Eskişehir'de Depreme Dayanıksız Mahalleler Açıklandı: Korkutan Tablo Şok Edici!
Eskişehir İl Afet Risk Azaltma Planı Üzerine Çarpıcı Bilgiler
AFAD tarafından hazırlanan Eskişehir İl Afet Risk Azaltma Planı, bölgedeki deprem riskleri ve zemin tehlikelerine dair önemli bilgiler içeriyor. Mahalle mahalle yapılan değerlendirmeler, Eskişehir’in genel olarak zemin açısından riskli bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle ova üzerine kurulu şehrin zemini sağlam mahallelerinin yok denecek kadar az olduğu ifade ediliyor.
Riskli Mahalleler ve Zemin Tehlikeleri
Eskişehir için yapılan değerlendirmelerde şehir merkezindeki birçok mahallenin en riskli bölgeler arasında yer aldığı belirtiliyor. Özellikle Porsuk Çayı kenarındaki yapıların sıvılaşma tehlikesi nedeniyle ciddi risk oluşturduğu ifade ediliyor. Bu bölgelerdeki binaların çoğunun eski ve bitişik nizamda olduğu da vurgulanıyor.
Tepebaşı ve Odunpazarı İlçelerindeki Riskli Mahalleler
Tepebaşı ilçesindeki riskli mahalleler şunlardır: Aşağı Söğütönü, Şirintepe, Uluönder, Çamlıca, Ertuğrulgazi, Hoşnudiye, Eskibağlar, Güllük, Yenibağlar, Ömerağa, Mamure, Işıklar, Şeker, Fevziçakmak, Zafer, Kumlubel ve Fatih Mahalleleri. Bu mahalleler, deprem tehlikesi ve sıvılaşma riski açısından dikkatle incelenmesi gereken alanlardır. Ayrıca Sazova, Zincirlikuyu, Yeşiltepe, Sütlüce, Gazipaşa, Esentepe, Şarhöyük, Tunalı, ve Bakçelievler mahalleleri de kütle hareketi tehlikesi ve yüksek eğim nedeniyle riskli olarak tanımlanmıştır.
Odunpazarı ilçesindeki riskli mahalleler ise şu şekilde sıralanmıştır: Sümer ve 75. Yıl Mahalleleri deprem tehlikesi ve sıvılaşma riski nedeniyle dikkat çekerken, 71 Evler, Karacahöyük, Gündoğdu, Gökmeydan, Kurtuluş, Vişnelik ve Orhangazi Mahalleleri yüksek eğim ve kütle hareketi riski taşımaktadır. Ayrıca 75. Yıl Mahallesi, jeoteknik etüt gerektiren alanlar arasında yer almaktadır.
Çözüm Önerileri ve Acil Önlemler
Eskişehir’deki bu riskli mahalleler için belediyeler, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile vatandaşların acilen harekete geçmesi gerekmektedir. Öncelikli olarak mevcut binaların depreme dayanıklı olup olmadığının tespiti yapılmalı ve gerekli güçlendirme çalışmaları bir an önce başlatılmalıdır. Yeni inşa edilecek binalarda ise sismik izolatörlerin kullanımı zorunlu hale getirilmelidir.
Japonya gibi ülkelerin deprem yönetimi konusundaki deneyimlerinden faydalanarak, ülkemizde de benzer yöntemlerin uygulanması sağlanmalıdır. Vatandaşlar, yaşadıkları evlerin depreme dayanıklı olup olmadığını araştırmalı ve ilgili kurumlara başvurarak denetim sürecini başlatmalıdır. (Haber Merkezi)