Tepebaşı Belediyesi tarafından Pişmiş toprak sempozyumunun 15’incisi başlıyor.
Çok değerli bir etkinlik…
Hele ki bu etkinliklerin sürdürebilir olması çok önemli…
Emek kokan her şey çok güzel…
Sanat kokan da öyle…
Çünkü sanata karışan emek “kente de” katkı olarak dönüyor.
Toprağın kıymetini bilen insan alın terinin de kıymetini bilir.
Bu sebeple sözcükleri hak ediyor sempozyum…
Toprak nedir biliyor musunuz?
İnsanın başlangıcı…
Toprak…
İnsana da, bitkiye de, çiçeğe de ev…
Yaşama “nefes” aslında…
Toprak deyip geçme!
Her yağmurdan sonra hissetmiyor muyuz toprak kokusunu?
Sanki gökyüzü ağlıyor da o koku bize yeniden “umut” oluyor.
Hüznün ardından gelir güzellik…
Bize işaret ediyor.
Toprak ayrıca emek değil mi?
Sanata da dönüştürmüyor mu?
Nasırlı ellerde “yaşam” bulmuyor mu kendisine?
Bazen bir suyu soğutacak kadar sağlam durmuyor mu yerinde?
Hatta yine kızgın ateşe dayanacak kadar güçlü kılmıyor mu kendisini?
Toprak deyip geçme kardeşim!
Toprak demek insan demek…
Başlangıcından sonuna kadar ortak hayata…
Yaşamın sonunda dahi kapılarını bize “toprak” açıyor.
Bu sebeple teşekkürler Ahmet Ataç’a…
Toprak kokusu burun direklerimizi sızlattı.
Toprağın kıymetini öğretti.
Nasırlı ellerde oluşan mucizeye tanıklık ettirdi.
Toprağa sahip çıktı.