"Başbakan diktatör gibi"
CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar, parti binasında düzenlenen Pazar toplantısında önemli konulara değindi. Başbakan Erdoğan'ın diktatörlüğünü resmen ilan ettiğini iddia eden Adar, örgütte yaşanan kongre sürecine yönelik olarak da bazı kesimlerin delegeleri baskı altına almaya çalıştığını, ancak böyle bir şeye kesinlikle izin vermeyeceğini belirtti. Çevre ve Orman bakanlığı tarafından gönderilen 590 bin TL paranın da zaten Eskişehirlilerin ödediği vergiler olduğunu anlatan Adar, "AKP İl Başkanı büyük bir zafer kazanmış gibi bunu söyleyeceğine 8 ayda bitirilme sözü verilen çevre yolu ve kavşakların neden 20 aydır bitirilemediğini açıklasın" diye konuştu.
CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar Pazar toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Son haftanın gündemi genel başkanımızın grup toplantısında da belirttiği sivil birliklere doğru gidişimiz. Elbette başbakan bunu inkâr ediyor ama sizlerde izlemişsinizdir İstanbul Kültür Başkenti olması nedeniyle yapılan açılış toplantısında Başbakan'ın konuşmasını ibretle izledim. Başbakan şunu ifade ediyor; Atatürk Kültür Merkezi'nden söz ederek biz burayı 2010'a yetiştirecektik ancak kazmayı vurduğumuzda karşımıza hukuk çıktı. Hukuk bizim ciğerlerimizi delerek kan akıtıyor dedi. Kongrelerin başlangıcında sizlerle paylaştığımız bir konuyu dile getirmek istiyorum. Hukuku kimse küçümsememeli, hiç kimse yadsımamalı. Gün olur bu hukuk hepimize lazım olur. Demokratik ülkelerde en önemli olgu, en önemli şey bütün kurallara o ülkede yaşayan insanların uyması ve bütün kuralları konulduğu şekliyle uygulanmaya çalışılmasıdır. Eğer kuralları bir ucundan, birilerinin bir zamanlar dediği gibi 'Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz' mantığı ile hareket edecek olursanız, o zaman ülke içersinde kaos başlar. Ülkede sıkıntılar da büyüyerek gider. Başbakan bunu söylerken hukuk tanımazlığını, hukuka olan inançsızlığını dile getirerek kendi diktatörlüğünü açık açık ilan ediyordu. Çünkü ülkedeki kuralları tanımıyorsanız, her şey benim istediğim gibi olacak diyorsanız bunun adı siyasi literatürde diktatöryadır. Başbakan bunu açıkça ilan etmiştir.
Kongre sürecimiz son derece olumlu, son derece demokrasiye uygun bir şekilde geçiyor.
İki gündür basında çıkan bazı yazıları, haberleri, hangi merkezden geldiği konusunda tereddüt yaşayarak ibretle izliyorum. CHP'de sosyal demokrat partilerde oy kullanma yetkisine haiz arkadaşlarımızı hiç kimse baskı altına alamadı. Kendi özgür iradeleriyle hareket ettiler ve partimize yaraşır yönetimleri oluşturmayı başardılar. Kongre sürecinin başlangıcında bu sürecin kavgasız gürültüsüz CHP'ye yaraşır geçeceğini söyleyerek üyelerimizi, delegelerimizi ve partililerimizi göreve davet etmiştim. Arkadaşlarım da bu görev anlayışı içersinde hareket ettiler. Kongrelerimizde olay çıkmadı. Herkes kurallar çerçevesinde bu sürece katkı verdi. Bir mahallede 23 delege adına söz ettiğini ifade eden 4 arkadaşımız ve bugünkü bir gazetede yer alan 20'ye yakın delege adına söz ettiğini söyleyen sadece 5 arkadaşımızın ısrar ettikleri konunun belgeleriyle bana gelmelerini istiyorum. Bu parti içersinde kimsenin kimseye baskı uygulamasına izin vermeyeceğimi hepinizin huzurunda söylüyorum. Kim olursa olsun delegelere baskı uygulayamaz. Delege özelliği taşıyan arkadaşlarımız benim görev yaptığım süre içersinde hiç kimsenin etkisi, baskısı altında kalmadılar. İster benim kanalımla, ister kendileri cumhuriyet savcılığına vererek baskıları önlemeleri mümkündür. Eskişehir'de geçtiğimiz hafta içinde AKP İl Başkanı büyük bir kahramanlık edası içinde çevreyolunun genişletilmesi, çöp döküm alanının iyileştirilmesi için hükümetin yaptığı bazı şeylerden söz ediyor. Yerel yönetimleri bu konuda suçluyor. Çevre yolunun genişletilmesi çalışmaları ve 8 kavşaklı bat-çık köprü yapımı ile ilgili temel atma töreninde ifade edilen sözleri şöyle bir hatırlamaya çalışalım. Verilen süre 8 aylık bir süreydi. Bu süre içersinde işin tamamlanacağı söylendi. Ama işin başlamasının üzerinden yaklaşık 20 ay geçti. Dolayısıyla beceriksizlik, eksiklik varsa bu doğrudan doğruya hükümetin eksikliğindendir. Çünkü planınızı, projenizi başlangıçta doğru yaparsanız gerekli yerlerle temasınızı zamanında gerçekleştirirseniz o kurumlarda önceden önlemini alır onun üzerine düşen görevler varsa görevleri yerine getirir. Çöp döküm alanıyla ilgili gönderilen para Eskişehir'in parasıdır. 590 bin TL hepimizin ödediği vergilerdir. Eğer adil hükümetler yöneticiler varsa ülkede yaratılan kaynakları ülkenin öncelikli hizmetlerine öncelik sırasına göre ayırması gerekir. Çöp Döküm alanları büyük önem kazanmaya başladı. Hastalıklara neden olan, sıkıntılar yaratan bazen de patlamalara, insan kayıplarına neden olan bir olay. O nedenle bu işin bir an önce yapılması gerekir. eğer bir ayağında hükümet varsa o da üzerine düşeni yapmak zorundadır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.