“480 milyar TL nerede?”

Saadet Parti haftalık olağan Pazar toplantısını il binasında gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen toplantıda konuşan Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bingöl, iktidarın tarım politikalarını eleştirdi. Yıllardır zarar eden, tarlasını boş bırakma noktasına gelen, borcunu faizle ödeyen çiftçilerin yaşadığı sıkıntıları çok iyi bildiğini belirten Bingöl, iktidar “480 milyar Türk Lirası nerede?” sorusunu yönetti. Bingöl, “Bu iktidar, 2006 yılında bir Tarım Kanunu çıkardı. O kanunda, tarımsal destek ödemelerinin gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde biri oranında yapılacağı belirtilmişti. Bu, sevindirici bir gelişmeydi. Ancak ne yazık ki, iktidar kendi çıkardığı bu kanuna hiçbir zaman uymadı. 2025 bütçesinde çiftçiye ayrılan destek sadece 135 milyar TL. Eğer 2006’da çıkarılan yasa uygulanmış olsaydı, çiftçiye 615 milyar TL ödeme yapılması gerekiyordu. Aradaki fark 480 milyar TL. Şimdi soruyoruz, Nerede bu 480 milyar TL? Nerede bu çiftçinin hakkı? Zirai don oldu, hükümet sesini çıkarmadı. Çiftçi sokağa döküldü, yine olmadı. Kapılarınızı aşındırdılar, yetmedi. Seslerini duyurmak için Hatay’da soğan, Niğde’de patates üreticileri eylem yaptı. Siz ne yaptınız? Sıfır gümrükle bir milyon ton mısır ithalatının önünü açtınız. Çay üreticisini nefes alamaz hâle getirdiniz. Fiyatlar arttı. Gübreye yapılan zam yüzde 60’tan fazla. Mazota yapılan zam yüzde 80’i aştı. Dolayısıyla işçilik, nakliye ve genel üretim maliyetleri katlandı. Daha ne anlatmak gerekiyor? Üretici perişan durumda. Artık bunu görün. Londra’daki tefeciye değil, Anadolu’daki üreticiye kulak vermek için daha hangi afetin, hangi feryadın yaşanması gerekiyor? Doğrusu, kendi çiftçisinin ürünü dururken ithalat yapan; dünyanın öbür ucundaki çiftçiye kazandırıp kendi çiftçisini zarara uğratan bu anlayış, bu ülkenin toprağına bereket, köylüsüne refah getiremez. Bu 480 milyar TL, iktidarın çiftçiye borcudur. Derhâl ödenmesi gerekir” diye konuştu.
SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİDİR
Kurban Bayramının yaklaştığını aktaran Bingöl büyükbaş ve küçükbaş hayvan fiyatlarının yüksekliğine dikkat çekerek, bazı bölgelerde büyükbaş hayvan üretimine kısıtlama getirdiğinin altını çizdi. Bingöl, “Gerekçe olarak su sorununu gösterdiler. Evet, bu hükümet su yönetiminde de sınıfta kaldı. Su politikası yok. Ben bir su mühendisiyim. Su çok kıymetli bir nimettir. Ancak bu suyun doğru kullanılabilmesi için bir planlama gerekir. Bu hükümetin su planlaması yok. Sonuç olarak bazı yerlerde su israf ediliyor. Büyükbaş hayvan üretimine getirilen kısıtlama da aslında iklim yasalarıyla bağlantılı bir durumdur. Ayrıca, daha önce de ifade etmiştim: Üç milyon hektardan fazla tarım arazisi betona ve inşaata kurban edildi. Hükümet, 3 Mayıs 2025 tarihinde kimsenin fark etmediği bir anda yeni bir yönetmelik çıkardı. Bu yönetmelikle birlikte, artık mera demek “yatırım alanı”, yaylak demek “sanayi parseli”, kışlak demek ise “enerji, maden, turizm ve rant” projeleri anlamına geliyor. Beton ekonomisi meralara kadar uzanmış durumda. Bu da gösteriyor ki büyükşehir yasasıyla mahalleye dönüştürülen köyler gibi, şimdi de diğer 51 ilde ‘bütün şehir yasası’ çıkararak tüm köyleri mahalleye çevirmek istiyorlar. Bu, kırsalın tasfiyesidir. Hayvancılığın bitirilmesidir. Ve en önemlisi, köylünün son müşterek malının da sermayeye peşkeş çekilmesidir. Bizim buna itiraz etmemiz gerekiyor” sözlerini kaydetti.