Sevgi yüklü sözcükler

Söz önemlidir. Söz değerlidir. Söz anlamlıdır. İnsanlar sevildiklerini sözlerle duymak isterler. Pek çok insan ilgili duyduğu kişiden “Seni seviyorum” sözcüklerini duyabilmek için nice zaman bekler, hatta acı çeker! “Canım”, “Tatlım” ya da “Sevdiğim” gibi bir sözcüğe muhatap olmak insanın kendisini iyi hissetmesinde ne kadar da etkilidir!

Ama biliyor musunuz; karşımızdaki insana vermek istediğimiz mesajın ancak yüzde on gibi oldukça küçük bir parçası söylediğimiz kelimelerle iletilir. Bir anlamda; “Seni seviyorum” demekle sevginizin olsa olsa yüzde onu gibi çok küçük bir kısmını iletmiş olursunuz. Çünkü insanlar arası iletişimin çok küçük bir kısmı sözcüklerle, yani konuşarak yapılabilir.

Sözün sevgiyi ifadede katkısı bu kadar ama sesli iletişim bundan ibaret değil. Örneğin “Seni seviyorum” derken kullandığınız ses tonu ya da söyleme biçimi, sözcüklerin kendisinden çok daha etkili –yaklaşık dört kat daha etkili– oluyor. Konuşmada, sözcükleri dillendirmede sesinizin tonu, yaptığınız vurgular, kullandığınız ritim ve sesteki iniş çıkışlar bu etkiyi şekillendirmekte belirleyici olabiliyor.

Dikkat ettiniz mi, sevgi ile gözlerin ilişkisini kuran ne çok şiir, öykü ya da yazı var! İki insanın sevgi iletişiminde gözler, sözcüklerden çok daha etkili… Tabii ki; duruşunuz, yaptığınız küçük hareketler ya da bakımlılığınız da sevgi mesajının iletilmesinde çok önemli bir görev yerine getiriyor. Kısaca beden dili dediğimiz şey bu…

Sevgiyi fizikselleştirmek gibi bir çabam yok. Ama kendinizi şu durumda düşünün: Saçlar dağınık, bakımsız bir beden görüntüsü, giyim son derece özensiz, belki de çok kötü, ucuz banal görünümlü takılarla donanmışsınız, hatta içki kokuyorsunuz… Karşınızda gönül verdiğiniz bir insan var ve siz bu durumda ona “Seni seviyorum” demek istiyorsunuz. Onun bu görünümünüzden nasıl etkilenmesini beklersiniz? Siz böyle bir durumla karşılaşırsanız tepkiniz ne olur? Hiç kuşkusuz; sevimli ve sevgiyi pekiştiren bir görüntü değil. Unutmamalı ki; bakımlı ve özenli olmak öncelikle kişinin kendisine olan saygısından kaynaklanır. Kendine saygılı olmayan bir insanın çevresine ve sevdiğine karşı da saygılı olabileceğini söylemek zordur.

Sözcüklerin ve beden dilinin yardımıyla sevgi mesajını doğru biçimde iletmeyi yolu, iyi bir gözlemci olmaktan geçer. Muhtemelen çevrenizde sevgisini doğru biçimde iletebilen insanlar var. Saygı sınırlarını aşmadan bu kişilerin davranış biçimlerini inceleyip sonuçta oluşan etkilerini gözleyebilirsiniz. Eğer çevrenizde bu konuda size yaşam koçluğu yapabilecek bir kişi varsa, ondan yardım ve destek istemenizde öğrenme sürecini hızlı tamamlamanız açısından destekleyici olabilir.

Ses kullanımını ayarlamak açısından –profesyonel destek dışında– kendi başınıza olduğunuzda denemeler yapmanın yararı olacaktır. Kendi deneyimim, kaydedilmiş sesinizi dinlemenin önemli ipuçları vereceğini söylüyor. Örneğin duygusal bir şiir, öykü ya da roman parçası okuyup kaydederek sonraki bir zamanda dinlemek, kendi ses kullanımınızı gözlemeniz açısından değerli bir deneydir. Hatta belli aralıklarla yaptığınız kayıtların farklılığı, yaptığınız ilerlemeyi ortaya koyacaktır.

Yukarıda gözlerin değerinden söz etmiştim. Sevgi iletişimi konusunda yetkinliğe sahip olanlar, konuşmada gözlerin etkileşiminin altını ısrarla çiziyorlar. Bu nedenle sevdiğinizle ya da genel anlamda insanlarla konuşurken göz teması sağlamak, onun gözlerinin içine bakmak mesajınızın daha yapıcı biçimde ulaşmasını sağlayacaktır.

Sözler önemli, değerli ve anlamlıdır. Ama beden dilinizle sözsüz olarak verdiğiniz sevgi mesajı, ne hissettiğinizi daha belirgin biçimde anlatır. Sevgi konuşmalarınızın sık ve zengin olmasını dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi