Yerel seçimlere yönelik geri sayım sürüyor.

İddialı partilerin adayları çalışmalarını yoğunlaştırmış durumdalar.

Deyim yerinde ise ‘’seçimle yatıp seçimle kalkar’’ haldeler.

Geceli gündüzlü geziyorlar, seçmenlere ulaşmaya çalışıyorlar.

Seçimlerde adaylar arasında polemik olması doğal…

Ancak bu seçimde çok erken başladı.

Polemik konularından birisi kentsel dönüşüm…

Yaşanan deprem felaketlerinden sonra dillerden düşürülmez oldu.

Sürekli olarak ‘’kentsel dönüşüm’’ deniliyor.

Denilmesine deniliyor da yapılan ne var?

Yanıt ‘’hiçbir şey’’ değil…

Yapılanlar var elbette ki…

Ancak onlara ‘’kentsel dönüşüm’’ değil de ‘’rantsal bölüşüm’’ denilse daha doğru olur.

Öyle de deniliyor zaten…

Neyse…

Eskişehir’de kentsel dönüşüm konusunda belediyelere şiddetli eleştiriler yöneltiliyor.

Eleştirilere ‘’tamamen haksız’’ demek olanaksız…

‘’Haklı’’ denilebilecek olanlar oldukça fazla ama…

İşin ‘’ama’’sı var.

Onu oluşturan da eleştirileri yöneltenler.

İktidar temsilcilerinin ‘’kentsel dönüşüm’’ konusunda belediyeleri eleştirmeye hakları var mı?

Herkesin eleştiri yapma hakkı olsa bile onların pek olamaz…

Eleştiri yaptıklarında ‘’iktidar olarak sen ne yaptın’’ sorusu ile karşılaşırlar.

Kentsel dönüşüm konusunda iktidar tarafından yapılan ciddi bir çalışma yok.

Pardon…

Yapılan bir şeyler var.

Eskişehir’de oldukça büyük ve önemli bir alanı ‘’Afet Riskli Alan’’ ilan ettiler.

Hepsi o kadar.

O bölgelerin ‘’Afet Riskli Alan’’ ilan edilişinin üzerinden yıllar geçti.

‘’Dönüşüm’’ adına yapılan hiçbir şey yok.

Yapılması gerekenler belli…

Ancak iktidar ne kendisi yapıyor ne de ‘’ben yapayım’’ diye belediyelere yaptırıyor.

O büyük ve önemli alanlar ‘’tek çivi’’ bile çakılmadan öylece duruyor.

‘’Afet Riskli Alan’’ ilan ettiği bölgelerde yapması gerekeni yapmayan, ‘’yapayım’’ diyenlere yaptırmayan bir iktidarın temsilcisi olan adaylar ‘’kentsel dönüşüm’’ konusunda belediyeleri suçlayabilirler mi?

Doğalında suçlamamaları gerekir.

Ancak suçluyorlar işte…

‘’Dönüşüm’’ konusunda iktidar tarafından yapılması gerektiği halde yapılmayan yalnızca bununla sınırlı değil…

Daha çok şey var.

İlk akla gelen de okul binaları…

Depremde ağır hasar gören okul sayısı oldukça fazla… Bazılarının güçlendirilmesi bazılarının da yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor.

Durum tespitleri yen yapılmadı.

Yıllar önce yapıldı.

Durum tespiti yapılmasına yapıldı da tespitten sonra yapılması gerekenler yapıldı mı?

Ne yazık ki yapılmadı.

Gereken yapılmadığı gibi doğru dürüst bir planlama bile yapılmadı.

Eğitim-öğretim yılı başlarken, hatta öğrenci kayıtları bile yapılmışken okul binaları apar topar boşaltıldı.

Öğrenciler sağa sola dağıtıldı.

Öğrenciler de velileri de tam anlamıyla perişan oldu.

Örnek mi?

Saymakla bitirilemeyecek kadar çok.

En somut örnek de Eskişehir’in en önemli eğitim kurumu olan Eskişehir Anadolu Lisesi… Bilinen adıyla da EAL…

Tam eğitim öğretim yılı başlamak üzere iken boşaltıldı.

Bu herkesin bildiği bir gerçek.

Depremde hasar gören ve yenilenmesi gereken okul binalarını ‘’kullanılır’’ hale getirmeyen, doğru dürüst bir planlama bile yapmayarak öğrencileri perişan eden bir iktidarın temsilcileri, özellikle de belediye başkanı adayları ‘’kentsel dönüşüm’’ ya da ‘’depreme hazırlık’’ konusunda belediyeleri suçlayabilirler mi?

Ellerini vicdanlarına koyarlarsa suçlayamazlar.

Belediyeleri suçlamak şöyle dursun mahcubiyet duymaları bile gerekir.

İşte böyle AK Parti Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Nebi Hatipoğlu…