KUR'AN'A GÖRE UZAY VE YAŞAM-1

Konuya Hud-7’nci ayet ile başlayayım:
Hud-7. Allah, Arş, yani ilahi idare merkezi başlangıçta yalnızca su üzerinde iken, amellerinizin karşılığını açığa çıkarmak için gerekli görülüp yollandığımız gökleri ve yeryüzünü altı günde /dönemde yaratandır.
Kur’an’a göre Arş denilen Evren’in İlahi Genel İdare Merkezinde İlahi Görevliler olarak Mele-i A’la diye tanımlananlar olduğunu öğreniyoruz.
Saffat-8-9. Bu yüzden şeytanlar ne kadar uğraşsalar da, Kur’an’ı bildiren Mele-il A’la’ya /ilahi yüce görevlilere yanaşıp onları dinleyemez ve belirlenmiş olan düzene bir zarar da veremezler.
Saffat-164. Ey insanlar! "Şüpheniz olmasın ki, ilahi görevliler olarak Bizlerin de her birimizin belirlenmiş bir görev şekli ve yeri vardır. 165. Bizler, saf saf ve hiyerarşik bir düzenle görevlerimizi yapmaktayız.
Leyl-13. Başlangıcınız olan  Dünya ile, sonuç olan ahret de Bizim yönetimimizdedir.
Mülk-3. Gökleri bir düzen içinde yedi kat /tabaka olarak yaratan Allah’tır.
Talak-12. Bunu sağlayacak olan o Allah’tır ki, yedi göğü ve onun gibi (yedi tabaka) yeryüzünü de yaratandır.
Saffat-6. Biz Dünya semasını /gökyüzünü, yıldızlarla /gezegenlerle /Kevakib’lerle /gök cisimleri ile süsledik, 7. Ve onu mariyd /asileşmiş /hastalanmış /olumsuzlukta inatçı olan şeytanlardan, onların müdahalelerinden koruduk ve koruyoruz.
Son Ayete göre Yıldızlar, Dünya ve atmosferi, yedi gökün ilk gök katındadırlar. Bu gök katında olan yıldızlar ve gezegenlerin yüzüp aktıklarına Mülk5 ve Naziat-3’ncü ayetlerde değinilmiştir. Demek ki bu gökyüzünde yüzülen bir madde bulunmaktadır ve uzay dediğimiz kısım bu madde ile doludur.
Mülk-5. Gerçek şu ki Biz Dünyanın bulunduğu göğü yıldızlarla /yüzmekte olan /mesabiyha olan gök cisimleri ile süsle¬dik ve o yıldızların ışıklarını da insanlarla olan iletişimimizi duymak için yeltenen şeytanları kovucu olarak düzenledik.  Israr edenleri kovmak üzere  de silah olarak alevli ateş azabını hazırladık.
Naziat-3. Gökyüzünde yüzüp akanlara
Güneş, Ay ve yıldızların yaratılışının insanın yararlanmasınaNahl-12, Yeryüzünün de tüm canlıların yaşamına uygun oluşturulmuş olduğuna  ise Naziat-28-30’ncu ayetlerde açıklama yapılmıştır.
Nahl-12. Allah geceyi, gündüzü, Güneşi, Ayı ve yıldızları sizin yararlanabileceğiniz bir düzenle yarattı. Hepsi de Allah’ın emri üzere ve belirlenmiş yasalarına göre hareket ederler.
Naziat-28. Şunu bilin ki o göğü inşa eden ve 29. Yükseltip düzenleyen Allah’tır. Ve gecesini karanlık, gündüzünü ise aydınlık yapan O’dur. 30. Bu işlemden sonra tüm canlıların yaşam koşullarına uygun, yer küresini de düzenleyip deve kuşu yumurtası /dehaha biçimine sokandır O.
Otuzuncu ayetteki "dehaha" kelimesinin yalın hali olan “dahya” “deve kuşu yumurtası” anlamına gelir. Dolayısıyla da 1400 yıl öncesinde Kur’an yolu ile Dünyanın yuvarlak ve deve kuşu yumurtası gibi elipsoid özelliğinde olduğu söylenmiş olmaktadır.
Dünya’nın yuvarlak olduğuna yönelik Ayetteki bilgi ilk defa Babilliler, daha sonra M.Ö. Pisagor, 1500’lü yıllarda da Galile ve Macellan iddia etmişlerdir. Bu son iddialardan Dünya’nın yuvarlak küre şeklinde olduğunun tam bin yıl önce Kur’an yolu ile açıklanması bilgisi fark edilmemiş veya önemsenmemiştir.
Yasin-38. Doğaya koyduğumuz yasa gereği, yörüngesinde suda yüzen cisim misali akıp gitmekte olan Güneş de sizler için bir ibrettir. Bu üstün ve bilge olan Allah’ın kaderlendirdiği /ölçülendirip yarattığı bir düzendir.
Yasin-39. Aynı şekilde, Ay da düşünenler için bir derstir ki, Biz ona çeşitli evreler belirledik. Böylece Ay, eğri bir hurma dalı /hilal biçimine gelir de, tekrar geri döner. 40. Ve bu sırada da ne Güneş Ay’a yetişebilir ne de gece gündüzü tamamen geçebilir. Her biri yasa gereği, kendine özgü bir yörüngede uzayda yüzmektedirler.
Bu ayetlerde vurgulandığı gibi, Gök cisimlerinin sanki bir suda yüzmekte ve belirlenmiş bir yöne doğru gitmekte oldukları Fatır-13 ve Enbiya-33 ncü ayetlerde de belirtilmiştir. Demek ki uzay bir boşluk değil, ve bütün uzay cisimleri bu maddede yüzüyor gibi ölçülendirilmiş ve dengeli bir hareket halindedirler.
Şura-29. Gökleri, yeri ve ikisi içinde bulunan çeşitli canlıları /dabbeleri yaratıp yayması da, Allah’ın varlığının ayetlerindendir /işaretlerindendir /delillerindendir. Dolayısıyla dilediği zaman onları toplamaya da gücü yetendir.
Rum-18. Şunu bilin ki göklerde ve yerdekiler gece yatmadan önce /yatsı ve sabahları Allah’a hamd /teşekkür edip durmakta ve minnetlerini belirtmektedirler.
Cin ve onların hasta olanları olan şeytan nesli, Cin-16 ncı ayete göre gökyüzünde suyu ve nimeti az bir yerde yaşamaktadırlar.
Cin-16. Eğer yoldan sapan Cin’ler, Allah’ın razı olmasını sağlayacak olan dosdoğru yola girerlerse, onlara bol su ve bereketli nimetler veririz.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
“Bu yeri yerdekiler için yaratmış olan, göğü de göktekilerin yurdu yapmıştır”.
Yasin-41. Düşünenler için başka önemli bir ibret de, insan soyunu bir gemide taşımamızdır.
42. Ve onlar için bu gemi gibi, daha başka nice taşıt araçları da yaratmış olmamızdır.
Yasin-41’nci ayete göre Uzayda çok gemi, yaşam gezegenleri var. Fakat Dünya ve başka Evrenlerde olan Dünya ile eşdeğer özellikler olan başka Dünya’lar, çeşitli canlı türleri ve yoldan çıkarıcı veya yola yönlendirici olmak üzere çift yönlü etkili imkanlar bulunan, dolayısıyla eğitimi çok zor bir gezegen, uzaydaki varlıklar için çok önem verilen ve ele geçirilmek istenen Gezegenlerdir.
Kur’an’ın, Dünya yanında diğer gezegenlerde yaşamakta olan Cin nesline ve diğer canlı âlemlere de hitap eden Evrensel kurallar içeren bir kitap olduğu Tekviyr-27 ve Cin-1-2
Tekviyr-27. Hâlbuki bu Kur’an, tüm âlemler için gerçeklere yönlendirici bir uyarıcıdır /bir davettir /zikirdir /doğru yolu göstericidir.
Cin-1. Ya Muhammed, insanlara de ki: Cinlerden bir topluluğun Kur’an’ı dinleyip, kendi aralarında şöyle konuştukları bana vahyolundu /bildirildi: “Biz, çok şaşırtıcı bir okuyuş, kitap /Kur’an’en aceba ve sözler dinledik. 2. Ve ondan dinlediklerimiz, bizim doğru ve yanlışı ayırt edebilmemizi sağladı ve o kitaba inandık. Artık bundan böyle de Rabbimize hiç kimseyi, asla ortak-şirk koşmayacağımıza and içiyoruz /söz veriyoruz".
Necm-49’ncu ayette, şirk koşulup tapınılan yıldızlar olarak Sirius veya Şira yıldızına değinilmiştir.
Necm-49. Ayrıca, şirk koşanların taptıkları Şira yıldızının
Araştırmalar, Şira yıldızının, Sirius yıldızı olarak isimlendirilen ve esasında Sirius A ve Sirius B olarak tanımlanan iki yıldızdan oluşmuş bir takımyıldız olduğunu göstermiştir.
Bunlardan daha büyük olan Sirius A, Sirius B’den Dünya’ya daha yakındır ve gökyüzünde çıplak gözle görülebilen en parlak yıldızdır. Sirius B yıldızı ise teleskopsuz görülmemektedir. Bu ayetlerde, Şi’ra yıldızına değil de onun Rabbine tapınılması istenmektedir. Çünkü Huza kabilesi bu yıldıza tapıyordu.
Tarıl-1-3’ncü ayetlerde ise Sirius yıldızının diğer isminin Tarık Yıldızı olduğu açıklanmıştır.
Tarık-1. Göğe ve Tarık’a and olsun ki /dikkatini çekeriz ki 2. Sen Tarık’ın ne olduğunu bilir misin? 3. O, vahiy yoluyla parça parça gelen Kur’an’dır. Bilimin ışığı gibi cehaletin karanlığını yok edecek aydınlatıcı bir ışıktır /parlayan yıldızdır.(Müteşabih)
Tarık yıldızının, en parlak yıldız olması gibi, Kur’an’ın da bu yıldız gibi en doğru ve faydalı bir kitap olduğu vurgulanmıştır.

NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR’AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri", "KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL” ve “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi