CHP’de kongre süreci devam ediyor.

İlçe kongreleri başladı. Ağustos ayı sonuna kadar tamamlanacaklar.

Sonrasında il kongresi var.

O da Eylül ayında yapılacak.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, kongre süreci ile ilgili konuşuyor.

Konuşmalarında ağırlığı ‘’suçlamalar’’ oluşturuyor.

‘’Ayak oyunları’’ tanımlamasını da ağzından düşürmüyor.

Örnek de veriyor.

‘’Mesela Odunpazarı bölgesinde delege sayısı bizden aşağı yukarı 80 adet daha fazla. O nüfusa göre ayarlanıyor. Orada zaten kendiliğinden bir ağırlık oluyor. Tahmin ediyorum 50-60 civarında da kırsal ilçelerde de delege var. O da dağılıyor diyelim. Yani Odunpazarı’ndaki o farklı sayıyı yakalamak çok zor. Onun üzerinden işte oyun oynuyorlar.’’

Örnek vermesine veriyor da verdiği örnekte ‘’doğru’’ olan bir şey yok.

‘’Odunpazarı bölgesinde delege sayısı bizde 80 adet fazla’’ diyor ya…

Doğru değil…

Odunpazarı İlçe Örgütü’nü il kongresinde temsil eden delege sayısı 285…

Tepebaşı ilçe örgütünün il delege sayısı da 247…

Aradaki fark öyle 80 falan değil… Yalnızca 38…

İl delege sayıları için ‘’nüfusa göre ayarlanıyor’’ diyor ya…

O da yanlış…

İlçe örgütlerini il kongresinde temsil edecek delege sayısı nüfusa göre belirlenmiyor.

‘’Nasıl belirleniyor’’ mu?

Söyleyelim… İlçe örgütlerinin il delege sayısı CHP’nin son seçimlerde o ilçede aldığı oy sayısına göre belirleniyor.

Kırsal ilçelerdeki delege sayısı ile ilgili tahmini de doğru değil…

O ilçelerin toplam il delege sayısı 50-60 değil 68…

İlçe kongrelerinde seçilen il delegelerini ‘’asker’’ ya da ‘’emir eri’’ olarak görmek ve buna iki ilçeyi bölmek, her şeyden önce son derece yanlış…

Onun için de ‘’Odunpazarı ve Tepebaşı arasındaki fark kapanmaz’’ falan değil…

Bu konuda somut bir örnek de var.

3 dönem önceki il kongresi yalnızca 1 oy farkla sonuçlandı.

İlker Özokçu, Sinan Özkar’a karşı 1 oy farkla seçimi kaybetti.

O kaybın nedeni de seçime katılmayan il delegeleri…

Aralarında Tepebaşı Belediye Meclis Üyeleri Zeynep Çetin ve Melih Görk de var.

Yalnızca onlar katılmış olsaydı bile kongreyi İlker Özokçu kazanmış olurdu.

‘’Mesela’’ diye aktardıkları baştan sona yanlış…

Aynı şekilde ‘’doğru’’ olmayan başka sözleri de var.

‘’Ben belediyecilikle meşgulüm, delege işlerine girmem’’ diyor ya…

Tepebaşı CHP üyeleri bu sözler karşısında ne yaptılar ki?

Ne yaptıklarını bilemiyoruz ama kahkahalarla güldükleri kesin…

Aralarında arayanlar da oldu.

‘’Ahmet Ataç delege işlerine karışmam diyor. Tam aksine mahalle delege seçimleriyle bizzat kendisi ilgilendi. Hoşnudiye Mahallesi delege seçimleri için devreye sokmadık kimseyi bırakmadı. ‘Hoşnudiye’yi mutlaka istiyorum’ diye ilçe yöneticilerine, kadın kollarına talimat verdi. Batıkent Mahallesi’ndeki delege seçimlerinde sandık başına geldiği bile oldu.’’

Arayan CHP’lilerin aktardıkları da böyle…

İlçe Başkanı Atilay Dalgıç’ın yakın arkadaşlarına söyledikleri de çok farklı değil zaten…

İl başkanlığı konusunda söyledikleri de ayrı bir tartışma konusu…

Recep Taşel’i ‘’tarafsız’’ olmamakla suçluyor.

‘’Haksızlık’’ ediyor.

Recep Taşel, Batıkent Mahallesi’nde oturuyor.

Tepebaşı’nı temsil ediyor.

İl başkanı olduktan sonra Ahmet Ataç’a karşı bir tavrı olmadı.

Tam aksine Ahmet Ataç, Recep Taşel’e karşı seçildiğinin ertesi gün tavır aldı.

1 yılı aşkın süre randevu vermedi, düzenlediği etkinliklere diğer partilerin il başkanlarını davet ederken Recep Taşel’e haber verme gereğini bile duymadı.

Recep Taşel bu durumu değiştirmek için çok uğraştı.

Ama boşuna…

Tepebaşı Belediyesi personeli Yaprak Eryılmaz’ı il sekreteri yapması bile işe yaramadı.

Neyse…

Ahmet Ataç’ın söylediklerinde yanlış olan daha çok şey var.

Ancak sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.

Kongre bir yarıştır. Kazanmak da var, kaybetmek de…

Kabullenmek gerek…

Ahmet Ataç, yapılan tüm il kongrelerinde kaybeden taraf oldu.

Nedense kaybetmeyi hiç kabullenmedi.

‘’Nerede yanlış yapıyorum’’ diye düşünmek yerine kazananları suçlamayı tercih etti. Hala da devam ediyor.