6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

SÖZÜNDE DURMAK

Verdiği söze sadakat etmek, akd'e vefa (sözünde durmak) dinimiz islamın bir emridir. Gerek Allah'a, gerek insanlara verilen sözlere sadakat müslümanın şartıdır. Yüce Rabbimiz Kur'anda "Ey iman edenler! Akitlerinizi (gereğini) yerine getiriniz. (el Maide Ayet 1 saife 105), " Anlaşma yaptığınız zaman Allah'ın ahdini yerine getiriniz...(Nahl ayet 91, sh:276) buyuruyor.
Bir toplumda insanlar verdikleri sözlerden durmazlarsa o toplumda huzurdan eser kalmaz.
Hz.Ömer'in (r.a) hilafet zamanında Hz.Ömer eshab-ı Kiram ile bir mecliste otururlarken karşıdan üç kişinin geldiği görüldü. Bu üç kişiden ikisi bir deli kanlıyı birer ellerinden tutup aralarına lamışlar halifenin huzuruna çıkarmak üzere geliyorlardı. Bütün eshab-ı kiramın dikkatli bakışları arasında üç kişi Hz.Ömer'in huzuruna gelip durdular.
Hz.Ömer (r.a):
-Söyleyiniz derdiniz nedir? Bu delikanlının ne suçu var da böyle sıkıca tutup buraya getirdiniz? diye sordu. İki gençten biri konuşmaya başladı;
- Ey mü'minlerin emiri! Bu genç bizim babamızı öldürdü. Biz de adl-i ilahinin tatbiki için huzurunuza geldik. Babamızın bir suçu olmadığı kanaatindeyiz. Çünkü babamız herkes tarafından hatırı sayılır bir insandır.
Hz.Ömer o gence sordu;
- Doğru mu söylüyorlar? Eğer doğru söylüyorlarsa söyleyeceklerin nedir.
Genç kendisini getirenlerin söylediklerinin doğru olduğunu ancak hadiseyi anlatmak istediğini söyleyip müsade aldıktan sonra konuşmaya başladı;
- Ya Emirel mü'minun! Ben bir köylüyüm. Buraya (Medine'ye) Efendimizin kabr-i şerifini ziyarete geldim. Çünkü Efendimiz "Benim kabrimi ziyaret eden beni ziyaret etmiş gibidir" buyurmaktadır. Medine civarına geldiğimde hurmalık yakınında abdest bozmam icab etti. Atımdan inip abdest tazelemek için meşgul olurken atımın bir ağacın dalından koparmakta olduğunu gördüm. Abdesti bıraktım hemen ata koştum. Lakin o anda karşıdan yaşlı bir adam bana karşı bağırarak geliyordu. Biraz yaklaştıktan sonra elindeki taşla atıma vurdu. At düşüp öldü. Atımı çok severdim. Dayanamadım. Ben de onun ata vurduğu taşı alıp kendisine fırlattım. Bir de baktım ki eceli gelmiş olacak adam da öldü. Ben o anda kaçmak isteseydim kaçardım. Fakat ben Allah'a ve Ahiret'e inanan bir kimseyim. Cezam ne ise onu dünyada çekmeye razıyım. Hükmü ilahi ne ise tatbik edilir, diyerek başından geçenleri anlattı.
Hz.Ömer (r.a.) gencin anlattığına göre kısas (öldüren öldürülür hükmü lazım geldiği ve idam edileceği bildirildi. Genç bu hüküm karşısında hiç itiraz etmedi bir mazeret bile beyan etmeden;
-Evet Allah'ın(c.c) emri ne ise ben ona razıyım. Adaletinize itirazım yoktur. Yalnız sizden bir ricam olacak. Benim bakmakla yükümlü olduğum bir yetimim var. Onun bana teslim edilen altınlarıın ben bahçemde bir yere gömmüştüm. Onun yerini benden başka kimse bilmemekte, bana üç gün müsade edin de o yetimin malını kendisine teslim edip geleyim. Bu belki ilahi huzurda benim affıma vesile olur, dedi. Hz. Ömer (r.a.):
- Sen şu anda mahkumsun müsade etmemiz mümkün değildir. Belki kaçarsın dedi. Genç, kaçmak isteseydim daha önce kaçardım, dedi. Halife; ancak bir kefilin olursa o zaman izin veririz, dedi.
Bunun üzerine genç orada hazır bulunan eshabın üzerinden birgöz gezdirerek Ebu Zerri Gıffari Hazretlerini göstererek; Bu zat bana kefil olur, dedi.
E. Z.Gıffari;
-Evet kefil olurum, dedi.
Genci serbest bıraktılar üç gün içinde gelirim diyerek ayrıldı. Üçüncü gün olunca ölen adamın çocukları Ebu Zer Hazretlerine;
-Ya Ebu Zer! Kelif olduğum adam gelmedi kim olduğunu bilmediğin bir kimseye nasıl kefil oluyorsun?" diyerek Ebu Zerri sıkıştırıyorlardı. Ebu Zerr Hazretleri henüz üç gün dolmadı o gelmezse ben ilahi hükme razıyım, dedi.
Bu arada bazı eshap maktülün oğullarına diyet teklifinde bulunuyorlardı. Çocuklar kana kan istiyorlar başkasına razı değiliz diyorlardı. Bu heyecan Medine şehrinde çalkalanırken bütün mü"minler neticeyi heyecanla bekliyorlardı.
Tam bu esnada karşıdan bir adamın koşarak yaklaşmakta olduğu görüldü. Bu gelen beklenen kişiydi. Koşarak Halifenin huzuruna vardı. - Biraz geç kaldığım için özür dilerim. Görüyorsunuz hava çok sıcak yol uzun bir bineğim de yok beni mazur görün, dedi.
Oradakiler bir gencin koşarak ölüme geldiğine şaştılar. Delikanlı;
-Mümin ahdine vefakai olur. Bu dünyada ahde vefa kalmadı dedirtmem, deyip hakkımdaki kararın infaz edilmesini bekliyorum, dedi.
Ebu Zerr de tanımadığna nasıl kefil olduğunu şöyle beyan etti;
-Hayır tanımıyorum. Fakat ben bu teklifi etmiyeyim de alemde fazilet diye bir şey kalmamış dedirtirmiyim, buyurdu. Bunun üzerine maktul çocuklarının kalplerine merhamet geldi davalarından vazgeçtiler kısas ta istemiyoruz, dediler. Dünyada insanlık kalmadı mı dedirtelim diyerek Allah'ın rızası için davalarından vazgeçtiklerini bildirip diyet (ölüm karşılığı para) bile almayacaklarını söyleyerek helalleştiler.
Ahde vefa sözünde durmak nasıl hayat kurtarırmış gördük.
Not: Yazılarımın değerli bölümü kitap haline gelmiştir. Arzu edenlere takdim ederim.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi