Eskişehir'de deprem gerçeği: Önlem alınması mümkün değil

Eskişehir'de deprem gerçeği: Önlem alınması mümkün değil
Eskişehir’in deprem riski üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulunan Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Can Ayday, bölgedeki zemin yapısının tehlikelerine ve gerekli önlemlere dair önemli bilgiler paylaştı.

Kahramanmaraş Depremi’nin üzerinden sene geçmesine rağmen artçıları sürüyor. 3 gün önce Malatya’da yaşanan 5.9 büyüklüğündeki deprem akıllara Eskişehir’deki yaşanabilecek depremin sorularını getirdi. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Can Ayday, Eskişehir’in deprem durumu riski hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

"Eskişehir zemin yapısı deprem dayanıklılığı açısından sorunlu"

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Can Ayday, Eskişehir’in deprem açısından riskli bir bölgede yer aldığını belirterek, bu durumu 1999 depreminden sonra yapılan bilimsel çalışmalarla destekledi. Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleştirdiği araştırmalar sonucunda, Eskişehir’in zemin yapısının deprem dayanıklılığı açısından sorunlu olduğu ortaya kondu. Ayday, şehrin alüvyal bir alanda bulunduğunu ve yer altı su seviyesinin yüzeye yakın olmasının sıvılaşma riskini artırdığını ifade etti. Bu durumun, binaların deprem sırasında ciddi şekilde sallanmasına ve oturma yapmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

eskisehir-fay-haritasi.webp

“Eskişehir ikinci riskli bölgede”

Eskişehir’in yerleşim alanının doğu-batı yönlü bir fay ile İmişehir tarafına giden bir diğer fayın arasında bulunduğunu vurgulayan Ayday, bu yapıların şehri deprem açısından daha riskli hale getirdiğini kaydederek, “Eskişehir Kuzey Anadolu fayı üzerindeki yerleşim yerleri gibi çok riskli değil. Dünyada belli yerler çok riskli, orta riskli, az riskli, daha az riskli diye ayrılıyor. Böyle bir durumda Eskişehir ikinci tür riskli alana giriyor. En riskli alanın bir alt seviyesine giriyor. Örnek olarak verecek olursak; 99 depreminin yaşandığı Kuzey Anadolu fayı üzerindeki yerler veya Kahramanmaraş depremini oluşturan Doğu Anadolu fayı üzerinde olan yerleşim yerleri kadar riskli değil ama onun biraz daha altında bir riskli alana sahip. Yeraltı suyunun yüzeye yakın olması, Porsuk’un getirdiği alüvyon üzerinde olması Eskişehir’i riskini daha fazla artırıyor. Bir de insanoğlu tarafından bu riskli zeminin üzerine riskli bina yaparsan, kurallara uygun olmayan bina yaparsan artık yapacak hiçbir şey olmuyor” sözleriyle eleştirdi.

“Eskişehir’de şu an afet riskli alan yok”

Kentsel dönüşüm uygulamalarının sıkça yanlış anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Ayday, Eskişehir’de bu sürecin afet riskli alan ilan edilmeden gerçekleştirilemeyeceğini vurgulayarak, “Kentsel Dönüşüm ile Afet Riskli Alan arasında çok büyük fark var. Herkesin karıştırdığı bir tanım. Kentsel Dönüşüm alanları demek, şehirlerin teneke mahallesi diye tabir ettiğimiz bölgeleri riskli olmasa bile orada yaşayan insanların yaşamına daha iyi koşullar sağlamak için değiştiriyorsan, bu kentsel dönüşümdür. Eskişehir’de maalesef bu konu ihmal edildi, yok sayıldı. Eskişehir’deki olay kentsel dönüşüm değil, bu bilinmeli. Eskişehir için ‘Afet Riskli Alan’ ismiyle başladı. Birileri çıktı dedi ki, ‘bu alanı Afet Riskli Alan diye ilan ettim.’ Afet Riskli Alan öyle sorgusuz ilan edilmez. Afet Riskli Alan ilan edebilmek için belli parametreler vardır. Böyle akşam yattın, sabah kalkıp eline cetveli alıp karar verilecek mevzu değil. Bu olayda her 9 aşamayı tamamlayacaksın, sonra diyeceksin ki, ‘bu alan, afet riskli alan’dır. Eğer 9 maddeye şart sağlanıyorsa ‘Afet Riskli Alan’ sayarız. Eskişehir’de şu an ‘Afet Riskli Alan’ yok. İstediğin zaman oturduğun binayı belediyelere başvurarak Kentsel Dönüşüm adı altında dönüşüme sokabilirsin. Ama afet riskli alandır burası deme şansımız yok” şeklinde konuştu.

"Triyaj yöntemi uygulanabilir"

Kahramanmaraş depreminin ardından Eskişehir’deki binaların güvenliğini değerlendirmek için bir envanter çalışması yapılması gerektiğini belirten Ayday, bu çalışmanın uzman mühendisler tarafından yürütülmesinin elzem olduğunu ifade etti. Can Ayday, “Binaların durumu hakkında daha hızlı bilgi edinmek için bir ‘triyaj’ yöntemi uygulanabilir. Bu sayede, ayrıntılı inceleme yapmadan riskli yapıları belirlemek mümkün olacaktır” dedi. 2012-2013 yıllarında Kütahya’da gerçekleştirdikleri benzer bir çalışma örneğini veren Ayday, görsel değerlendirme yöntemleriyle kısa sürede binaların risk durumunu belirlemenin mümkün olduğunu söyledi.

can-ayday.webp

“Deprem beklemiyor”

Ayday, Eskişehir’de yaklaşık 150-200 bin bina bulunduğunu ve bunların güvenlik durumunu belirlemek için gereken süre ve kaynakların yetersiz olduğunu ifade ederek, “Bunları ayrıntılı olarak yapmaya kalkılırsa, bitişini ne ben görürüm ne de torunum. Bir binanın statik hesabı, dinamik hesabı bilgisayar kullanılarak ayrıntılı bir şekilde etüdü olsa bile 6 ay kadar sürüyor. Ama yabancı devletler bunun daha çabuk yolunu keşfetmişler. Çabuk yolu derken, çok hassas olmamak şartıyla ama yapmak zorunda kalındığı durumlarda kullanılıyor. Deprem beklemiyor seni. O nedenden dolayı her binada öncelikli belli parametreleri kullanarak binaya deprem açısından riskli veya risksiz deme şansımız var” diye belirtti.

“Toplanma alanını ben bile bilmiyorum”

Prof. Dr. Ayday, halkın deprem bilinci konusunda eğitim almasının önemine de değindi. Belediye başkanları ve valilikler sorumlu ama halk da sorumlu diyen Ayday, “Eskişehir’de bulunan toplanma alanlarını ben dahil kimse bilmiyor! Bu Mustafa Kemal Paşa mahallesinde bir deprem olursa ben nerede toplanacağımı bilmiyorum. Bunların öğretilmesi gerekiyor. Deniyor ki, ‘internete gir bakabilirsiniz.’ Öyle bir durumda bakmak mümkün değil. Bu en başından öğretilmeli ve şehirdeki herkes çevresindeki toplanma alanını öğrenmeli. Deprem bilinci denen olay öğretilmeli” diyerek dikkat çekti.

“Eskişehir’de bu konuda önlem alınması mümkün değildir”

Ayday, Eskişehir haberlerinde yer alan İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı’nın Orkun Kılıç açıklamasına değinerek, “Orkun Kılıç’ın bir yazısını gördüm. ‘Eskişehir’de bu konuda çalışma yapılamaz. Çünkü elde para yok’ diyor. Doğru söylüyor. Ek olarak bu işin içine sadece İnşaat Mühendisleri koyarak da yapamazsın. Bu durum başından yanlış doğdu. Hep vurguladığım bir olay var; ‘Deprem siyasi değildir. Deprem herkesi vurur.’ Ben Orkun Kılıç’ın dediğinin üzerine ekleme yapmam gerekirse, Eskişehir’de bu konuda önlem alınması mümkün değildir, çünkü para yok ve ek olarak söylüyorum; Birlik yoktur. Burada Valilik, Belediyeler, Odalar, Jeoloji Mühendisleri, İnşaat Mühendisleri, Jeofizik Mühendisleri, İl Müdürlükleri birleşip bunun çözümünü düşünmek zorunda. Ama Afet İl Müdürlüğü toplantı yapıyor, belediyenin haberi yok. Belediye toplantı yapsa ötekinin haberi yok. Böyle olunca da iş olmuyor” şeklinde konuştu.

"Büyük kayıplar yaşanabilir"

Sonuç olarak Eskişehir’in deprem riskine karşı alınacak önlemlerin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Ayday, “Deprem gerçeğiyle yaşamak, sadece uzmanların değil, toplumun her kesiminin sorumluluğudur. Bu konuda gereken adımlar atılmazsa, geçmişte olduğu gibi daha büyük kayıplar yaşanabilir” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi

Etiketler :