6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

Yaşlılara saygılı olmalıyız

İslam toplumunu Müslüman olmayan toplumlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de fertlerinin sadece kendilerini değil, toplumun diğer fertlerini de görüp gözetmeleridir. İslamiyetin büyüklere saygı, küçüklere sevgi gösterilmesi ilkesini halkımız 'Büyüklere saygı, küçüklere sevgi' şeklinde özümsemiştir.
Bu güzel haslet şüphesiz Ayet-i Kerime ve Hadis'i Şeriflerden kaynaklanan bir yaklaşımdır. Nitekim Hz.Peygamberimiz (a.s) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurur. "Küçüklerimize merhamet etmeyen ve büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir" (Tirmizi el-Birr 15, H.No:1919)
Bugünün gençleri yarının büyükleri olacaklardır. Bugün gücü kuvveti yerinde olan tuttuğunu koparan insanlardan bir kısmı ihtiyarlayıp daha önce bildiklerini unutur hale gelecektir. Çünkü dünya hayatı geçicidir. İşte bu düşünceden hareketle Rasülüllah Efendimiz (a.s) şöyle buyuruyor;
"Bir genç yaşından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse Cenab-ı Hak da ihtiyarlığında ona hürmet edecek kimseler nasip eder" (Tirmisi, el-Birr Ve's Sıla 75, H.No:2022)
Kur'an-ı Kerim, ana-babaya 'öf aman' demeyi yasaklamış, evladlarına onların yaşlılıkları sırasında daha fazla hassas davranılmasını, onların gücendirilmemesini, incitilmemesini onlara şefkatle yaklaşılmasını, onlar için dua edilmesini özellikle emreder. (İsra Suresi, Ayet :23-24, Sh:283)
İslamiyet her alanda büyüklere saygı gösterilmesine önem vermiştir. İslam ahlakının yüce değerlerinden biri olan büyüklere saygıyı hayatımıza hakim kılmak ve bu konuda çocuklarımıza örnek olmak zorundayız. Büyüklere saygı göstermeyen insanlar küçüklerden saygı göremezler.
Yüce Rabbibiz (c.c) Hz.İsa (a.s) Peygambere emir buyurdu: "Halkını İslama davet et. Benim verdiğim rızkı yerler, benden başkasına taparlar, onlara azap ederdim ama onlarda beş haslet vardır, onun için azap etmem" buyurdu.

İsa aleyhisselam da:
- Ya rabbi! O beş haslet nedir? dedi.
Hak sübhanehu ve teala hazretleri buyurdu:
Birincisi: İhtiyarlara ve kadınlara hürmet ederler.
İkincisi: Kadınları, erkeklerine muhabbet ederler ve oğlanlarına gökçek terbiye verirler, (yani çocuklarını itinalı bir şekilde edeblendirirler.)
Üçüncüsü: Kendilerine herhangi bir şey emanet edilse hıyanetlik etmezler.
Dördüncüsü: Sözleri gerçektir, yalan söylemezler.
Beşincisi: Bir günlük rızka kanaat ederler.
Her kim bu beş hasleti işlerse o kişi Ahirete imansız gitmeye layık değildir. Mü'min olarak Ahirete göç eder.
Yahya bin Eksem (R.H: Rahimehullah: Allah Ona rahmet etsin)
Hanefi fıkıh alimlerindendir. Hicri 159 senesinde Merv'de doğdu. 242'de hacdan dönerken Medine yakınlarında 83 yaşında vefat etti. Henüz yirmi yaşında iken Basra şehrine kadı tayin edildi. Genç yaşta kadı (hakim) tayin edilmesine hayret eden Basra halkının hayret etmelerine şöyle cevap verirdi:
- Ben Hz.Peygamberimizin (a.s) Mekke-i Mükerreme'ye kadı tayin ettiği Akttab'dan ve Yemen'e kadı tayin ettiği Muaz bin Cebel'den daha yaşlıyım, derdi.
Yahya bin eksem vefat ettikten sonra kendisini sevenlerden bir zat onu rüyada görüp, Allahü Teala sana ne muamele eyledi, diye sordu.
Yahya Efendi;
- Hz.Allah (c.c) bana, Ya Yahya! sen dünyada benim için şu şu amelleri yapmıştın değil mi? buyudu.
Ben de;
- Ya Rabbi ben yaptığım amellerle değil, bana rivayete edilen bir Hadis-i Kudsiye itimad edip ümitlendim" dedim. Allahü Teala; O Hadis-i Kutsi nedir? buyurdu.
Ben de; Hz.Peygamberimiz haber verdiler ki, Ben azimüsşün İslamda ağaran saç ve sakala azap etmekten haya ederim" buyurdun. Cenab-ı Hakk (c.c): "Ben azimüsşan dahi seni mağfiret ettim"buyurdu.
Burada dikkat edilen bir husus ömrü bedava/boş yere geçirmemek isteniyor. İslama, Kur'ana hizmet ederek İslamı yaşayarak geçirilen ömrün sonu Cennet'tir.

Yaşlı Çalgıcının Tevbesi:
Hz.Ömer'in (r.a) hilafeti zamanında yaşlı bir çalgıcı Medine Kabristanlığına giderek ihlas ile tevbe eder der ki: Ya Rabbi! bana yazık oldu, ben şu elimdeki çalgıya müptela olarak hayatımın sonuna geldim. Bana verdiğin sayısız nimetlere karşı ben ise rızana muvafık bir amel işleyemedim. Yaptıklarımdan pişmanlık duyuyor sana tevbe ediyorum, beni bağışla Ya Rabbi... dedikten sonra uyuya kalır.
Hz.Ömer (r.a) derki, O gün adetin dışında bana bir uyku geldi. Uzandım uyumuşum.
Rüyasında bir ses ona :
- " Ömer kalk! kabristanlığa git. Nedamet hisleriyle tevbe edip yalvaran bir kulum var onunla ilgilen.
Hz. Ömer bu sesin heybetinden sıçrayıp kalkarak doğruca mezarlığa gitti aradı taradı lakin ihtiyar çalgıcıdan başka kimse yoktu. İhtiyar çalgıcının has bir kul olabileceğine ihtimal vermeyerek, mezarlığı yeniden dolaştı fakat başka kimseye rastlamadı. Başında bekledim biraz sonna uyandı beni görünce korktu. Korkma! dedim. Allah tevbeleri kabul eder, yalvarıp tevbe edenleri bağışlar, dedim. Bir miktar yardım ettim. Bu kişi ahir ömrünü tam bir Müslüman olarak yaşadı ve öldü, diyor Hz.Ömer (r.a).
Ahir ömrünü tevbe ile Allah'a yalvarış ve yakarışla geçiren yaşlılara ne mutlu...
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi