6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

Kader çizgisi



Kader sözlükte "ölçü, miktar, bir şeyi belirli ölçüye göre yapmak ve belirlemek" anlamına gelir. Dini terim olarak; "Yüce Allah'ın ezeden ebede kadar olacak bütün şeylerin zaman ve yerini özellik ve niteliklerini ezeli ilmiyle bilip sınırlaması ve takdir etmesidir" demektir.
Allah'ın (c.c) ilim ve irade sıfatlarıyla ilgili bir kavram olan kader evreni evrendeki tüm varlık ve olayları belli bir nizam ve ölçüye göre düzenleyen ilahi kanununu ifade eder. Cenab-ı Hak, bir ayeti celilede; (mealen) "Herşeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mahlukatın mukadderatını tayin eden Allah (c.c) yüceler yücesidir" (Furkan suresi Ayet 2, Sh:358)
Kader ve kazaya iman, Yüce Allah'ın ilim, irade, kudret ve tekvin sıfatlarına inanmak demektir. Bu sıaftlara inanan kimse, kader ve kazaya da inanmış olur. Kaza sözlükte; emin, hüküm, bitirme ve yaratma anlamına gelir. Dini ıstılahta; Cenabı Hakkın (c.c) ezelde murad ettiği ve takdir buyurduğu şeylerin zamanı gelince her birisini ezeli ilim, irade ve takdirine uygun biçimde meydana getirmesi ve yaratmasıdır. Yani kısa bir ifade ile kader; Bir plan ve proje, kaza ise plan ve projenin faaliyete geçirilmesi, planın tahakkukudur.
Kader ve kazaya iman, "amentü" de "Hayrihi ve şerrihi minallahi" diye zikredilir. Yani, hayrın ve şerrin, iyi ve kötünün, acı ve tatlı olan herşeyin Allah'ın dilemesi ve yaratmasıyla olduğuna iman ediyorum demektir.
Cenab-ı Hak (c.c) bütün kullarının nerede ne zaman dünyaya geleceğini ne işle meşgul olacağını, nasıl bir hayat süreceğini, bütün yapacağı işleri dindar mı olacak, dinsiz mi olacak teferruatıyla bilir. Hz.Allah, ilmi ezeli ve ebedisiyle bildiği kulunun kaderini yazar. (Alın yazısı) Buna kader çizgisi de denir.
Şuna benzer astronomi uzmanları hesaplarıyle ayın ve güneşin tutulacağı zamanı önceden bilir ve takvime yazarlar. O gün ve gece gelir, güneş ve ay tutulur. Bu olay yazdıkları için tutulmaz, tutulacağını bildikleri için yazdılar, ay ve güneş tutulması meydana gelir.
Kaderimizin yazılış zamanı; Hz.Peygamberimiz (a.s) bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor; "Sizden biriniz ana rahminde 120 günlük bir cenin olunca ona bir melek gönderilir. Ona çok önceden yaratılmış olan ruhu üfürür (can verilir) Cenine, melek dört şeyi yazmakla emrolunur; ecelini (ömür müddetini), amelini (yapacağı işleri), şaki (cehennemlik), said (cennetlik) olacağını yazar. (Yani melek onun kaderini yazar) (Müslim Kader 1, cil:8, Sh:113)
Kader konusunda bilinmesi gereken bir başka husus da şudur: Kaderin iş yüzünü ancak Allah bilir. Mutlak ve kesin bir biçimde çözümlemesi mümkün olmayan bir ilahi sırdır. Rasülüllah Efendimiz (a.s) bir eshabı kiramın kader konusunu tartıştıklarını öğrenir, onları kader konusunda tartışmakdan men eder. Bir insan, "Allah böyle yazmış, alın yazım buymuş şeklinde takdir etmiş, ben ne yapayım?" diyerek günah işlemediği gibi, günah işledikten sonra da kendini suçsuz gösteremez. Kaderi mazeret olarak ileri süremez.
Hiç kimse "ben kader mahkumuyum" deyip, mesuliyetinden sıyrılamaz. Cenab-ı Hak, insanları "Cüz'i iradeleriyle" serbest bırakmıştır. Meşru iyi işler yaparlarsa razı olur, çünkü kötü işler yaparlarsa cezayı hak ederler.
İlahi hükümlerin aslı değişmez şekli değişebilir. Mesela; bir insanın otobüs kazasında öleceği yazılmışsa o kişinin ibadeti, hayrı hasenatı ve duaları sebebiyle o kişinin ölümü evinde olabilir. Ölümün vakti değişmez ama şekli değişebilir. Cenab-ı Hak (c.c) bir Ayet-i Celilede şöyle buyuruyor;
"Allah dilediği hükmü sabit bırakır, dilediğini imha eder. (dilediği hükmü bir başkasıyla değiştirme yetkisine sahiptir) Ana kitap (Levh-i mahfuz) onun katındadır." (Ra'd suresi Ayet:39, Sh:253, Elmalılı Tefsiri Cüz:5, Sh:161)
Kaderimizdeki "ecel" de halk arasında tartışılır durur. Ecel birdir insan her ne şekilde ölürse ölsün eceliyle ölmüştür. Kaza eceli diye bir şey yoktur Yüce Rabbimiz bu hususu kesin kez şöyle bildiriyor;
"Bütün ümmetler için bir ecel (süre, zaman dilimi, müddet) vardır. Onların ecelleri geldiği zaman ne bir an (saniye) geriye alabilirler, ne bir an ileriye alabilirler. Allah'ın takdir ettiği saatte ölüp giderler." (Araf suresi Ayet:34, Sh:153)
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi