Buğrahan Doğangil - DUVAR

Buğrahan Doğangil - DUVAR

PM Eskişehir Konseyi

Eskişehir’de biri gündemden düşmeyen, bir de gündemden düşürülmek istemeyen iki konu var.

Gündemden düşürülmek istemeyen konu benim “Lordlar Kamarası” ismini taktığım ve bugüne kadar poz vermek dışında herhangi bir faaliyetine rastlamadığım Eskişehir Konseyi.

Bu konsey girişimini tamamen sermayenin kendi içinde yarattığı bir oyun olarak gördüğüm için oldukça eleştirmiştim. Eleştirilerim aynı şekilde devam ediyor kendilerine.

Yalnız, konsey, tesadüf müdür bilmiyorum ama benim yazımın hemen arkasından övgülere boğuldu. Konsey ile ilgili övgü dolu metinler gördük.

Yahu konsey önce bir şey üretsin, bir şeyler yapsın, bir çeki düzen versin işleyişine, kendine… Yapacak-mış, edecek-miş ile bu işler olmaz.

Ondan sonra övüyorsanız övün ama bu Eskişehir Konseyi’ni meşru kılma, şehirde geçerli kılma çabaları neyin nesi?

Zaten ben veya benim gibi düşünenler haksızsa konsey çalışmaları ile bizi haksız çıkarır. Şu yersiz övgüler ah şu yersiz övgüler… Çağın en büyük hastalıklarından biri.

Gelelim gündemden düşmeyen konuya…

Cumhuriyet Halk Partisi’nde yaklaşan Büyük Kurultay öncesinde, Eskişehir’den bir Parti Meclisi Üyesi olmalı konusunu ilk ortaya kim attı bilmiyorum ama iyi attı. Hani derler ya delinin biri kuyuya taş attı 40 akıllı çıkaramadı. Bu da o hesap…

Neyse deli kim bilmiyoruz. Biz çıkaramayan akıllılar olarak yorum yapmaya devam edelim.

Bu PM olma hadisesi bütün derdimiz oldu yaklaşık 8-10 gündür.

Efendim şu aday olacak, bu aday olacak…

Hatta bugün Genel Başkan Özgür Özel’in Eskişehir’e gelişinde bile mana aramaya girdik. Mantıksız bir arayış değil da değil yani şu tabloda.

Konferans bahane, açılış şahane ama asıl sebep PM mi diye düşünüp duruyoruz.

Çünkü Eskişehir’den kesinlikle bir PM Üyesi çıkacağına hepimiz inanmış veya inandırılmış görünüyoruz. Oysaki böyle bir zaruri durum asla söz konusu değil. Daha önce Eskişehir’den Süheyl Batum ve Gaye Usluer PM Üyesi oldu CHP’de. Çok eski dönemlerde başka isimler var bilmiyorum ve unuttuysam kusura bakmasınlar. Ancak yakın geçmişte yalnızca iki isim çıktı bu şehirden.

Kim şimdi bu durumun değişeceğini söylüyor ki?

Ankara’dan yeşil ışık alan kim?

Demek ki birilerine kuşlar uçuyor Ankara’dan, “Size bir kontenjan ayıracağız.” diye.

Ya da tamamen yerelde biz kendi kendimize çalıp oynuyoruz.

Ha ben Eskişehir’den bir CHP PM Üyesi bu dönemde çıkacağına inanmıyorum onu söyleyeyim.

Ancak inanan veya inanmak isteyenlerin sayısı oldukça fazla.

Ankara’dan sinyal durumu söz konusu ise sinyalin kimin üzerinden iletildiği çok önemli. O iletilen kişiye yakın olan isim direkt yazılacak mı? Yoksa herkes bu isim olabilir mi? Ya da isim önerin biz seçelim mi?

Bir de, öyle “Ben CHP PM Üyesi olmayı çok istiyorum, çok da param pulum var.” demekle bu işler genellikle olmuyor. PM olmayı düşünenler kendilerini kim aracılığı ile Ankara’ya tanıtıyor, tanıtacak bunlar önemli detaylar.

Uzun lafın kısası şunu demek istiyorum.

Genel Merkez’den bir talep var mı? Bence açık bir talep yok. Şayet var diyelim. Bu talep kime? Kimin üzerinden?

Ve…

Açık çek mi uzatılıyor yoksa şartlı anlaşma mı?

Şimdi tekrar düşünün bakalım, Eskişehir’den bir PM çıkar mı, çıkarsa kim çıkar?

Gözlemlediğim netleşen bir aday adayı var gibi. Bunun dışında ise sesini çıkaran, ben aday olmak istiyorum mesajı veren ise henüz yok.

Ben olsam ben de erkenden kendimi deşifre etmezdim…

Yazımın başlığını da iki konuya değineceğim için böyle koydum. Merak uyandırsın diye…

Yoksa konsey ile CHP PM’nin bir bağlantısı yok merak etmeyin. O kadar da uzun boylu olmasın değil mi?

Herkese keyifli bir gün diliyorum. Sevgiyle kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Buğrahan Doğangil - DUVAR Arşivi