İnsan hayatı sabilik (çocukluk) gençlik (delikanlılık Olgunluk ve ihtiyarlık devreleri diye zaman dilimlerine ayrılmıştır. Çocukluk devresi, doğumla başlayan büluğ çağına kadar geçen zamandır. Büluğ çağı, insanların bir takım dini ve milli görevlerle mükellef ve mesuliyetin başladığı bir devredir.
Hz.Peygamberimizin (a.s) "Çocuklarınızı yedi yaşında namaz kılmaya alıştırınız ikazıyla dini inanç ve kulluğua alıştırmaya teşvik etmiştir. Atalarımızın fidan genç yaşta eğilir sözü de Efendimizin ikazına parelel bir teşviktir.
Gençlik yılları reşid olma yaşı olan on sekizinde başlar bu gençlik yılı çok çabuk geçer kalbe unutulmaz hatıralar nakşeden en tatlı yıllardır. Bu devre hayata istikamet kararı verilen en önemli zaman dilimidir. Gençlik yılları tahsil ve terbiyenin elde edilebilme yıllarıdır. Hayatın karar yıllarıdır.
Olgunluk yılları otuzlu yaş devresiyle başlar. Nerede ne iş yapacağımız, hangi meslekte karar kılacğımızı bu devrenin başında karar veririz. 20 ile 30 yaşlarda başlayan evlenip yuva kurma kararları bu yıllarda neticelenir. Bu yıllar vatan görevinin ifa edildiği en tatlı vakitlerdir. Evlilikle başlayan büyük sorumluluk gençlik sevdasıyla geçen yılların sonudur. 'Bekarlık sultanlıktır' sözü siyonizmin müslüman gençlere yutturduğu esrar haplarından biridir.
Otuzlu yaşlarla birlikte hayatın çilesi ve yorgunluğu başlar. Evli olmak birçok sorumluluğu yüklenmek demektir. Yuvaların çiçekleri insanı hayata bağlayan çocuklardır. Evlad sahibi olmak dünyanın en büyük mutluluğudur. Çocuklar karı ile kocayı birbirine bağlayan mutluluğu artıran sevgi bağlarıdır.
Olgunluk yılları kabul edilen 30-60 lı yaşlar arası evladların tahsil ve terbiyesi evlenecek olan kız ve oğlanın problemleri bu yaşlara rastlamaktadır.
Yani olgunluk yılları sevincin mutluluğunu insanı hem yorduğu hem yavaş yavaş ihtiyarlattığı yıllardır. Hz.Allah'ın lütfu larak dünyaya gelen torunlar insanı çok sevindirdiği gibi dedelik yıllarının (yaşlılık mevsiminin) geldiğini hatırlatırlar. Yaşlılık yılları her insanda ayrı ayrı tezahürleriyle belli olur.
Saçların ağarması, hastalıkların başlaması ve torunların dede dede sözleri istenmesede insanın yaşlandığının açık kanıtlarıdır. Olsun, her edvrenin kendine göre zevkleri ve mutlulukları vardır.
İhtiarlık devresi güçlüğün azalması, yorgunluğun çoğalmasıyle kendini hissettirir. Emekli olmanın zamanı çoktan gelmiş gibidir. Bir de çalıştığı işyerinden namusuyla yüzünün akıyle emekliliği hak etmek insana tarif edilmez mutluluk verir. Bunun için herkes emekliliğini bekler.
İhtiyarlık yılları zor geçen yıllardır. Hele bir de hastalık varsa Ahir ömür dediğimiz ihtiyarlık yıllarında en çok beklenilen oğlan ve kızlar ve torunların ziyaretleridir. Bu ziyaretler ihtiyarların adeta bir ilacı ve moral dopingidir. Ziyaretsizlik ihtiyar ana babayı daha da ihtiyarlatır.. Gençlerin ihtiyarlara saygı ve sevgi göstermesi kendisi için bir yatırımdır. Çünkü bir Hadis-i Şerifte Rasülüllah Efendimiz (a.s) şöyle buyuruyor.
"Bir insan yaşlılığından dolayı bir kimseye saygı gösterir yardım ederse Hz.Allah (c.c) de o kimseye ihtiyarladığında yardım eden saygı gösteren birini halk eder" (Buhari)
Toplu taşıtlarda ihtiyar kadın ve erkeklere gençlerin yer vermesi onların terbiyesi ve insanlığındandır. İhtiyarlık ömrü olan herkesin yaşayacağı yıllardır. Bu yıllarda artık ahirete yönelik çalışmalarımızın fazlalaşacağı yıllar olmalıdır. Yaşanan ömrün nasıl ve nerede geçtiğinin hesabı Rabbimiz tarafından bizlere sorulacaktır.
Ahir ömrünüzde Cenab-ı Hak cümlemize sıhhat ve afiyetler, son nefesimizde iman Kur'an nasip eylesin. (Amin)
Hoşçakalınız.