Zirveye çıkabilmek için en önemli anahtarlardan biri de okumaktır. Çünkü okumak, öğrenmenin en kalıcı yoludur. İnsan okuyarak kendinin ve gücünün farkına varır. Okumak hayatın bütün evrelerini aşacak yegane anahtardır.
Evet, öğrenmek yaşam mücadalesinde bizim en büyük kalıcı bütün keşiflerin anahtarıdır.
Öğrenmenin de en kısa yolu okumaktır. Okumaya ve öğrenmeye ayırdığımız zaman daima kendisini fazlasıyla öder.
Dinimiz İslamın ilk emri Oku diye başlar. Hz.Allah (c.c) Hz.Muhammed'e (a.s) Peygamberlik görevini verirken vahiy meleğiyle Oku diye hitap etmesini emretmiştir.
Oku Rabninin ismiyle Oku. Seni yaratan Rabminin ismiyle oku. Alak Suresinin bu ilk ayeti meşru olan her işin başında Besleme okunması amirdir. Başında Besmele çekilmeyen her işin yarım kalıp sona ermeyeeği bir Hadisi Şeriften öğreniyoruz.
Dünyanın tüm kaşifleri, keşif ve icadlarını hep okudukları kitaplardan derlemişlerdir. Kendimizi, çevremizi, hayatı, tabiatı keşfetmenin yolu okumaktan geçer. İşte okuyarak keşif yapan bir kaç düşünür;
Telefonu bulan Grahaim Bell, telefon cihazı ilhamını Alman Fen Bilgini Helmholtz'in ses üzerine yazdığı bir eserden aldı.
Uçağı bulan Wright kardeşleri düşünün mesela, bunlarında buluşları gerçeklemesinin kaynağı yine bir kitaptır.
Elektrik alanında buluşlarıyla meşhur olan Faraday da bir kitaptan esinlenmiştir.
Henry Ford, otomobil yapma düşüncesini Fransızca yayınlanan bir tarım dergisinde yer alan bir makaleden almıştır.
Westinghouse tren frenini icad eden bir bilim adamıdır. Bu kişi buluşunu "Thely Vingage" adlı dergiye borçludur.
Okumak bilgili olmanın, zihin ve yürek açlığını gidermenin hala geçerli yoludur. Okumak, hayatımızın her aşamasında can simidi gibi imdadımıza yetişir. Okumuyorsak, okumayı sevmiyorsak köksüz ağaç gibi yıkılmaya yok olmaay çürümeye mahkumuz demektir.
Okumayarak cahil kalmak, insanı daima kötülüğe sevk eder. Hırsızların, başkalarının sırtından geçinenlerin karakterlerine bakarsanız okumayan cahil cühela kimseler olduklarını görürsünüz.
Bir ülkedeki cehaletin, kavganın çatışmanın kin ve nefretin son bulmasını isteyen her şuurlu bilinçli vatandaş okumanın, öğrenmenin çare olduğunu unutmamalıdır. Bir ülkenin bir milletin kurtuluş reçetesi öğrenmek ve okumaktır.
Hali vakti yerinde olanlar da çok zeki fakir çocuklarını okutmalı, okuyanlar da okutanları unutmamalıdırlar. Okuyanlar hocalarını, öğretmenlerini hiç unutmamalıdırlar. Çocuklara genç yaşta bir şeyler öğretenler her türlü sevgi ve saygıya layıktırlar. Bu konuda en önemli olan şey çocukara, büyüklere doğru olan, gerçek olanlar öğretilmelidir.
Hoşçakalınız.