenilir kimse) lakaplı, düşmanlarının bile kendisinden emin oldukları ve güvendikleri Hz.Peygamber Efendimizi kendimize örnek olarak alabiliriz.
İslam dininin bütün zorluklara, zorbalıklara ve zulme rağmen hızla yayılmaya devam ettiği bu daveti kabul edenlerin inançları uğruna doğdukları yerleri bile terk ederek hicret ettiklerini gören müşrikler, Hz.Peygamberin hicret edeceği gece ona suikast düzenlemek niyetiyle evinin etrafını sararlar. Durumdan haberdar olan Hz.Peygamber (a.s), Hz.Ali (k.v.)yi çağırarak yatağına yatmasını ve müşrikler tarafından kendisine verilmiş -bırakılmış emanetleri sahiplerine iade ettikten sonra yola çıkmasını ister.
Bütün bunları şunun için söylüyorum: Müşriklerin 'Atalarının dini' olarak tanımladıkları batıl inançları dışında yeni bir dine çağıran Hz.Peygamberimize suikast planlamaya varan düşmanlıklarına rağmen emanetler konusunda hala onu tercih etmeleri ve onunda kendisinin canına kast etmeyi planlayanların emanetlerini bile sahiplerine ulaştırmak için yerine bir vekil bırakması bize; insanlar arası ilişkilerimizi gözden geçirerek, hayatımıza çeki-düzen vermemiz bakımından önemli ip uçları vermektedir. Şu ihtiyar dünyamızın uzun tarihinde böylesi bir güvene mazhar olmuş ve bunu hiçbir hal ve durumda yıkmamış kaç örneğe rastlayabiliriz.
Bu arada hemen Hz.Peygambere 'el Emin' (güvenilir olmak) lakabının peygamber olmadan çok önce verildiğini hatırlamalıyız. Ayrıca sırası gelmişken belki hakkında ciltler dolusu övgü yazılabilecek bir konu olan Hz.Pelamberimizin (a.s) güvenilirliği ile ilgili bir olayı daha nakletmek istiyorum.
Ebu Davud isimli Hadis kitabının naklettiğine göre;
Abdullah İbn Ebi'l hamsa adında bir Mekkeli birgün Hz.Peygamberle şehrin belirli bir yerinde buluşmak üzere sözleşir fakat bu sözünü üç gün sonra hatırlar ve derhal buluşma yerine koşar. Sonuç onun da tahmin ettiği gibidir. Üç gün sonra sözleşme yerinde Rasülüllah kendisini beklemektedir. (Ebu Davud) (Sünen, Kitabul edep 40/90)
Hz.Peygamberimiz (a.s) 25 yaşlarındayken ticaret vekilliğini yaptığı (ortağı) Hz.Hatice validemizle yaptığı izdivacında da 35 yaşında yaptığı 'Kabe Hakemliği' diye bilenen 'Hacerul Esved'in Kabe'deki yerine konulması hususunda anlaşmazlığa düşen kabileler arasında yaptığı hakemlikte de 'Hacerul Esved' i yere serdiği yaygının üzerine koydurmuş, kabile reisleri de yaygının kenarlarından tutarak gereken yere birlikte getirmişler kutsal taş yerine bizzat Hz.Peygamberimiz tarafından konulmuştur. İnsiyatif sahibi kişiliği ile güvenirliliğin birinci derecede rol oynadığı izahtan varestedir.
Günümüzde insanlarımız arasında 'güvenilirlik' vasfı yok denecek kadar azaldığından işlerimizin icrasında büyük sıkıntılar yaşanıyor. Sonrada birbirimize dert yanıyoruz. En güvenilir olması gereken birinde itimad kalmayınca sonrakiler bu bile güvenirliliğini yitirmiş biz ne yapalım? diye hayıflanıyorlar.
Kişi önce kendisi itimad sahibi olmalı ki sonra başkanının güvenilirliğini beklemelidir. Öğrenci itimadı (güveni) hocasından görmeli ondan öğrenmelidir.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi