6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

KUL BORCU

Hz. Peygamberimizin (a.s.) söz ve davranışlarından borçlanmanın (veresiyenin) mekruh addedildiği anlaşılmaktadır. Az. Aişe'nin (r.a.h) anlattığına göre Hz. Peygamberimiz, her namaz sonrasında kendisini borçtan koruması için allah'a yalvarmıştır. Diğer taraftan, Rasülüllah'ın borçlu ölen bir müslümanın cenaze namazını (ölenin borcuna cemaatten biri kefil olana kadar) kıldırmayı reddetmesi çok çarpıcı ve anlamlı bir olaydır.
Veresiye (borçlanma) ile ilgili hadis-i şerifler şöyledir:
"sakın borcun varken ölme, zira ahiret, sevap ve günah yeridir. Orada ödeme olarak altın ve gümüş 'para) yoktur. Ve hiç kimseye zulüm yapılmaz."
"Hz. Allah (C.C.) nazarında Allah'ın yasakladığı günahlardan sonraki günahların en büyüğü karşılık bırakmadan borçlu ölmektir."
"Borç bir kelepçedir veağır bir bağdır. Bu, kulun boynuna yükletilir."
"Kim ödememek niyetiyle borçlanırsa Allah'ın huzuruna hırsız olarak gelir."
"Ödemek kasdıyla borç alana Allah (c.c.) yardım eder. (Buhari Müslim)
Cabir Bin Zeyd bir bahçenin kenarında yürüyordu. Üzerine köpeklerin geldiğini görünce, bahçeden bir kamış söktü ve onunla köpekleri kovaladı. Evine döndüğünde ailesine: "Bu kamışı saklayın çünkü ben onu başka bir bahçeden aldım" dedi. Ona: Bir kamıştan ne olur? dediler. O ise buna karşı: "bu bahçeye her giren oradan bir kamış koparacak olsa bahçede kamış kalmaz diye cevap verdi. Sabah olunca kamışı götürüp sahibine verdi ve hakkını helal etmesini istedi.
Ölmeden helalleşmek:
Çanakkale Savaşı'nın en kanlı günlerinde "Kocadere" köyünde büyük bir sargın yeri (seyyar hastane) kuruluyor. Heran yaralı geliyor. Ağır yaralılardan biri, sargı yerinde dolaşan yüzbaşının ellerine sarılıyor: "Ölme ihtimalim çok fazla...Ben bir pusula yazdım... Arkadaşıma ulaştırın..."
"Arkadaşın kim, pusulayı kime ulaştıracağız?" diye soruyor yüzbaşı.
Yaralı derin bir nefes alıp, defalarca yutkunuyor:
"Köylüm Lapsekili İbrahim Onbaşı'dan bir mecidiye (para birimi) borç aldıydım.. Ondan sonra kendisini göremedim. Belki ölürüm.. Ölürsem söyleyin, hakkını helal etsin. "Merak etme evladım" diyor yüzbaşı, yaralı askerin saçlarını okşayarak. "hiç merak etme, hallederim." Yarıl matlaşmaya başlayan gözlerini kapatıyor. Son sözü şudur: "Onbaşıya söyleyin.. hakkını helal etsin."
Gerisini Yüzbaşı Halil Bey anlatıyor:
Aradan fazla zaman geçmedi: Bir gün bana şehitlerin üzerinden çıkan eşyaları, künyeleri, mektupları, notları getirdiler.
Notlardan birine bakar bakmaz kanım dondu. Gözlerimden yaş boşaldı. Lapsekili İbrahim Onbaşı'nın notuydu kanına bulanmış. Şöyle yazıyordu:
Ben Lapseki'nin Beybaş Köyü'nden Onbaşı İbrahim. Arkadaşım Halil'e bir mecidiye borç verdimdim Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben de sağ dönemem. Arkadaşıma söyleyin hakkımı helal ettim.
Şehitlik safhasında helallik arayan bir Osmanlı askeri... Çünkü O, biliyordu ki, "Kul hakkı şehitlerden bile af edilmez" (Müslim)
Ne ibretamiz bir olay... Ahiret hesabını düşünenler için ibret dersi.
Bir gün Rasüllah Efendimiz (a.s.) eshabına şöyle bir soru yöneltir:
-Müflis kimdir? Eshabı kiram: İflas etmiş malı mülkü yitirmiş kimsedir dediler. Rasülü Ekrem Efendimiz hayır buyurdular ve müflisi şöyle anlattılar:
- "O kişi bir çok ibadet ve hayır hasenatı ile huzur-u ilahiye gelir. O kişi, dünyadan birçok insanın hakkına hukukuna tecavüz etmiş. onun bunun malını çalmış, ona buna hakaret etmiş. Bu mağdur ve mazlum kişiler, huzur-u ilahide haklarını alınca, sevabı çok O kişinin sevabı alacaklılara yetmez. Alacaklı olanların günahı onun üzerine yüklenir. Böylece Müflis durumuna düşmüş olur." buyurdular. (Buhari Müslim)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi